sir perdesi kapak

Muammanın Ardındaki Hakikat: Sır Perdesi

“Victoria Çağı’nda yalnız kadınlar arasında değil, erkekler arasında da George Eliot kadar bilgili çok az sayıda insan vardı.” – İngiliz Edebiyatı Tarihi, Mina Urgan

İngiliz Edebiyatı dendiğinde akla ilk gelen yazarlardan George Eliot, 1819 doğumludur. Gerçek adı Mary Anne Evans olan Eliot’ın eserlerini bir erkek ismiyle yayımlaması, “kadınlar yalnızca hafif aşk romanları yazar” önyargısını kırmak içindir. Victoria döneminin önde gelen yazarlarından biri olarak öykü, roman ve şiirleriyle dikkat çeken işlere imza atmıştır. Aynı zamanda çevirmen ve gazeteci kimliklerine de sahip olan Eliot’ın en önemli eserleri arasında Middlemarch, Silas Marner ve Daniel Deronda gösterilebilir. Eserlerinde kırsal kesim yaşamını başarılı bir şekilde yansıttığı söylenebilir. Toplumdan dışlanmış kişilerin sorunları da işlediği temalar arasında yer almıştır ve derin psikolojik tahlilleriyle gerçekçi yapıtlar ortaya koymuştur. Öykülerinde ve şiirlerinde otobiyografik öğelere de rastlamak mümkündür. 61 yaşında hayatını kaybetmiştir. Ardında klasikleşen pek çok yapıt bırakan İngiliz yazarın Türkiye’de yayımlanan öykülerinden biri ise bilimkurgu unsurları ile dikkat çekmektedir.

1859’da kaleme alınan “Sır Perdesi” adlı kısa öyküsü, geçtiğimiz yıl Zeynep Bilge çevirisiyle Can Yayınları Kısa Klasikler dizisinde yayımlandı. Eliot’ın bilimkurgu türündeki tek eseri olarak bilinen Sır Perdesi’nin ana teması geleceğin bilinmesi ve bu durumunun insana yükleyebileceği sorumluluklar, yaşatacağı hissiyat, hayatına getireceği değişiklikler ve farkındalık etkisinin doğuracağı sonuçlar…

“Bilgeliğe giden hiçbir kestirme yol, hiçbir tescilli tramvay yolu yoktur.”

Sır Perdesi, sert bilimkurgu seven okurlar için çizginin dışında kalan bir eser, daha çok günlük hayat içindeki bir karakterin yaşadıklarını anlatıyor. Döneminde bilim olarak addedilen fakat günümüzde bu perspektifin dışında konumlandırdığımız temalar eserin iskeletini oluşturuyor. Latimer karakteri üzerinden anlatılan öyküde, başkalarının zihinlerinden geçenlerin anlaşılabildiğini görüyoruz. Geleceğe dair görülere sahip olan Latimer’in iç görü adını verdiği bu durum, zamanla katlanarak artıyor ve normal akışında ilerleyen hayatını bir anlamda rayından çıkarıyor. Geleceği görmek demek iyi bir şey midir yoksa bilindiği için var olan hayatı yaşamayı zorlaştıran bir unsur mudur?

Bertha Grant ile evlenen Latimer, onun zihnini diğer insanlar gibi göremediğini fark ediyor. Bir ikilem doğuran bu durum, çiftin ilişkisini de melankolik bir düzleme sokuyor. Güzel olduğu kadar kötücül olarak da anlatılan Bertha karakteri üzerinden kader kavramını da eşeliyor Eliot ve Latimer’in ağır ağır yalnızlaşmasını gözler önüne seriyor.

“Belki de çocukluğum bana, sonraki yıllar göz önünde bulundurulduğunda gerçekte olduğundan daha mutlu görünüyor.”

Mistik ve gotik bir atmosfere doğru ilerleyen öyküde, Avrupa’nın kimi şehirleri de kadraja girip çıkıyor. Bunlar arasında gotik atmosferiyle nam salmış olan Prag da önemli bir yer tutuyor. Galvanizm, manyetizma ve frenoloji gibi dönemin popüler bilim temaları ise öyküde bolca yer buluyor. Hikâyenin yazıldığı dönemlerde bir bilim dalı olarak görülen fakat günümüzde sahte bilim olarak adlandırılan frenoloji, Eliot’ı etkilemiş olacak ki öyküsünü bunun üzerine kurgulamayı yeğlemiş. Eliot’ın klasik tarzının biraz dışında konumlanan Sır Perdesi için doğaüstü diyebileceğimiz bir atmosfer mevcut. Romantizm dozunu da yerinde kullanan yazarın ortaya trajik bir öykü çıkardığını görüyoruz. İnsan ruhunun dehlizlerinde gezinmeyi sevdiğini ve hayatın ölüm, kader, bilinmezlik, kötülük, tutku gibi kavramlar üzerine inşa edildiğini aktarmaya çalıştığını anlıyoruz.

Kısacası Sır Perdesi, takma isim kullanmasına rağmen edebiyatta kadın perspektifine öncülük eden, eserleriyle ölümsüzleşen George Eliot’ı henüz tanımamış olanlar için önerilebilecek bir anlatı. Yazarın daha olgun yapıtlarına geçmeden önce göz atılabilecek kısa ve hoş bir okumalık.

Yazar: Bahri Doğukan Şahin

1995, Erzurum. Kitap okur, belgesel izler, sinema, felsefe ve bilimkurguyla ilgilenir, öykü yazar. Kayıp Rıhtım'da başladığı yazarlık serüvenine, Fantastik Canavarlar ve Bilimkurgu Kulübü gibi internet sitelerinde ve çeşitli dergilerde devam etmekte. bahridogukan@gmail.com

İlginizi Çekebilir

isikla gelen kader

Ölümün Kodunu Çözmek: Işıkla Gelen Kader

“Öleceğiniz günü bilmek ister miydiniz?” Lucas Viator’un ilk kez “Teo Man” mahlasıyla Sayfa6 Yayınları’ndan çıkan, …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin