MAHDI | مهدي / MEHDİ | Fremen mesihsel efsanelerinde ‘Bizi cennete götürecek kişi’. Paul Atreides, Dune romanındaki ana karakterdir, saldırıda öldürülen Dük’ün oğlu, annesi ile birlikte sürgün hayatı yaşar, fremenlerler karşılaştıktan sonra onların sevgisini ve saygısını kazanır ve zaman içerisinde düşman Harkonenlere karşı verdikleri mücadelede liderleleri olur . Mehdi olarak adlandırılır, İslamda mehdi “doğru yola girmiş kişi” anlamındadır. Tüm kötü olaylardan sonra dünyaya adaleti getirecek insan peygamberdir. Sunni ve Şii görüşler belli konularda ayrışır, fakat bu konuda görüşleri ortaktır. Peygamberlik figürü Şii kültüründe daha baskındır, Sunni kültürü peygamberliğe atfedilen bazı olayları uydurma efsane olduğu gerekçesi ile yalanlar. |
MAULA | مولي / MAULA | Köle. |
MIHNA | محنة / MIHNA | Fremen gençlerinin erkekliğe adım atmak için geçemesi gereken sınav dönemi. Arapçada test anlamındadır. |
MISH-MISH | مشمش / MIŞ MIŞ | Kayısı. |
MISR | مصر / MISIR | Tarihsel olarak Zensunnilerin (fremen) kendilerine taktığı isim: İnsanlar.' Arapçada ve Türkçede ülke ismi olan “Mısır” anlamındadır. Ülke ve yer anlamına da gelir. |
MU ZEIN WALLAH! | مو زين و الله / MU ZEIN VALLAHİ | Fremenler tarafından düşmana karşı söylenen kötü söz, lanet, Vallahi kelimesi “iyi değil” anlamına gelen Mu Zein sözünü güçlendirme amacını taşır. Arapçada vallahi “Allah adına yemin ederim” anlamına gelen tepkisel bir ünlem anlamı verir. Bazı ülkelerin arapça argosunda yaygın kullanılır. |
MUAD'DIB | مؤدب / MUAD'DIB | Arrakis çöllerinde genellikle geceleri ortaya çıkan fare. Paul kendisine bu ismi seçmiştir. İngilizcedeki “i” harfi uzatılarak söylenir. Arapçada kısa telaffuz şekli ile oluşan (Mu'adib), özel hoca, öğretmen demektir. Eskiden halifeler ve yöneticiler çocuklarını yetiştirmek için Mu'adib tutarlardı. |
MUDIR NAHYA | مدير ناحية / MUDIR NAHYA | Hayvan Rabban için Fremenlerin taktığı isim. Genelde ‘Şeyten Hükümdar’ anlamında çevrilir. Mudir büyük ihtimal ile Türkçedeki müdürden türetilmiştir. Nahya da yer demektir. Irakta bu terim hala kullanımdadır.. |
MUSHTAMAL | مشتمل / MÜŞTEMİLAT | Küçük bahçe ve içerisindeki yapı |
NAIB | نايب / NAİB | Fremen boylarının yöneticileri. Geleneksel Fremen lideri yemini ile düşman tarafından canlı ele geçirilmemeye ant içmişlerdir. Arapçada vekil demektir. Bazı Arap ülkelerinde hala kullanılır. |
NAYLA | نائلة / NAYLA | İmparator Tanrı Leto II’nin Balıklarla Konuşanları korumalarından biri. Eski bir arapça isimdir, ayrıca İslamiyet öncesi tanrıça adıdır. |
OTHEYM | عثيم / OTHEYM | Naiblerden birinin adı. İsim büyük ihtimalle Osman kelimesinden esinlenmiş olabilir.Esin kaynağı Muhammedden sonra 3. Halife olan Osman bin Affan olabilir |
PADISHAH | بادشاه / PADİŞAH | Shaddam IV’ın ünvanlarından bir tanesi, Padişah İmparator diye betimlenir. Hem Osmanlı sultanları hem de İran şahları bu unvanı kullanmışlardır. |
PORTYGULS | برتقال / PORTAKAL | Portakal. Arapçadan “bortogal” dan türemiştir. Portekiz ülkesinin eski roma dönemi isminden gelir; Porto Callis. |
POWINDAH | • | Tleilax kültüründe yabancılar Powindah olarak adlandırılır. Afgan göçebelerine de bu adla hitap edilir. |
QANAT | قناة / KANAT | Dune Çocukları kitabında çölde su taşıması için kullanılan kanallara denir. Kanat kelimesi araçada mızrağın düz sapı anlamındadır. |
QUIZARA TAFWID | ؟ تفويض / QUIZARA TAFWID | Fremen rahipleri (Muad'Dib sonrası). Arapçada delege etme anlamına gelir. |
RABBAN | ربان / RABBAN | Arapçada gemi kaptanı anlamındadır.. |
RAMADHAN | رمضان / RAMADHAN | Güneş-ay takviminin 9. Ayına tekabül eden, oruç tutma ve dua etme ayı.Fremenler ilk ayın 9. Döngüsünü içerisinde bu ayı takip ederler. İslam ay takvimine göre 9. Ay ramazan ayıdır. |
RAZZIA | RAZZIA / RAZZIA | Yarı-işlevsel gerilla hücumlarına verilen ad. İslamiyet’in ilk yıllarında yapılan savaşlardan örnek alınmış olabilir. Peygamber Muhammedin bizzat katıldığı savaşlara Gavze denirdi. Türetilmesi büyük ihtimal ile buradan gelmektedir. Günümüz İtalyancasında yağma için yapılan askeri harekat anlamı da vardır. |
RUH-SPIRIT | روح / RUH | Fremen inancına göre insanın metafizik dünyayla bağlantısını kuran kısmı, kökü. Arapçada ve Türkçe de aynı anlamda kullanılır. |
SARFA | صرفة / SARFA | Tanrıdan uzaklaşma. Arapçada terketme anlamında kullanılır. |
SAYYADINA | سيدنا / SAYYADINA | Fremen dini hiyeraşisinde kadın yardımcı. Paul’un annesine fremenler tarafından verilen unvan "Sayyedina"dır. “Tanrı’nın arkadaşı” anlamına gelir. “Sayyed” Arapçada efendi demektir, asil soylulardan din büyüklerine kadar birçok kişi için kullanılır. |
SELAMLIK | سلامليك / SELAMLIK | Imparatorluk sarayında gelenlerin karşılandığı yer. Türkçede, sarayda erkeklere ayrılan yer anlamında kullanılır. |
SHAH-NAMA | شاه نامة / ŞEHNAME | Zensünni gezginlerinin efsanevi kitabı. Eski Rian efsanelerini konu alan Firdervsi’nin yazdığı “Şehname” eserinden türetilmiştir. |
SHAI-HULUD | شئ خلود / ŞEYH HULUD | Arrakis'in kum solucanı. 'Çölün yaşlı adamı', 'Sonsuzluğun Yaşlı Babası' ve 'Çölün Büyükbabası' olarak bilinir. İsim büyük şekilde yazılması ve uygun tonlama ile söylenmesi ile Fremen efsanelerinde üstün bir varlığın tanrısal güçlere sahip olduğu batıl inançları ile ilgilidir. Kum solucanları çok büyük boyutlara ulaşabilir, çölün dip kısımlarında yaşayanlarından 400 metreye ulaşanı görülmüştür. Kendi türlerinden biri tarafından öldürülmedikçe veya suda boğulmadıkça uzun yıllar yaşayabilirler. Arrakisteki çoğu kum hareketinin nedeni olarak kum solucanları gösterilir. Arapçada Shai 'şey', hulud da 'sonsuzluk' demektir. |
SHAITAN | شيطان / ŞEYTAN | Dune Kafirleri kitabında Sheeana kum solucanlarını Şeytan olarak çağırır. Arapça ve Türkçede Şeytan, kötü demektir. |
SHARIA | شريعة / ŞERİAT | Panoplia propheticus batıl ritüelleri düzenleyen kurallar. İslamda dini kanunlar demektir. |
SIETCH | سيق / SİYEÇ | Fremenlerin 'Tehlike anında toplandıkları yer'. Fremenler sürekli tehlike ve tehdit altında yaşadığı için siyeçler fremen kabileleri tarafından yaşanan yerler anlamını kazanmıştır. Orjinal dildeki 'Sietch' ve Arapçada geçen 'seeq' kelimesi benzerlik göstermektedir. Eski Petra şehrinin arapça isimlerinden biri de Seeq'dir. Yapılar arasındaki benzerlik dikkat çekicidir, büyük ihtimal ile buradan türetilmiştir. |
SIHAYA | سياحة - صحة / SIHAYA | Fremenlerde ilk bahar dönemi, dini temalar ile birlikte güzel günlerin geleceğini vaadeden dönem anlamı vardır. |
SIRAT | صراط / SIRAT | Orange Katolik incilinde bulunan bir bölüm insanın ince bir köprüden (sırat köprüsü)geçişini anlatır 'Cennet sağımda, Cehennem solumda, Ölüm meleği arkamdadır' . Sırat, islamda kıyamet günüde insanların geçmesi gereken bir köprü olarak betimlenir. Kişinin cennete veya cehenneme gitmesi bu köprüden geçişine bağlıdır. Terim sadece İslama özgü değildir, Zerdüştlük dininde de benzer bir tema vardır. |
SOO-SOO SOOK! | سوق / SU, SOĞUK SU | Arrakis su satıcılarının tekrarladığı çığırış. Arapçada pazar için kullanılan kelime 'Suk' veya 'sook'tur. Fakat Türkiyede yaşayan İsveçli blogger Sven Holmstrom'a göre bu terimin kökeni Türkçedir. Yazları Türkiyede su satıcıları "Suuu, soğuk su" diye bağırırlar (Bir Türk Dune hayranı olarak bunu hiç farketmemiştim, algıda seçicilik herhalde). |
SUBAKH UL KUHAR | صباح الخير / SUBAKH UL KUHAR | 'İyi misin?' anlamında geleneksel Fremen selamlaşması. Mısırda'Are you well?' a Fremen greeting. Mısırda "Sabah El Kheir" 'iyi sabahlar olsun' demektir. |
SUBAKH UN NAR | صباح النور / SUBAKH UN NAR | 'İyiyim, sen nasılsın?' anlamında geleneksel cevap. Mısırda "Sabah El Nour" şeklinde söylenir ve 'Işığın sabahı' anlamındadır. |
TAHADDI AL-BURHAN | تحدي البرهان / TAHADDI AL-BURHAN | Geri dönüşü olmayan büyük sınav, sonucu çoğunlukla ölüm yada yıkım getirir. |
TAHADDI CHALLENGE | تحدي / TAHADDI CHALLENGE | Fremenlerin ölümüne düellosu, temel anlaşmazlıkları çözme yöntemidir. Tahaddi arapaçda meydan okumak demektir. |
TAQWA | تقوى / TAKVA | Gerçek anlamı 'özgürlüğün bedeli' demektir. Kutsal varlığın kuldan isteği ve bu isteğin yarattığı korku. İslamda sofuluk demektir. |
THUFIR HAWAT | ظفير حواط / THUFIR HAWAT | İsmin arapça esinlenimleri olabilir. Thufar Yemende bir bölgenin adıdır, aynı zamanda Thafir de muzaffer demektir. |
ULEMA | علماء / ULEMA | Zensunni teoloji bilgini. Arapçada çoğul anlamda bilim adamları, dünyevi ve dini konularda bilgi sahibi olan kişiler demektir. Tekil hali Alemdir. |
UMMA | أمّة / ÜMMET | Dune evreninde peygamberler birliklerinden birinin adıdır. Arapçada millet veya halk demektir. |
USUL | أصول / USÜL | Fremenler için temel direk anlamındadır. Stilgar tarafından Paul'a verilen isimdir. Aparçada çoğul anlamda prensipler demektir. |
WALI | ولي / WALİ | Auliye'nın tekil hali, kendini kanıtlamamış fremen genci. |
YA HYA CHOUHADA | يا حي الشهداء / YA HYA CHOUHADA | 'Yaşasın Savaşçılar'', Fedaykinlerin savaş çığlığı. Ya kelimesinin (şimdi) anlamı hya (şimdinin daha vurgulanmış hali) tarafından daha da önemli hale getirilmiştir. Chouhada haksızlığa karşı savaşanlar anlamı taşır. Arapçada Chouhada yada shuhada (şehadet) şehit demektir. |
YA! YA! YAWM! | يا يا يوم / YA! YA! YAWM! | Fremenleri seromonilerde kullandığı kafiyeli söz, derin bir ritüel anlamı vardır. 'Şimdi dikkatini ver' anlamını taşır. |
ZENSUNNI | سني / ZENSÜNNİ | Zen ve sünni konseptlerinin birleşimi. Sunnilik islam içerisinde yaklaşık %90lık bir kesimin inancına tekabül eder. Dune evreninde Maometh (üçüncü Muhammed) öğretilerinden ayrılan mezheptir. 1381 G.Ö. Zensünni inancı genel oalrak 'ataların yolu' kavramının mistik bir şekilde farklılaşması ile diğerlerinden ayrılır. Çoğu araştırmacı Ah Ben Ohashi mezhebin lideri olarak görür fakat Ohashinin ikinci karısı Nisai için sadece bir sunucu olduğu gösteren kanıtlarda vardır. |