Dune serisini bilmeyenler için kısa bir özet geçelim: Arrakis gezegeninde bulunan çok değerli bir madde var; melanj ya da bahar olarak da bilinen bu madde, sadece ve sadece yaşam şartlarının çok zor olduğu bu çöl gezegeninde bulunur. Bahar galaksiler arası seyahat için gereklidir. Güçlü tüccarlar ve gezegenler arası ticaret için olmazsa olmaz önemdedir. Bilinen evreni kendisine bağlı hanedanlıklarla yöneten İmparator, bahar çıkarımı işlemini Harkonnen Hanedanı’ndan alıp baş düşmanı olan Atreides Hanedanı’na verir. Gezegenin yerli popülasyonu, Fremen adında gezegenin zor şartlarına alışmış olan göçebe bir halktır. Gelişen olaylar süresince Harkonnen Hanedanı, imparatorun gizli desteğini alarak Atreides Hanedanı’na saldırır. Atreides Hanedanı’nın lideri Dük Leto öldürülür, oğlu Paul ise kaçar. Paul, Fremenler ile müttefik olur, onları Harkonnenler’e karşı örgütleyerek liderleri konumuna gelir.
Dune’da İslam ve Arap Temaları
Frank Herbert‘in Dune serisi, bol miktarda İslami referanslar içermesinin yanı sıra, Arapçaya dayalı bir terminolojiye de sahiptir. Daha önce Mustafa Yelkenli tarafından Dune serisindeki İslami motifler kavramı işlenmişti. Bu yazıda ise Khalid Baheyeldin tarafından hazırlanmış olan Dune terminolojisini üç sayfa olarak ilginize sunuyoruz. Terminolojinin ikinci ve üçüncü yazılarına alttaki devam sayfalarına tıklayarak ulaşabilirsiniz. Sözcüklerin orijinal karakterine uygun olarak Arapça yazılışlarını ve ek olarak Türkçe karşılıklarını da tabloya koyduk.
Hazırlayan: Emre Karadeniz
Terim | Arapça / Türkçe | Yorumlar |
---|---|---|
ABA | عبا / ABA | Fremen kadınlarının giydiği geniş kaftan. Bu terim doğrudan şimdiki kullanımından türemiş gözüküyor. “Abaya”, günümüz Suudi Arabistan’ında ve diğer bazı İslam ülkelerinde uzun yıllardan beri kullanılan bir giysi. Klasik Arapça kaynaklarda عبا veya عباء şeklinde geçer. |
ADAB | أدب / ADAB | Kendiliğinden akla gelen zorlayıcı anı. Arapça ve Türkçede “görgü kuralı” anlamı da vardır. Günümüz Arapçasında “edebiyat” anlamına gelmekte olup daha eski dönemlerde masal ve hikayeleri bilen ve diğer insanlara aktaran kişi anlamı da vardır. |
ALIA | عالية , علية / ALIA | Alia Paul’un küçük kız kardeşidir. Ali isminin kadın versiyonuna benzer. Ali yüce, ulu demektir. Kral Hüseyin dönemindeki Ürdün’de birçok prensesin ismi Aliaydı. Tim O’Reilly, Alia isminin peygamber ailesinden olduğunu belirtmiştir. Büyük ihtimal ile erkek versiyonu Aliyi kastetmek istemişti. Ya yanlış biliyordu yada Herbert’in kafası karıştı. Beklide Herbert kelime oyunu yapmak istedi. |
AL-LAT | اللات / EL-LÂT | İnsanlığın ilk Güneşi, şimdi ki Güneş sistemimizdeki Güneştir. İslam öncesi Arabistan‘daki kader, kısmet ve bereket tanrıçası. Yunan tanrıçası Venüs ile benzerlik gösterir. |
ALAM AL-MITHAL | عالم المثال / ALAM AL-MITHAL | Tüm fiziksel sınır ve zorunlulukların olmadığı mistik dünya. Mistik Sufi geleneğinden gelme bir terimdir. İbn-i Sinaya göre alam al-mithal insan aklı ve tanrısal benliğin arasındaki köprüyü kuran zihinsel meditasyondur. Arapçada “Teşbih Dünyası” demektir. |
AMTAL or AMTAL RULE | أمثال / AMTAL | Bir şeyin limitlerini ve kusurlarını belirlemek için test etmek, yok edene kadar test etmek. Arapçada “atasözü” anlamına gelen أمثال (Amthal) sözünden türemiş olabilir. |
AQL | عقل / AKIL | Sebep testi. Orijinal olarak ‘Yedi Mistik Soru’ nun başında şu şekilde geçer “Kim düşünür?”. Arapçada “akıl”, “mantık”, “neden” gibi anlamları vardır. |
ARRAKIS | – | Dune olarak bilinen gezegen, Canopus’un üçüncü gezegeni. Bazıları kelime kökeninin Arapçada dans etmek anlamına gelen ‘Raks etmek’ geldiğini öne sürer fakat bu bazı diyalektler için geçerlidir. Gerçek kökeninin bu olması uzak bir olasılık gözüküyor. |
AULIYA | أولياء / EVLİYA | Zensunni gezginlerinin dinine göre Tanrının sol elindeki kadın, hizmetçi. Arapçada Auliya أولياء müttefik anlamına gelen ‘veli’ kelimesinin çoğuludur. Bazı İslami geleneklere göre ‘Tanrı müttefiki, dostu’ anlamına da gelir. Hristiyan geleneğindeki ‘Aziz’ kavramıma benzerlik gösterir. |
AXOLOTL | – | Axolotl tanklları Tleilaxu tarafından gholaları üretmek için kullanılırlar. Aztec Nahuatl dilinden türetilmiş dilinden türetilmiştir. “Atl” su, “xolotl” ise köpek demektir. Ayrıca Aztec ölüm tanrısı Xolotl ile de benzerliği vardır. Efsaneye göre sürgünden kaçmak için amfibi bir hayvan kılığına girmiş fakat bu şekildeyken öldürülmüştür. |
AYAT | آيات / AYET | Hayat işaretleri, Arapçada da aynı anlamda kullanılır, Kuran da sık sık geçer. |
BAKKA | بكاء / BAKKA | Fremenlere göre tüm insanlar için yas tutan kişi. Arapçada sıklıkla ağlayan kişilere denir. |
BAKLAWA | بقلاوة / BAKLAVA | Şerbet ile yapılan ağır bir tatlı. Türkiye ve Ortadoğu’da popülerdir. |
BARAKA | بركة | Sihirsel güçlere sahip kutsal kişi, Arapçada ‘kutsama’ anlamına da gelir. Sıfat olarak kullanıldığında kutsanmış veya kutsayan kişi anlamını verir. |
BASHAR | بشار / BAŞAR | (Genellikle Albay Başar): Günümüz rütbe sistemine göre Albayın biraz üstünde olan Sardaukar rütbesi. Gezegen alt-bölgesi ordu yöneticisi için verilen bir ünvandır. Dune Kafirleri ve Rahibeler Meclisi kitabında karakter olarak Başar Miles Teg vardır. Arapçada "Başar" kelimesi isim olarak hicret döneminden beri kullanılmaktadır. Suriye Devlet başkanının ismi de Başar’dır. |
BENE GESSERIT | بني جزيرة / BENE GESSERIT | Dune evrenindeki kadınların oluşturduğu kardeşlik grubu. Paul’un annesi de Bene Gesserit'tir. Terim Arapçada “ Ada/Yarımada Oğulları” anlamına gelir. “Beni”, belirli bir kabileye ait yerde yaşayan anlamına da gelir. Bunun yanında Latince de “başarılı olacak kişi” veya “asil doğmuş kişi” anlamı da vardır. |
BI-LA KAIFA | بلا كيف / Bİ- LA-KAYFA | Amin. (Gerçek anlamı: ‘Daha fazla açıklanmasına gerek yok’). İslami teolojiye göre eski dönemleri Tanrının uzuvları ile ilgili yapılan tartışmalar ve farklı grupların nasıl ele aldığı ile ilgilidir. Gelenekselci yaklaşım kavramları olduğu gibi ‘neden demeden’ kabul etmiştir. Mu’tazili gibi rasyonalistler ise bu terimleri alegori olarak kabul etmiştir. Bi-la-kayfa ‘neden demeden’ demektir. Günümüzde kullanımı bulunmayan bu kavramı Frank Herbert’in keşfedip kullanması ise çok ilginçtir. |
BLED | بلاد / – | Açık, düz çöl. Arapçada ülkeler anlamına gelen ”Belad” kelimesinden türemiş olabilir. |
BOURKA | برقع / BURKA | Fremenlerin açık çölde kullandıkları geniş örtü. Eski Arapçada burku’, genel olarak insanların ve hayvanların kullandığı suratı kapatan kıyafet demektir (Persler savaşlarda fil kullanmıştır, Araplar develer fillerden korkmasın diye suratlarını burku’ ile kapatmıştır). Mısır'da burku’ kadınların kullandığı peçe anlamına gelir. Afganistan’da burka denilen kıyafet kadının tüm vücudunu kaplar. |
BURHAN | برهان / BURHAN | Hayatın kanıtları. (Genelde ayet ve hayat burhanları). Arapçada kanıt demektir. Mantıkçı ve felsefecilerin tartışmalarında aynı anlamda kullanılır. |
CAID | قائد / KAID | Tüm gezegeni kontrolü altında tutan, askeri yönetimde genellikle sivillerle alakalı işlerle uğraşan kişilere verilen Sardaukar rütbesi. Başardan üstün fakat Bursegten düşük bir rütbedir. Arapça anlamı ‘lider’ veya ‘komutan’ anlamındadır. |
CRYSKNIFE | HANÇER-İ FİGAN | Arrrakis'te yaşayan Fremenlerin kutsal bıçağı. Ölü çöl solucanlarının dişlerinden yapılır. Bağlı ve bağlı olmayan olarak iki türü vardır. Bağlı olmayan sahip olduğu kişinin yakınında durmak zorundadır, eğer durmazsa bozulur ve parçalanır. Bağlı olanlar saklı tutulabilir. Genelde uzunluğu 20 cm'dir. Malezye'da törensel amaçlı ‘Kyrs’ diye bir bıçak bulunmaktadır. |
DAR AL-HIKMAN | دار الحكمة / BEYT’ÜL HİKMET | Dini çevirmeler ve yazılar yazan okul. 9. Yüzyılda Abbasi halifesi Abdullâh Memûn tarafından kurulan okulun adı. Bilgelik Hanedanı anlamı vardır. |
DUNE | دُنْياء / DÜNYA | Dune ya da namı diğer Arrakis. Baharın doğal yollarla ortaya çıktığı bilinen tek gezegen. İngilizcede "Kumul" ya da "Kum Tepesi" anlamına gelse de sözcüğün kökeni Arapçaya dayanır. Arapçada “Daha aşağıda veya beride olan” anlamına sahip "Dünya" sözcüğünden türemiştir. |
EL-SAYAL | السيال / KUM YAĞMURU | Kum yağmuru. Büyük miktarda kum ve tozun coriolis fırtınası tarafından 2000 metre kadar yükseğe çıkarması ile oluşan yağmur. Sayal kelimesi Arapçada ‘akmak’ kökeninden gelir. |
ERG | عرق / – | Geniş kum düzlükleri, kum denizi. |
FAI | فئ / FAI | Su haracı, bir çeşit vergi. Genellikle kendiliğinden teslim olmuş topraklardan senede bir kere alınır. |
FEDAYKIN | فدائيين / FEDAYKİN | Fremen ölüm komandoları. Tarihsel olarak bir amaç uğruna kendini feda etmeye hazır savaşçı. Paul Atreides komutası altındaki Fremenlerin özel savaşçı gücü. Duruma göre kamikaze taktikleri benimseyen, görev uğruna kendilerini feda edebilirler. Büyük ihtimal ile ‘fedai’ kelimesinden türetilmiştir. Atmışlı yıllarda Filistin gerillalarına da fedai denirdi. Saddam Hüseyin’in özel kuvvetlerine verilen isim de bu şekildedir. |
FIQH | فقه / FIKIH | Zensunni gezginlerinin dini kavram ve kanunları. Terim İslam kanunlarını inceleyen disiplin olan ‘fıkıh’dan gelmektedir. |
FREMEN | – | The Fremenler Herbert'a göre çöl gezginlerinden uyarlanmıştır. Kabile anlayışı ve gelenekleri benzerlik gösterir. |