Mikail Boz

Ömrünün yarısını ne yapacağını, kalan yarısını da ne yaptığını düşünerek geçirmek istemeyen bir yersiz yurtsuz... Bilimkurguyu da bu yüzden seviyor...
Emma-Stone-Bugonia-2025-

Modern Çağın Rasyonel Paranoyaları: Bugonia ve Komplo Kültürü

Sinemanın “tuhaf” çocuğu Yorgos Lanthimos, 2000’ler sonunda ortaya çıkan “Yunan Tuhaf Dalgası”nın (Greek Weird Wave) öncüsü olarak anılıyor. Yönetmen, son filmi Bugonia (2025) ile çağdaş dünyanın çelişkilerini yeniden masaya yatırırken, bu kez Jang Joon-hwan’ın kült mertebesine erişmiş Save the Green Planet! (2003) filmini baştan yorumluyor. Lanthimos’un sinemasına aşinayız: İnsan doğasının itaatkârlığını, içsel şiddetini ve toplumsal kabulleri soğuk, donuk ve rahatsız …

Devamını gör »
Color Out of Space

Kozmik Dehşetten Yerelleşmiş Korkuya: Color out of Space

H.P. Lovecraft, 1927 tarihli “The Colour Out of Space” adlı öyküsünü kendi külliyatı içinde en sevdiği eser olarak tanımlar. Bunun nedeni, Lovecraft’la özdeşleşen insanbiçimciliğin –yani evreni insan merkezli okuma eğiliminin– reddedilmesi gerektiğine dair düşüncesidir. O döneme kadar korku edebiyatında hayaletler, vampirler, insan formuna bürünen iblisler ya da kişilik bölünmesiyle ortaya çıkan “anlaşılabilir” kötücül figürler öne çıkıyordu. Bu karakterlerin hepsi, bir …

Devamını gör »
Total Recall kapak

Total Recall: Hafızaya Ne Kadar Güvenilir?

Gerçeklik nedir? Yaşadığımız deneyimler ne ölçüde gerçektir? Bellek, yaşantılarımızı sıralamada bir anlam taşısa da ona ne kadar güvenebiliriz? Düşünen bir özne olarak, imgeye dönüşen gerçekliğe, çoğu zaman bir yanılsama gibi görünen benliğimize ve büyük ölçüde imgelerle işleyen belleğimize güvenmek mümkün müdür? Bu tür soruların merkezde yer aldığı filmler arasında Matrix (Wachowski Kardeşler, 1999) ve Dark City (Alex Proyas, 1999) gibi …

Devamını gör »
Revenge of the Sith star wars kapak

Star Wars: Revenge of the Sith

Bazı yapımlar vardır ki salt film olarak kalmaz, kendi endüstrisini yaratır. Film sinemada izlenir; oyuncakları, elbisesi, filmde kullanılan aletler, hatta yiyeceği bile üretilip satılır. Bunlar genellikle fantastik filmlerdir. Esasen hayallerimize seslenir ve oradan beslenirler. Yapımcılar için altın yumurtlayan tavuk gibidirler, üzerinden yıllar geçse bile para kazandırmaya devam ederler. Bunun en iyi örneklerinden biri de Star Wars ya da nam-ı diğer …

Devamını gör »
The Assessment

Doğal Seçilim Tersine Dönerse: The Assessment

Bilimkurgu türünün önemli damarlarından biri, ütopyalardan ziyade distopyalar. Bunun temel nedeni ise distopyaların seyirciye çok daha hızlı ve etkili bir çatışma sunabilmesi. Distopik dünyalar zaten bir olumsuzluk zemininde kurulduğu için, kahramanın temel arzusu da çoğu zaman bu baskıcı düzenden kaçmak ya da onu dönüştürmek oluyor. Yakın zamanda vizyona giren The Assessment (Seçilim, 2024), bu durumun çarpıcı örneklerinden. Yönetmenliğini Fleur Fortuné’nin …

Devamını gör »
zardoz kapak

Zardoz: Bir Uygarlık Eleştirisi

Britanyalı yönetmen John Boorman’ın imzasını taşıyan Zardoz (1974), bilimkurgu sinema tarihinin en sıra dışı yapımlarından biri. Alışıldık James Bond rolüyle tanınan Sean Connery, bu kez bambaşka bir karakterle karşımıza çıkıyor. Connery, Zed adında bir “Exterminator”ı canlandırıyor ve uzak bir gelecekte, muhtemelen kıyamet sonrası bir dünyada ayakta kalmaya çalışan bir topluluğun bekçiliğini üstleniyor. John Boorman zaman zaman Britanya’nın “Free Cinema” akımıyla …

Devamını gör »
nowhere

Bir Distopyadan Kaçış Hikâyesi: Nowhere

Genç, İspanyol yönetmen Albert Pinto’nun çektiği Nowhere (2023), distopik bir gelecekte geçen gerilim dolu bir hayatta kalma hikâyesi. Hamile Mia (Anna Castillo), kocası Nico (Tamar Novas) ile ülkesi İspanya’yı terk etmeyi amaçlıyor. Ancak yeni bir hayat umuduyla çıktığı deniz yolculuğu sırasında bir konteynerde mahsur kalıyor. Fırtınalı bir denizde hayatta kalmak, bebeğini doğurmak ve onu korumak için zorlu bir mücadele vermek …

Devamını gör »
Uglies-2024

Çirkinliğin Geleceği: Uglies

Çirkinler (Uglies, 2024), yönetmen McG‘nin bir distopya tasavvuru. Film, Tally Youngblood (Joey King) adında bir genç kızı merkeze alıyor. Filmde bizleri, insanların 16 yaşına geldiğinde “güzel” hâle getirilmek üzere zorunlu estetik operasyon geçirdiği bir gelecek karşılıyor. Tarih boyunca “güzellerin hükümdarlığı” süregiderken, film ilginç biçimde “çirkinlerin” uğradığı çeşitli aşağılama biçimlerine dikkat çekiyor. Geleceğin yöneticileri radikal bir karar alarak herkesi 16 yaşında …

Devamını gör »
oyku

Gece Yarısı Lethe Irmağında | Mikail Boz (Kısa Öykü)

Güzel, güneşli bir haftaydı. Önceki haftanın sele dönüşen sağanakları çoktan unutulmuş, caddeler, sokaklar, meydanlar ve kafeler insan kaynıyordu. Kafelerin ekserisi müşterilerin kendi sesini bile duyamayacağı kadar bir uğultuya ve bu uğultuyu hissedilmez kılan bir müziğe sahipti. Dışarıdan bakıldığında küçük bir kapısı olan kafe ise geniş bahçesi ve bahçesindeki üç büyük ağaçla farklı görünüyordu. İçeride o kadar uğultu yoktu ve hafiften …

Devamını gör »
The-Pod-Generation

Kapsül Nesli: The Pod Generation

Sophie Barthes’ın yönetmenliğini üstlendiği The Pod Generation, yakın gelecekteki insan üremesini merkezine alıyor. Game of Thrones‘tan hatırladığımız Emilia Clarke, başrolü The Man Who Fell to Earth dizisinden de tanıdığımız Chiwetel Ejiofor ile paylaşıyor. Film, teknolojinin olumsuz ve distopik yönlerine eğiliyor. Çok da uzak olmayan bir gelecekte teknoloji devi Pegazus, çiftlere hamileliklerini ayrılabilir yapay rahimler veya kapsüller aracılığıyla paylaşma fırsatı sunuyor. …

Devamını gör »