Mikail Boz

Ömrünün yarısını ne yapacağını, kalan yarısını da ne yaptığını düşünerek geçirmek istemeyen bir yersiz yurtsuz... Bilimkurguyu da bu yüzden seviyor...

Bilimkurgu Sinemasında Post-Apokaliptik Tür

istanbul post apokaliptik

Türsel terimler sıklıkla, belli bir grup metin ya da eser üretildikten sonra bu metinlere atfedilmektedir (Geraghty, 2009: 1). Bu durum bilimkurgu (science fiction) terimi için de geçerlidir. Lüksemburg kökenli Hugo Gernsback (1884-1967), 1908 yılında Modern Electirics adlı dergiden başlayarak “bilimin harikaları” ve sonrasında kurduğu dergilerde olağanüstü konuları işleyen scientific fiction (bilimsel kurgu) adını verdiği metinleri bir araya toplamıştır. 1926 yılında …

Devamını gör »

Amerikan Post-Apokaliptik Bilimkurgu Sineması #2: 1960’lar

1960’larda çekilen post-apokaliptik filmlerde, felaket nedeni halen nükleer savaş ve atomik gücün getirdiği tehlikeler baş sebep sayılsa da, gizemli, kozmik, temelde sınıfsal, ırksal çatışmaları dile getiren ya da insan-maymun savaşı gibi yeni tematik unsurlar da kendini göstermeye başlamıştır. Bu döneme hâkim olan eğilim, felaketin bir olasılık olarak gözlemlenmesine olanak tanıyan zaman yolculuğudur. Hikayede kahramanlar başka bir zamana geçiş yaparlar ve …

Devamını gör »

Amerikan Post-Apokaliptik Bilimkurgu Sineması #1: Erken Dönem

Post-Apokaliptik sinemanın ilk örneği Danimarkalı yönetmen August Blom’un yönettiği Dünyanın Sonu (Verdens Undergang, 1916) adlı eserdir. ABD’de, türe ait ilk örnekler komedi-bilimkurgu karışımıdır. Türe ait ilk örnek, John G. Blystone’un 1924 tarihli The Last Man On Earth’tür. Filmde, (filmin çekildiği tarihe göre) gelecekte, 1940’ta, bir adam âşık olduğu bir kız tarafından reddedilip aşağılanır ve adam ormanda inzivaya çekilir. 1950 yılında …

Devamını gör »

Bir Yaz Günü Kır Gezisi | Mikail Boz (Kısa Öykü)

Her şeyin kullanılmadan eskidiği bir çağda bir çocuğu ne mutlu edebilir ki? Tabii ki sınır yolculukları! Garip döngüleri, labirentvari sokakları, bitmek bilmez ritüelleriyle kent kurulmuş bir saat gibi işleyedursun, evin biraz ilerisinde, altgeçitten biraz ötede farklı bir dünya vardı. Oraya gitmeli, karıncaların dünyasında eğlenmeliydi. Çocuk koşar adımlarla mutfakta egzotik bir salata hazırlamakta olan babasının yanına vardı. Sağlıklı beslenmek, uzak diyarlardan …

Devamını gör »

Vidocq’ta Aydınlanma İzleri ve Liberal Devrim

Vidocq (Pitof, 2001) bir dedektiflik hikâyesini konu alıyor. Ünlü dedektif Vidocq, başta isteksiz olduğu bir soruşturmayı kabul eder ve Paris’in önde gelen kişilerinin kaza gibi görünen esrarengiz ölümlerini araştırmaya başlar. Soruşturma ilerledikçe kendisine Simyacı denilen ve aynalı bir maskenin ardına saklanan bir katil bütün şüpheleri üzerine çeker. Filmin başında dedektif Vidocq, Simyacı’yı kovalar. Yaptıkları mücadeleyi kaybeden Vidocq, ölmeden önce Simyacı’nın …

Devamını gör »

Dalgakıran | Mikail Boz (Kısa Öykü)

Rıhtımda bekliyorduk. Ellerimiz cebimizde, omuzlarımız kalkık, bu güneşsiz ve kurşuni gökyüzünün altında denizi seyrediyorduk. Deniz de fazla mesai yapmış bir işçi gibi homurdanıyor, kükreyen dalgalarını bizi ve yaşadığımız bu kenti silip atmak için üzerimize salıyordu. Ortalıkta henüz gemi görünmüyordu. Fakat bu, kimse için umutsuzluk kaynağı olmuyor, gözler ufukta belirecek o bilindik karartıyı merakla bekliyordu. Nasıl beklemesinlerdi? Herkes ona bir kurtarıcı …

Devamını gör »

Upgrade ve Rolü Değişen İnsan

upgrade

Leigh Whannell’ın yönetmenliğini yaptığı Upgrade, bilimkurgu, korku ve aksiyon türlerinin bir karşımı olarak öne çıkıyor. Film giderek daha güncel bir sorun haline gelmeye başlayan ve böylece “bilimkurgusal” nitelikten uzaklaşıp gerçek bir sorun haline gelen bir konuya odaklanıyor. Dijital çağda, tekno kültür ya da ağ toplumunda geleneksel insanın konumu ne olacak? Sürüm 2 insan nasıl bir yaşam sürecek? Filmin konusuna kısaca …

Devamını gör »

Sis | Mikail Boz (Kısa Öykü)

sis

Kasvetli bir bahar günüydü. Şehri sarmalayan gri bulutlar ağır ağır doğuya süzülüyor, hazımsız bir mide gibi ara sıra gürüldüyor, tehlikenin henüz geçmediğini bildiriyordu. Sabaha karşı yeni bir sağanak başlayabilirdi, meteoroloji uyarıyordu. Belki öncekinden de şiddetli olur, boğazın suları tüm kenti ele geçirirdi. Binlerce evi, işyerini su basmıştı. Bodrum katlarındaki sel sularını henüz boşaltmamışlardı bile. Galata sakindi. Burada sel suyu duramaz, …

Devamını gör »

Koyunların İntikamı: Black Sheep

Black Sheep

Çevremizde masum masum dolaşan bazı hayvanlarla birer korku figürü olarak karşılaşmak ilginçtir. O zamana kadar sıklıkla insanlar tarafından eziyete uğrayan bu hayvanlar birden rollerinden sıyrılıp, insanların yaşamını tehdit eden bir şeye doğru dönüşüm geçirirler. A. Hitchcock‘un Kuşlar‘ı (The Birds, 1963) bu tür filmlerin en ünlüsünden birisidir. Daha sonra farklı yönetmenler arı, karınca, sinek gibi canlıları sıklıkla “büyüterek” modern korkularımızın merkezine …

Devamını gör »

Durağanlık Korkusu Olarak Ütopya: Serenity

Serenity

Firefly dizisinin devam filmi olan Serenity, insanın Dünya dışına çıkıp evrenin başka köşelerinde koloniler kurduğu bir gelecekte geçmektedir. İnsan tüm evrene yayılmışsa da hala ideal bir düzen kuramamıştır ve devlet yetkilileri bu ideal düzeni kurmak için psikanalitik ve biyokimyasal yollara başvurmaya başlamıştır. River (Summer Glau) seçkin öğrencilerin olduğu bir okulda eğitim görmekte ve kobay olarak kullanılmaktadır. İdareciler her ne yapsa …

Devamını gör »