O gün Müjgan’la şehrin uzağında sessiz bir tepede boğazı izliyorduk. İlkbahar esintisi tenimize dokundukça serinliğin tatlı bir ürpertiyle içimize işlediğini hissediyorduk. Erguvan ağaçları mor renkli çiçeklerini rüzgârla savuruyor, denize karışan bu renk cümbüşü boğazın mavi tonlarıyla bir araya gelerek huzurlu bir manzara oluşturuyordu. Bu manzarada kaybolmuş, neredeyse zamanı unutmuştuk. İşte o anlarda hayatın bütün telaşından uzaklaşmış gibiydik. Karşı yakada arabalar …
Devamını gör »