mesarthim

Kozmik Karanlığın İzinde: Mesarthim

Uzayın derin boşluğundan gelen sesler Dünya’ya ulaşıyor. İki gizemli figür, yıldızların arasında dolaşarak kozmik bir senfoninin notalarını topluyor. 2015 yılında Avustralya’da kurulan Mesarthim, evrenin sonsuzluğunu black metal ile elektronik müziğin kusursuz harmanında ifade ediyor. Grup, ismini koç takımyıldızındaki ikili yıldız sisteminden alıyor. Bu seçim tesadüf değil; müzikleri de tıpkı bu ikili yıldız sistemi gibi black metalin sert sınırlarını aşarak atmosferik ve uzaysal bir deneyime dönüşüyor. Yıldızlararası boşlukta süzülen melodileri, dinleyicilerini bilinmeyen diyarlara götürüyor.

Mesarthim‘in müzikal yolculuğu, 2015 çıkışlı “Isolate” adlı ilk albümüyle başlıyor. Albüm, black metalin karanlık yapısını uzay temalı sentetik seslerle birleştirerek dinleyicilerine kozmik bir deneyim sunuyor. Tremolo gitar rifleri uzay boşluğunda yankılanırken, sentetik sesler ve atmosferik katmanlar ise evrensel bir yolculuğu muştuluyor. Albümün kapağındaki nebula görüntüsü, müziğin temasını kusursuzca yansıtıyor. Mesarthim, geleneksel black metalin kasvetli ve kaotik yapısını korurken bunu evrene dair derin bir merakla harmanlıyor. Şarkılarında blast beat’ler ve hızlı gitar rifleri, elektronik arka planlarla destekleniyor. Vokalleri çoğunlukla sert ve scream’den oluşuyor, ancak bu haykırışlar öfkeden çok kozmik boşluğa yapılan çaresiz bir yakarış gibi hissediliyor.

2016 yılında grup, “Pillars” ve “Spire” adlı iki EP yayımlıyor ve ardından aynı yıl “.- -… … . -. -.-. .” albümüyle müzikal yolculuğuna devam ediyor. Albüm, grup için bir dönüm noktası oluyor. Elektronik unsurların iyice belirginleştiği çalışmada daha deneysel bir yola giriliyor. Albümün ismi bile gizemli; mors alfabesinde “Absence” anlamına geliyor ve “yokluk, hiçlik” demek. Üstelik albümdeki parçaların adları da yine mors alfabesinden oluşuyor. Mesarthim‘in müzikal kimliğinde dikkat çeken bir başka unsur da sürekli evrim geçiren yapısı. “The Great Filter“, “Type III” ve “Presence” EP’lerinin ardından 2018’de “The Density Parameter” albümleri çıkıyor gün ışığına. Albümde senfonik elementleri daha fazla kullandıkları görülüyor.

Derken 2019’da “Ghost Condensate” albümüne imza atan grup, elektronik unsurların daha baskın olduğu bir sound’a doğru evrilmeye başlıyor. Albümün ismi, kozmolojide karanlık enerjiyi açıklamaya çalışan bir teoriyi referans alıyor. Müziklerindeki kozmik temalar sadece isimlerde değil, kompozisyonlarda da kendini gösteriyor. Uzun, gelgitli parçalar, uzayın genişliğini ve sonsuzluğunu yansıtıyor. 2020’de “The Degenerate Era” albümü geliyor. Evrenin uzak geleceğindeki karanlık bir döneme atıfta bulunan albümde post-black metal öğelerini daha fazla kullandıkları görülüyor. Blast beat’ler ve tremolo rifleri azalırken, daha melodik ve düşünceli bir yapıya doğru kayıyorlar. Ancak kozmik temalarından hiç vazgeçmiyorlar.

Sonrasında “Planet Nine“, “Vacuum Solution“, “Phase One” ve “CLG J02182–05102” EP’leri peşi sıra geliyor. Mesarthim‘in müziği, sert ve kırılgan unsurların mükemmel bir dengesini sunmaya devam ediyor. Bir yandan blast beat’ler ve scream vokaller, diğer yandan ise neredeyse elektronik dans müziğini andıran sekanslar ve ambient arka planlar… Bu zıtlık, evrendeki kaos ve düzen paradoksunu yansıtıyor. Kara delikler ve süpernova patlamaları kadar yıkıcı, yıldız tozları kadar büyüleyici bir sound yaratıyor.

2023’te ise grubun şimdilik son stüdyo albümü olan “Arrival” dinleyicilerle buluşuyor. Albüm, grubun uzay ve kozmoloji temalarına olan ilgisini sürdürürken, black metalin yoğunluğunu ambient ve elektronik ögelerle harmanlıyor. Arrival, hem sert gitar riffleri ve scream vokalleriyle hem de katmanlı synth dokularıyla dinleyenleri yıldızlararası bir yolculuğa çıkarıyor. Varoluş, bilinmezlik ve evrensel yalnızlık gibi temalara odaklanan çalışma, Mesarthim’in kendine özgü kozmik müzik anlatısını daha da derinleştiriyor. Grubun diskografisinde hem deneysel hem de duygusal yoğunluğu yüksek bir durak olarak öne çıkıyor.

Mesarthim‘in müzikal yenilikçiliği, black metal sahnesinde özgün bir yer kazanmalarının da anahtarı. Tür sınırlarını aşan yaklaşımları, onları sadece metal dinleyicilerinin değil, elektronik müzik meraklılarının da radarına sokuyor. Grup günümüzde de üretkenliğini koruyor. Müzikleri dinleyicilerine derin bir düşünme alanı açmayı sürdürüyor. Uzayın sonsuzluğu ve insanın bu sonsuzluk karşısındaki küçüklüğü, şarkılarının ana temalarından. Bu nedenle Mesarthim‘i dinlemek sadece bir müzik deneyimi değil, aynı zamanda felsefi bir yolculuk anlamına da geliyor.

Karanlık uzayın derinliklerinden fısıldayan bu gizemli sesler, bizlere evrenin sonsuzluğunu ve insanın bu sonsuzluk karşısındaki yerini sorgulatıyor. Kısacası Mesarthim, müziğiyle kozmik bir portal açıyor ve dinleyicilerini de bu portaldan geçmeye davet ediyor…

Yazar: İsmail Yamanol

Amatör bir düş gezgini, saplantılı bir bilimkurgu hayranı. Kuruculuğunu ve genel yayın yönetmenliğini üstelendiği Bilimkurgu Kulübü'nde at koşturmayı sürdürüyor.

İlginizi Çekebilir

James Murphy

James Murphy’nin Müzikal Bilimkurgu Evreni

James Franklin Murphy, 30 Temmuz 1967’de doğdu. Müziğe ilgisi genç yaşlarda başladı ve özellikle gitar …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin