bilimkurgu ve mitoloji

Bilimkurgunun Kökeni: Mitoloji ve Sembolizm

Binlerce yıl önce yazıya dökülen mitolojik öyküler bilimkurgunun beslendiği ana damarlardan biridir. ‘Kahramanın Yolculuğu’ şemasının sıklıkla kullanıldığı bilimkurgu eserlerinde mitolojik sembolizm de karşımıza çıkar.

İnsanlık deneyimlerinin en önemli aktarım araçlarından biri olan mitoloji, on binlerce yıl evvel yaşamış atalarımızın yaşam bilgeliğine dairdir. Mitolojiye bu gözle baktığınızda kendinizi görürsünüz. Çünkü hem mitler hem de masallar evrensel ve zamansızdır.

Gılgamış’ın, Herakles’in, Theseus’un, Perseus’un, hatta Keloğlan’ın maceralarını düşünün… Mitler ve masallar, alıştığı ortamdan çeşitli nedenlerle ayrılmak zorunda kalan, yolda haydutlarla, doğal afetlerle, doğaüstü olaylarla ya da canavarlarla mücadele eden, tüm bu süreçte kendi gücünü keşfeden ve sonunda başladığı noktaya geri dönüp, edindiği bilgeliği sonraki kuşaklara aktaran kahramanların öyküleriyle doludur. Bunun bilimkurguyla ne ilgisi var diye düşünüyorsanız söyleyelim, çok ilgisi var. Zira bilimkurgu romanlarının ve filmlerinin çoğunda aynı mitolojik örüntüyü görürüz. Bu örüntünün adı mitoloji araştırmacısı, yazar Joseph Campbell’ın meşhur kitabına da adını veren ‘Kahramanın Sonsuz Yolculuğu’dur ve bu hepimizin yolculuğudur.

Bilinçdışından Mitolojiye

Kahramanın Sonsuz Yolculuğu’ kalıbına bilimkurgudan örnekler vermeden evvel bilinçdışı ile mitoloji arasındaki ilişkiye değinmekte fayda var. Analitik Psikolojinin kurucusu Carl Gustav Jung, insanlığın kolektif bir bilinçdışı olduğunu ve çok eski zamanlarda edinilmiş deneyimlerin bu ortak alanda toplanıp epigenetik vasıtasıyla kuşaktan kuşağa aktarıldığını ortaya koyarken, hastalarıyla yaptığı görüşmelerden ve yorumladığı rüyalardan elde ettiği verilerin yanı sıra mitolojiden de faydalanmıştı. Farklı coğrafyalarda, birbirinden habersiz halklar arasında ortaya çıkan mitlerde ortak temalar vardı ve ‘Kahramanın Yolculuğu’ bunların başında geliyordu. Bunun aslında hepimizin hayatındaki ve psikolojik yapısındaki süreçlere tekabül ettiğini belirten Jung, mitolojinin ve masalların doğru anlaşılmasını sağlayan bilim insanlarının başında gelir.

İnsanlık deneyimlerinin, insan psişesinin yani psikolojik yapısının kolektif bilinçdışı alanında toplandığını ve bu yolla aktarıldığını, mitolojinin de kolektif bilinçdışının hem kaynağı hem de sonucu olduğunu kabul edersek bilimkurgudaki mitolojik temaların varlığı bize daha anlamlı gelecektir.

Bilimkurgu Kahramanının Yolculuğu

Bilimkurguda ‘Kahramanın Yolculuğu’ örüntüsünü gözlemlediğimiz pek çok eser var. Mesela ‘Star Wars film serisi… Çiftçilikle uğraşan Luke Skywalker’ın, imparatorluğun karanlık güçlerine karşı savaşan Prenses Leila’nın mesajına ulaşmasıyla başlayan dönüşümü, kahraman mitlerindeki döngüyle aynı değil midir? Peki ya Frank Herbert’ın beyazperdeye de uyarlanan ‘Dune’ roman serisinin başkahramanı ve çöl gezegeni Arrakis’i yöneten ailenin oğlu Paul Atreides… Ailesi tuzak kurularak yönetimden uzaklaştırıldığında, Paul Atreides’in giriştiği mücadele de mitolojik kahraman yolculuğuna benzemiyor mu?

Bir de ‘Interstellar(Yıldızlararası) filmine bakalım. Kaynakları tükenen, yaşanmaz hâle gelen dünyada çiftçilik yapan eski NASA mühendisi ve pilotu Cooper’ın çeşitli olaylar neticesinde sıradan hayatını ve iki çocuğunu geride bırakıp, insanlığı mutlak bir yok oluştan kurtarmak için Güneş Sistemi’nde beliren bir solucan deliğinin diğer ucundaki galaksiye doğru yola çıkması da ‘Kahramanın Yolculuğu’na sağlam bir örnek değil midir?

Ariadne’nin İpiyle Bilimkurguya İnmek

Bilimkurgudaki mitoloji etkisi ‘Kahramanın Yolculuğu’ motifinden ibaret değil, mitolojik semboller de yine pek çok romanda, filmde, hatta dizide karşımıza çıkıyor. Almanya yapımı bilimkurgu dizisi ‘Dark’, mitolojik sembolizmin en iyi kullanıldığı eserlerin başında geliyor. Zaman geçitlerinin bulunduğu mağarayı gözünüzün önüne getirin. Mağaraya ilk kez girenlerin bir kayaya geçirilmiş halkanın ucundaki kırmızı ipi takip ederek geçitlere giden yolu bulduğunu hatırlıyor musunuz? İşte o ip Ariadne’nin ipidir. Klasik Hellen mitolojisinin önemli kahramanlarından Theseus, insan yiyen, yarı boğa yarı insan canavar Minotauros’u öldürmek için Atina’dan Girit’e gider. O güne kadar Minotauros’un kapatıldığı labirente girip de sağ çıkan olmamıştır. Âşık olduğu Theseus’a kırmızı bir ip veren Girit kralının kızı Ariadne, ona labirentten nasıl çıkılacağını da öğretir. Theseus labirentin girişine sıkıca bağladığı ipin ucunu elinden bırakmadan yürüyecek ve canavarı öldürdükten sonra ipi takip ederek çıkışı bulacaktır. Theseus, Ariadne’yi dinler ve onun tarifine göre hareket ederek labirentten çıkar.

Aynı dizide Noah (Nuh), Adam (Âdem) gibi isimlerle ve konu detaylarıyla Eski Ahit mitolojisi de yer alır. Bu arada hazır konu Ariadne’nin ipinden açılmışken, Christopher Nolan’ın meşhur bilimkurgu filmi ‘Inception’ın kadın karakterine Ariadne adının verilmesinin de tesadüf olmadığını belirtelim.

Bilimkurguda Şeytan İmgesi

Bilimkurgu ve mitoloji denince Arthur C. Clarke’ın ‘Childhood’s End(Çocukluğun Sonu) romanı da akıllara gelmeli. Bilimkurgu klasiklerinden biri olan romanda dünyaya barış getiren uzaylı bir tür görürüz. Hükümdarlar denen bu uzaylı türü yıllarca kendilerini göstermeden insanlarla iletişim kurar. Hükümdarlar kendilerini gösterdiklerinde insanlar gözlerine inanamayacaktır. Zira Hükümdarların görüntüsü dinlerin tarif ettiği Şeytan’ın aynısıdır.

Peki, Hükümdarların olduğu bir dünyada hayat hep sorunsuz mu ilerleyecektir? Acaba insanın bilinçdışındaki Şeytan imgesinin kaynağını geçmişte değil de gelecekte mi aramak gerekir? Şeytan sembolizminden, dolasıyla mitolojiden beslenen bu roman da konunun önemli örneklerinden biri olarak görülmelidir. Bu arada İbrahimi dinlerdeki Şeytan görüntüsünün mitolojik tanrılardan Pan’a dayandığını belirtirsek konunun mitolojik temeli daha görünür olacaktır.

Büyük Birader Bizi Gözetliyor

George Orwell’ın distopyası ‘1984’ün de mitolojik bir altyapıya sahip olduğunu öğrenmek sizi şaşırtabilir, ama durum tam anlamıyla böyle. 1984’te herkesin her an gözetlendiği, kimsenin özgür olmadığı bir dünya anlatılır ve bu konu mitolojide de vardır. Zeus, Hera’nın rahibesi İo’yla âşık olur ve onunla gizlice buluşur. Hera şüphelenmeye başlayınca Zeus, İo’yu ineğe çevirir. Ancak Hera’nın pes etmeye niyeti yoktur. Yüz gözlü dev Argos’u İo’nun başına nöbetçi olarak diker. İo’ya rahat yoktur. 100 gözü her yerden ona bakmaktadır.

Mitolojinin etkisini taşıyan o kadar çok bilimkurgu romanı ve filmi var ki hepsinden bahsetmek bu yazının sınırlarını aşar. Son olarak Mısır mitolojisinden beslenen, Roland Emmerich’in yönettiği ‘Stargate(Yıldız Geçidi) filmini de analım. Kısacası, tanrılardan ateşi alıp insanlara verdiği için lanetlenen Prometheus’tan ölümsüzlüğü arayan Gılgamış’a kadar pek çok mitoloji kahramanının bilimkurgu gömleği giyerek romanlarda, filmlerde ve dizilerde karşımıza çıktığını görmek mümkün.

Yazar: Özlem Ertan

Ankara’da doğdu. Çocukluk ve ilk gençlik yılları memleketi İzmir’de geçti. 2005 senesinde Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi bölümünden bölüm ve fakülte birincisi olarak mezun oldu.Diyarbakır Kavuşan Höyük, İzmir Ulucak Höyük ve Van Ayanis Urartu Kalesi kazılarında çalıştı. Anadolulu tanrıça Hekate’yi tüm yönleriyle anlattığı kitabı "Hekate: Bize Ne Mesaj Veriyor?" 2023’ün haziran ayında; Hitit döneminde geçen fantastik roman serisi "Bir Hitit Masalı"nın ilk kitabı "Kanatlı Güneş" ise 2024’ün ocak ayında; Destek Yayınları’ndan çıktı."Âşık Kadınlar Denizhanesi", "Benim Güzel Ölülerim" ve "Dolunay Ayini" adlarında yayımlanmış üç fantastik romanı daha bulunan yazar, pek çok antolojide öyküleriyle yer aldı.YouTube’da arkeoloji ve mitolojiyle ilgili videolar hazırlamayı, Instagram sayfasında antik medeniyetlerle ilgili içerikler üretmeyi, farklı etkinliklerde arkeoloji ve mitoloji anlatmayı sürdürüyor. Aynı zamanda kitap editörü, kültür – sanat gazetecisi ve müzik yazarı. Çeşitli basın organlarında klasik müzik, opera, arkeoloji, mitoloji ve edebiyatla ilgili yazılar yazıyor, söyleşiler yapıyor. Hititleri tutkuyla seviyor.

İlginizi Çekebilir

star-wars-the-last-jedi

Star Wars: The Last Jedi

1977 tarihinde vizyona fırtına gibi giren, ilk bilimkurgu blockbuster’ı Star Wars, sonrasında gelen devam filmleriyle; …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin