1 Eylül 1981 tarihinde Ankara’da dünyaya gelen Alper Çağlar, sinemamızın çok yönlü isimlerinden biri. Yurtiçi ve yurtdışında tamamladığı eğitim hayatının ardından 2006 tarihli Bukalemun adlı kısa filmi Antalya Altın Portakal Film Festivali seçkisinde yer aldı. Sonrasında 2009 tarihli ilk uzun metrajı filmi Büşra geldi. Film olumlu eleştiriler alıp gişede başarı yakalayamasa da, tesettürlü bir genç kızın ateist bir delikanlıyla yaşadığı aşkı anlatan konusuyla tartışma yarattı.
Ancak asıl patlamayı 2012 tarihli Dağ filmiyle yaptı. Bölücü terör örgütü mensupları ile askerlerimiz arasında yaşanan çatışmayı son derece gerçekçi bir sinema diliyle perdeye yansıttı. 2014 tarihli Panzehir filmiyle de 80’ler ve 90’lar aksiyon sinemasının kodlarını ustaca kullanarak sinemamıza aktardı. 2016’da ise kariyerinin en büyük ve en sansasyonel işine imza attı. Dağ filminin devamı olan Dağ 2 ile ordumuza selam gönderdi ve silahlı kuvvetlerimizin IŞİD ile girdiği çatışmaları gözler önüne serdi. İlkine göre çok daha yüksek bütçeli ve aksiyonu bol bir yapımdı. Gişede âdeta patlama yarattı ve Alper Çağlar’ın adını çağdaş sinemamızın önemli isimleri arasına yazdırdı.

Bu filmin ardından Börü adlı seriye başladı. 6 bölümlük mini dizi olarak başlayan yapım, 2018 tarihli bir sinema filmine bağlandı. Alper Çağlar, Börü‘nün devamı olan yeni bir diziyi de 2021’de BluTV ya da şimdiki adıyla HBO Max platformu için hayata geçirdi. Ancak bu sefer hedef kitlesi olarak biz bilimkurgucuları gözüne kestirdi ve böylece de Börü 2039 doğdu. Dizi, adından da anlaşılacağı üzere 2039 yılının Türkiyesi’nde geçiyor. Dünya, bölgesel savaşların etkisiyle diplomasinin asgariye indiği siyasi çalkantılarla boğuşan bir yere dönüşmüş durumda. Türkiye ise Ötüken Projesi ile gelişkin ve tarafsız bir bölgesel güç.
Bu dönemde, Beta+ seviyesinde bir yapay zekâ olan KAM ve biyoteknolojik silahlarla ve nöral ağlarla donatılmış hibrit bir asker timi olan Börü, ülkeyi tehditlere karşı korumakla görevli. Ancak 15 Mart 2039’da meydana gelen beklenmedik bir olay her şeyi değiştiriyor. Dizi, bunun ardından başlayan olaylar zincirini aktarıyor. Teknoloji, yapay zekâ, doğal afet ve salgınlar sonrasında giderek kaosa sürüklenen bir dünya seriliyor önümüze. Dizinin başındaki ütopik Türkiye, giderek bir distopya hâlini alıyor. Sonunda yapay zekâ KAM, Börü timini tam yetkiyle sahaya sürüyor ve macera da başlıyor.

Dizinin hikâye evreni, Alfa/Zeta gibi yapay zekâ türlerinden füzyon reaktörlerine, kripto para sistemlerinden nöral bağlantılara kadar zengin bir terminoloji barındırıyor. Örneğin; Alfa Yapay Zekâ insan seviyesinde bilinç kazanabilen, Beta Yapay Zekâ son derece gelişmiş ama ruhu olduğunu iddia etmeyen bir yapay zekâ türü. Nöral-Bağ ise insan beyni ile makine arasında bir bağlantı arayüzü. Bu kavramlar sayesinde Börü 2039, insan ve yapay zekâ arasındaki sınır nedir, güvenlik ile özgürlük nerede çakışır, teknoloji devletleri nasıl dönüştürür gibi felsefi sorulara da yelken açıyor.
Dizi, Türkiye’de bilimkurgu türünde büyük bir adım olarak görüldü. Ancak bununla birlikte eleştiriler de aldı. Bazı izleyiciler hikâyenin yoğun teknik jargonla yüklendiğini ve anlaşılmasının zor olduğunu öne sürdü. Aslında sert bilimkurgu türünde yazılmış ve senaryo aşamasında çok yoğun teknik destek almış bir yapımdı. Bazı eleştirmenler, aksiyona daha fazla ağırlık verildiği için karakter derinliği ve gelişiminin geri planda kaldığını söyledi.

Yapılan bir başka eleştiri de Dağ ve Börü gibi önceki projelerin aksine bu yapımda aksiyonun daha fütüristik ve soğuk olduğuydu. Önceki projelerde görülen gerçekçi ve sert aksiyon, burada âdeta Transformers serisi tadındaydı. Elbette kendi alanındaki en büyük yerli iş kabul edilen Kurtlar Vadisi etkileri de öne çıkıyordu. Ak sakallılar yerine bir yapay zekâ vardı mesela. Bütün bu eleştirilere karşın dizi, görsel tasarımıyla, müzikleriyle ve cesaret ürünü olan konseptiyle övgü topladı.
Börü 2039, Türk yapımları arasında tür olarak eşine pek rastlanmayan bir yere sahip. Hem askeri dramdan bilimkurguya geçişiyle hem de ortaya koyduğu gelecek vizyonuyla bir deneme cesareti gösteriyor. Ne var ki bu denemeyi Kurtlar Vadisi tadında yaparak güvenli noktadan çok da uzaklaşmıyor. Bir nevi Alper Çağlar, çok tutan önceki projelerini Kurtlar Vadisi ile birleştiriyor. Yine de ortaya çıkan sonuç gayet tatmin edici. Ülkemizdeki bilimkurgu kısırlığı düşünülecek olursa türdeki her yerli yapım altın değerinde. Dolayısıyla Börü 2039 da kaçırılmaması gereken nevi şahsına münhasır bir yapım.