Gelmiş geçmiş en iyi bilimkurgu yazarlarından biri olan Isaac Asimov, deneyim ve yetenekleriyle arkasından gelenlere ilham kaynağı olmakla kalmamış, verdiği danışmanlık desteğiyle gelişimlerine de katkı sağlamıştır. Bilimkurgunun sıkı takipçileri bilir ki pek çok ünlü edebiyat ve sinema eserinde aslında Asimovun da katkısı vardır. Verdiği bu destek, bilim danışmanlığından hikaye ve senaryo yazımına kadar çok geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.
Her ne kadar bilimkurgu edebiyatında verdiği eserlerle öne çıksa da, özellikle bilim danışmanı sıfatıyla sağladığı katkı yabana atılacak türden değildir; bu da onu rahatlıkla tutkulu bir bilim insanı yapar. Konu bilimkurguseverliği bir kenara bırakıp Asimov hayranlığına geldiğinde ise, Asimov’un asıl kendine hayran bırakan özelliği sahip olduğu bilgi birikimi ve çok yönlülüğüdür. Ömrü boyunca şiirden romana, bilimkurgudan popüler bilime, hatta fantastiğe kadar pek çok biçim ve türde 500’ün üzerinde esere imza atmıştır.
Yukarıdaki konuşması da işte tüm bu birikiminin doğaçlama olarak ifade edilmesidir. Anlayacağınız, 1984 yılında Amerikan Hümanistler Birliği tarafından yılın hümanisti seçilmesi popülerliğinden değil, düşünsel derinliğinden ve uygarlığa olan inancındandır. Bu inancını insanlığa öyle derinden hissettirmiştir ki, Amerikan Hümanistler Birliği kendisini 1985 yılından ölümüne (1992) kadar başkanları seçmiştir.
Asimov’un bunca insanı peşinden sürükleyebilmesinin bir diğer sebebi kuşkusuz net, açık ve anlaşılır ifade tarzı oldu. 1989 yılında yaptığı bu konuşma bu açıdan insanlığın ve yerkürenin iyiliği için yapılmış en iyi konuşmalardan biridir.