Bo-Katan Kryze

Yılmaz Bir Savaşçı: Bo-Katan Kryze

Bo-Katan Kryze’in YSÖ (Yavin Savaşından önce) 40 civarında, Mandalore gezegeninin Kryze Hanesi‘nde bir prenses olarak doğduğu tahmin ediliyor. Her çocuk gibi o da doğru vakit geldiğinde Mandalore’un derinlerindeki mağaralara inerek Mandalorian olmasını sağlayacak ritüeli gerçekleştirdi. Bundan ötürü epeyce övgüye layık görüldü, hediyelere ve iltifatlara boğuldu. Oysa çevresindekilerin aksine bu kutsal ayini bir oyundan, piyesten ibaret görüyordu. Ona göre batıl inanışların böylesine baskın olması komikti; ayrıca kutsal sularda sanılanın aksine efsunlu varlıklar ya da büyülü güçler olduğunu düşünmüyordu. Ancak tüm sadakatiyle yıllar boyunca tahta hizmet etti.

İlerleyen yıllarda Mandalore’un politik uygulamaları üzerine fikirler yürütmeye, değişikliği savunmaya başladı. Bunun sebebi de babası ölünce Yeni Mandolarların barışçı tavrını sürdüren kız kardeşi Satine’in Mandalore Düşesi seçilmesiydi. Satine’i ne kadar sevse ve Bo ismini bile ondan alsa da görüşleri farklıydı. Ablasının aksine, gezegenin yükselmesi için geleneksel savaş yöntemlerini yeniden canlandırmak gerektiğini düşünüyordu. Bu nedenle YSÖ 21’de, yani Klon Savaşları sırasında terörist grup Ölüm Gözcüleri‘ne katıldı. Ölüm Gözcüleri içinde Mandalore’un ayı Concordia’nın eski valisi Pre Vizsla liderliğinde hizmet verdi. Bu süreçte onun sadık sağ kolu ve elit savaşçılarından oluşan Gece Baykuşları‘nın lideri olarak görev aldı. Fakat Düseş Satine’e karşı giriştiği ayrılıkçı eylemleri Kont Dooku tarafından ifşa edilince gezegenden sürüldü ve Dış Halka Bölgelerinde bulunan Carlac adlı buzul gezegenine yerleşti.

Carlac’ta da birtakım girişimlerde bulundu. Bağımsız Sistemler Konfederasyonu ile ittifak kurmaya çabaladı, ancak işler istediği gibi gitmedi. Ahsoka’nın da dâhil olduğu birtakım sorunlar neticesinde yeniden hareket etmek zorunda kaldı ve ekibiyle birlikte Zanbar uydusuna geçti. YS 19’da rutin bir denetleme sırasında uzayda başıboş sürüklenen bir kaçış kapsülü tespit ettiler. Bo-Katan ve Pre Vizsla, yanlarına aldıkları ekiple incelemeye gittiklerinde iki Zabrak erkeğini, yani Darth Maul ve Savage Opress’i bilinçsiz hâlde buldu. Bo-Katan onların tehlikeli olduklarını düşünerek öldürmeyi önerse de, Vizsla buna karşı çıktı. Maul uyandığında Dooku’yla iş birliği yapmadıklarını, aksine hem Dooku hem de Obi-Wan’a düşman olduklarını söyledi.

Ancak Bo-Katan, Dooku’nun ihanetinden ötürü diken üstündeydi. Maul’dan da şüphe duydu ve bunu dile getirdi. Aralarındaki tartışma kısa sürede büyüdü ve kavgaya dönüştü. Neticede gücü kullanan Maul kazandı; böylece Bo-Katan’ın şüphelerinin yersiz olmadığı anlaşıldı. Fakat bunu fark eden yalnızca Bo-Katan’ın kendisiydi. Başta Vizsla olmak üzere ötekiler Maul’un sözlerinin büyüsüne kapılmış, planına uyma konusunda rıza göstermişti. Maul’un planı, Black Sun adlı bir suç teşkilatı oluşturarak güçlerini arttırmaktı. Bu teşkilatın eylemleri vesilesiyle gitgide yayıldılar, müttefik edindiler ve nihayetinde Tatooine’e kadar uzandılar. Jabba’nın sarayını da ele geçirdikleri vakit artık arzu ettikleri noktaya ulaştılar. Maul’un planının asıl odak noktası ise Mandalore’u ele geçirmekti. Bunun için terörist saldırılar gerçekleştirmeyi ve huzursuzluk çıkarmayı önerdi. Vizsla tarafından iltifatla karşılanan öneriyi Bo-Katan da kabul etmesine rağmen bu durumdan ötürü kaygılıydı. Vizsla’ya bunu dile getirdiğinde onun da plan yaptığını öğrendi. Maul vesilesiyle güçlenip ardından da Maul’u yok etmeyi düşünüyordu.

Mandalore’un başkenti Sundari’de gerçekleşen saldırılar yüzünden halk paniğe kapıldı. Düseş Satine, kargaşanın giderek yayılması üzerine Kraliyet Sarayı’ndan bir konuşma yapacağını açıkladı. Ancak konuşma sırasında Maul, Vizsla ve Bo-Katan gelip müdahale etti. Özellikle Vizsla’nın provokatif sözleri halkı tahrik ederek Satine’in zor duruma düşmesine yol açtı. Kurtuluşun yalnızca kendileri aracılığıyla geleceğini söyleyip hemen ardından da hızlıca saldırıların faillerini yakaladılar. Böylece kamuoyunda sahte bir “özgürlük” havası oluşturdular. Bundan faydalanarak saraya çıkarma yaptılar, Satine’i ve yakınındaki isimleri tutukladılar. Vizsla’nın başbakanlığını da peşi sıra ilan ettiler. Fakat plan henüz tamamlanmamıştı. Vizsla, Satine’i yem olarak kullanmayı, böylece Obi-Wan’ı tuzağa çekip yok etmeyi önerdi. Ancak Maul’un aklında, sahip olduğu güçle diğer gezegen sistemlerine de yayılmak vardı. Bu hususta aralarında çıkan ihtilaf üzerine Vizsla, Maul’a ihanet etti ve kardeşi Savage Opress ile birlikte onları tutuklattı. Yine de Maul’u pek tutamadılar. Kaçan Maul kısa sürede toparlandı ve Vizsla’yla yüzleşti. Yüzleşmenin sonucunda hem Darksaber’ı hem de Mandalore’u ele geçirmeyi başardı. Bo-Katan ise buna karşı çıktığından kaçmak zorunda kaldı.

Bo-Katan’ın ilk işi, Satine’i hapisten kaçırmak oldu. Kaçış için mesaj yollamaya çalışsa da işe yaramadı. Çevrelerini saran sinyal kesici cihazlar yüzünden iletişimleri kesilmişti. Bu yüzden alternatif yol arama çabasına giriştiler. Ancak kaçışları kısa sürede fark edilince çatışmaya girdiler ve bu esnada Satine, fırsat bularak Obi-Wan’a mesaj iletmeyi başardı. Yine de yakalanmaktan kurtulamadılar. Bo-Katan, Ölüm Gözcüleri ile kaçmayı başardı. Mesajı alan Obi-Wan, hızlıca Mandalore’a geldi. Bo-Katan bu gelişten haberdardı, Kenobi’yi izledi. Fakat Satine’i kurtarma girişimi başarısız oldu ve Kenobi yakalandı. İkiliyi huzuruna çağıran Maul, Satine’i intikam için öldürünce Kenobi büyük üzüntü yaşadı; Maul için her şey arzu ettiği gibi gitmişti. Yok ettiği düşmanını bir ekiple hücresine gönderdi. Bu sırada Bo-Katan da onları izliyordu. Uygun bir anda saldırdı ve Obi-Wan’ı kurtardı. Obi-Wan’a Satine’in kız kardeşi olduğunu söyledi. Obi-Wan’a geri dönmesini ve Galaktik Senato’dan Maul’un tasfiyesi için destek getirmesini istedi; Ölüm Gözcüleri artık yoktu. Böylece yeni yolunu çizdi.

İki yakın arkadaşıyla aylarca Maul’u takip etti. Bu esnada yolu eski düşmanı Ahsoka Tano’yla kesişti. Aralarındaki diyalog onları ittifaka itti. Birlikte Kenobi ve Skywalker ile buluştular. Aralarındaki toplantıda Cumhuriyetin desteğini talep eden Bo-Katan, barış antlaşmalarının etkisiyle ilk başta zorlansa da nihayetinde olumlu yanıt almayı başardı ve kuşatma başladı. Maul’un güçlerini hızla püskürttüler. Sonunda taht odasında Maul’u buldular ve Ahsoka’yla yaptıkları düello sonucunda Darth Maul ele geçirildi. Mandalore artık özgürdü. Özel bir kasaya koyarak Maul’u yanlarında götürdüler. Bu esnada Mandalore Naibi seçilen Bo-Katan, Jedi Katliamı haberini aldı. İmparatorluk herkesten biat isterken Bo-Katan buna karşı çıktı ve imparatorlukla arası açıldı. Saxon Klanı biat edince de Gar Saxon, İmparator Valisi olarak atandı.

Ancak birçok insan Bo-Katan’ı halen Mandalore’un haklı lideri olarak görüyordu. Bu süreçte yolu Sabine ve Ezra ile kesişti. Pek çok olay yaşandı ve neticede hak ettiği Darksaber yeniden Bo-Katan’a döndü. Ancak olaylar daha da içinden çıkılmaz bir hâl aldı. İmparatorluğa başlattığı isyan, Bin Gözyaşı Gecesi’nde sona erdi. Askerlerinin büyük bölümü hayatını kaybetti. Çözümü ise Moff Gideon adlı bir subay ateşkeşle sundu; Bo-Katan ihaneti öngöremeyerek çaresizce kabul etti ve Darksaber’ı sundu. Gideon’un ihanetiyle de bütün gücünü yitirdi.

İlerleyen süreçte, yeniden güçlenmek için çaba gösterirken Din Djarin ile karşılaştı. Din Djarin, radikal bir topluluğun üyesiydi. Ancak bundan habersizdi; zira bütün Mandaloreların böyle olduğunu sanıyordu. Bir görev sırasında Grogu’yu himayesine alan Din Djarin ile yolu kesişen Bo-Katan, onun yardımını alabileceğini düşündü. Grogu’nun ele geçirilmesi planı da bunda bir etkendi. Moff Gideon’ın Grogu’yu Jedi kanı için kaçırmak istemesi ikisini ortak paydada birleştirdi. Yolculuklarının devamında Bo-Katan hem Darksaber’ı ele geçirmek için çabaladı hem de Mandalore’ın geçmişiyle yüzleşti. Ahsoka’yı bulmalarında aracılık yaptı. Sonrasında Moff Gideon’la karşılaştı ama Gideon’ın son anda yaptığı bir hamleyle planları suya düştü. Mandalore geleneğine göre kılıcın sahibini düellonun sonucu belirliyordu. Moff Gideon ise Din Djarin’e yenilerek planını bozdu.

Ardından Kalevala’da emekliliğe çekildi. Ancak Mandalorian’ın ikinci sezonunda gördüğümüz üzere bu da pek uzun sürmedi. Mandalorian birliği için yeniden başlayan mücadele bir ev arayışı olarak sürdü ve nihayetinde Moff Gideon’la tekrar yüzleşme fırsatı elde etti. Bu karşılaşmanın sonunda Moff Gideon hayatını kaybetti. Son çatışmada Darksaber yok edildi ve birçok Mandalorian yaşamını yitirdi ama geri kalanlar Bo-Katan’ın ardında yeni yuvalarını inşa etmeye karar verdi.

Yararlanılan Kaynaklar:

Yazar: Emre Bozkuş

ben bir şarkıyım/atlas denizlerinden geldim/önümde dalgalar vardı/arkamda dalgalar/dalgalar bitince/ben de biterim

İlginizi Çekebilir

Star Wars: The Force Awakens

Star Wars: The Force Awakens

27 Mayıs 1977 tarihinde vizyona giren bir filmle birlikte sadece sinema endüstrisi değil, içinde yaşadığımız …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin