1899 dizi netflix

Uyan! 1899’a Hoş Geldin…

Gizem dolu bir dönem dizisi gibi başlayıp bilimkurgunun sularına giren 1899‘da inanılmaz bir sembol kullanımı var. Mitolojik ve felsefî göndermeler de cabası. Ancak 1899, Baran bo Odar’ın bir önceki dizisi Dark’ın gölgesinde kalıyor. Dark’taki özgünlük, karmaşık bir yapıyı ağır ağır ve her taşı yerli yerine oturtarak inşa etme hâli yok 1899’da.

Aynı geminin içinde birbirinden farklı insanlar… Hem geçmişleri hem de konuştukları dil değişik. Ancak ortak bir noktaları var: Hepsi de geçmişlerinden kaçıyor. Onları rahatsız eden, unutmak istedikleri anılarından… Avrupa’dan Amerika’ya giden Kerberos isimli bir gemide sıkışıp kalmış vaziyetteler. Okyanusun ortasındalar ne de olsa. Karaya ayak basıncaya kadar da gemiden ayrılamayacaklarını düşünüyorlar, ama bu konuda fena hâlde yanılıyorlar. Nasıl mı? Anlatacağız, ama önce bu hikâyenin kırılma noktasına gidelim.

Kerberos okyanusun ortasındayken, dört aydır kayıp olan Prometheus gemisi birdenbire ortaya çıkar. Kerberos’un kaptanı Eyk da dâhil olmak üzere herkes şaşkınlık içindedir. Zira “yer yarıldı da içine girdi” misali aylardır haber alınamayan Prometheus, birdenbire karşılarında belirivermiştir. Kaptanın ve kadın doktor Maura’nın da dâhil olduğu cesur bir grup Prometheus’a gider ve görürler ki gemi bomboş. Nereye gitmiştir o kadar yolcu? Hadi öldüler diyelim, cesetleri nerededir? Bir de Prometheus’ta son anda dolaba kilitlenmiş hâlde buldukları bir oğlan çocuğu girer öykünün içine. İyi de kimdir bu çocuk? Herkes ortadan kaybolmuşken ne olmuştur da o sapasağlam duruyordur karşılarında? Üstelik konuşmuyor da… Anlatmıyor koca bir gemi dolusu insana ne olduğunu.

Neticede çocuğu Kerberos’a götürürler ve Prometheus gerçek anlamda bomboş kalır. Üstelik iki geminin de ait olduğu şirketten Prometheus’u batırma talimatı ulaşır Kerberos’a. İşte bu noktadan sonra tuhaflıklar peş peşe gelir. Kerberos sakinlerinin bazıları odalarında, üstünde üçgen simgesi bulunan geçitler bulup geçmişlerindeki en travmatik olayların yaşandığı anlara giderler. Hayır, anımsama yoluyla yapılan bir yolculuk değildir bu. Bizzat giderler geçmişlerine. Geminin içinden bir akıl hastanesine girer kadın doktor Maura, kaptan Eyk ise karısıyla çocuklarının öldüğü yere ve zamana… İyi de mantıksız değil midir tüm bunlar? Okyanusun ortasındaki bir gemide dağlara, çayırlara, hastanelere açılan geçitler olur mu hiç?

Bu noktaya kadar konudan bahsettik, ama emin olun ‘spoiler’ vermedik. Bu daha başlangıç. Olaylar daha nerelere gidecek bir bilseniz. Eh, izlerseniz bileceksiniz. Şimdi dilerseniz öyküyü bir yana bırakalım ve Dark dizisiyle hafızalarımıza kazınan Baran bo Odar ile Jantje Friese’nin 1899’da kullandıkları sembol diline odaklanalım. Zira sanatçıların Netflix için yaptıkları bu ikinci dizide de inanılmaz bir sembol kullanımı var. Mitolojik ve felsefî göndermeler de cabası. Önce isimlerden başlayalım. Yolcuların içinde bulunduğu gemi, adını Yunan mitolojisinde ölüler âleminin kapısını koruyan, ölülerin dışarı çıkmasını, yaşayanların ise içeri girmesini engelleyen üç başlı köpek Kerberos’tan alıyor. Yani ölüler âleminin tanrısı Hades’in köpeği Kerberos, iki âlem arasında bir eşik bekçisi. Âlemlerin sınırını koruyan tekinsiz bir gardiyan.

Dört ay boyunca ortadan kaybolan gemiye ismini veren Prometheus ise Yunan mitolojisinde ateşi tanrılardan çalıp insanlara armağan ettiği için cezalandırılan titan soylu bir tanrı. Malum ateş, insan uygarlığının gelişmesinde başat öneme sahip. Bir de piramit ve üçgen sembolü görüyoruz dizide. Prometheus gemisinde bulunan çocuğun elinde siyah ve minyatür bir piramit var. Bazı karakterlerin gemiden geçip gittikleri geçmişlerinde de piramit biçimli bir yapıyla karşılaşıyoruz. Piramit eski Mısır’da firavunlar için yapılmış anıtsal bir mezar. Ek olarak göklerle, tanrılarla, kutsala yakın olmakla da ilişkili. Peki ya üzerinde yatay çizgi bulunan ters üçgen sembolü… O da toprak elementinin simgesi.

Oldu mu size üç element?

Malum gemi okyanusta ilerliyor, yani her taraf su. Toprak elementinin sembolü ise her iki gemiye de sahip olan şirketin logosu olarak karşımıza çıkıyor. Ateşi insanlığa getiren Prometheus da kaybolan geminin isminde yaşıyor. Dizide felsefî göndermeler de olduğunu söylemiştik. Şimdi o noktaya geliyoruz: 1899’da Platon’un mağara alegorisine değiniliyor: Bir mağaraya zincirlenmiş insanlar vardır bu alegoride. Nesnelerin mağaranın ağzından yansıyan gölgelerini görür ve onları gerçek sanırlar. Çünkü hayatları boyunca asıl gerçekle karşılaşmamışlardır.

Peki, Kerberos ile Prometheus’un gerçeği nedir? İşte asıl mesele de burada. Spoiler vermemek için bu noktada susmak en iyisi. Ancak şunu söylemeliyiz ki geçmiş travmalarıyla dolu rüyalarından “wake up” yani “uyan” sesiyle sıyrılan kahramanlar, içinde bulundukları gerçekliği ister istemez sorguluyorlar. Dizinin sezon finali kimine göre sürpriz, kimine göre ise şaşırtıcı değil. Bakalım, siz hangi gruba dâhil edeceksiniz kendinizi?

Yazıyı sonlandırmadan önce şunu da belirtelim: Baran bo Odar’ın bir önceki dizisi Dark’ı geçemeyen, onun gölgesinde kalan bir yapım olmuş 1899. Kötü bir iş değil aslında. Konusu, kurgusu, sembol kullanımı, göndermeleri, görüntü ve sanat yönetimiyle başarılı bir dizi bile sayılabilir. Üstelik gizem dolu bir dönem dizisi gibi başlayıp bilimkurgunun sularına girdiği için ilginç de. Ancak Dark’taki özgünlük, karmaşık bir yapıyı ağır ağır, her taşı yerli yerine oturtarak inşa etme hâli yok 1899’da. Belki Dark’a göre daha hızlı akıyor, ama daha sıradan. Oyunculuklar ise ortalama.

Yazar: Özlem Ertan

Ankara’da doğdu. Çocukluk ve ilk gençlik yılları memleketi İzmir’de geçti. 2005 senesinde Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi bölümünden bölüm ve fakülte birincisi olarak mezun oldu.Diyarbakır Kavuşan Höyük, İzmir Ulucak Höyük ve Van Ayanis Urartu Kalesi kazılarında çalıştı. Anadolulu tanrıça Hekate’yi tüm yönleriyle anlattığı kitabı "Hekate: Bize Ne Mesaj Veriyor?" 2023’ün haziran ayında; Hitit döneminde geçen fantastik roman serisi "Bir Hitit Masalı"nın ilk kitabı "Kanatlı Güneş" ise 2024’ün ocak ayında; Destek Yayınları’ndan çıktı."Âşık Kadınlar Denizhanesi", "Benim Güzel Ölülerim" ve "Dolunay Ayini" adlarında yayımlanmış üç fantastik romanı daha bulunan yazar, pek çok antolojide öyküleriyle yer aldı.YouTube’da arkeoloji ve mitolojiyle ilgili videolar hazırlamayı, Instagram sayfasında antik medeniyetlerle ilgili içerikler üretmeyi, farklı etkinliklerde arkeoloji ve mitoloji anlatmayı sürdürüyor. Aynı zamanda kitap editörü, kültür – sanat gazetecisi ve müzik yazarı. Çeşitli basın organlarında klasik müzik, opera, arkeoloji, mitoloji ve edebiyatla ilgili yazılar yazıyor, söyleşiler yapıyor. Hititleri tutkuyla seviyor.

İlginizi Çekebilir

Birinci Sezonuyla Monarch: Legacy of Monsters

Ishirô Honda’nın yazıp ve yönettiği Gojira (1954) sadece Japonya’da değil, okyanusun öte taraflarında da büyük …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et