Stargate SG-1, bilimkurgu hayranlarına 1994 tarihli Stargate filminin bir yan ürününü sunarak, 1997 yılında televizyonda yerini aldı. Dizi, portal açarak sizi saniyeler içerisinde diğer gezegenlere ulaştıran ve bu kurgusal uzaylı teknolojisi sayesinde keşif görevlerine çıkma fırsatı yakalayan dört kişilik bir askeri ekibin maceralarına odaklanıyordu. On sezonluk uzun yayın macerasına ek olarak, bünyesinden Stargate Atlantis ve Stargate Universe gibi başka dizilerin çıkmasını sağlayan Stargate SG-1, günümüzde kült bir yapım halini aldı. Yıllar geçmesine rağmen, bugün hayranları daha fazlasını istemeyi sürdürüyor.
Peki, Stargate SG-1’i bu kadar popüler yapan neydi? Dizi kesinlikle, teknolojik anlamda ileri seviyede olan uzaylılar ile antik Dünya kültürlerinin elementlerini birleştirerek harika bir iş çıkardı. Dizinin ayrıca aksiyon, mizah ve derin mesajları kusursuz şekilde dengeleyen bir tarzı vardı. Ancak Stargate SG-1’in başarısının ana malzemelerinden biri de zengin karakterleri ekranlara taşıyan yetenekli oyuncu kadrosuydu. Tutkulu savaşçı Teal’c’yi canlandırırken Christopher Judge’nin sergilediği jest ve mimikleri kim unutabilir? Veya kendini savaşın ortasına atan bilim insanı Samantha Carter’ı canlandıran Amanda Tapping’in performansını?
Stargate SG-1’in 2007 yılında sonra ermesinden beri çok zaman geçti. Hayranlarının birçoğu gibi, Stargate Komutanlığı’ndaki günlerinden sonra bu oyunculara neler olduğunu muhtemelen siz de merak ediyorsunuzdur. İşte SG-1 oyuncularının bugünlerde neler yaptıklarına dair çeşitli bilgiler…
Richard Dean Anderson
Az sayıda aktör birden fazla başarılı televizyon dizisinde ana rolü alma onuruna nail oldu, bu kısa listede yer alanlardan bir tanesi de Richard Dean Anderson. Anderson, 80’lerde ve 90’ların başlarında MacGyver dizisinin sevilen kahramanını oynadı. 1997 yılında, Stargate SG-1 dizisinde Albay Jack O’Neill olarak televizyona geri döndü. O’Neill, Stargate cihazı aktif hale getirildiğinde ve uzaylılar Hava Kuvvetleri personeline saldırdığında erken emeklilikten feragat etmişti.
Bir kurtarma görevinden sonra O’Neill, insanlığı köleleştirmeyi amaçlayan güçlü ve şeytani Goa’uld’u yenebilmelerini sağlayabilecek müttefikler ve teknolojilere ulaşma umuduyla Stargate üzerinden yeni gezegenleri keşfeden SG-1 ekibinin komutanı oluyordu. O’Neill hem ciddi bir karakterken hem de sıklıkla makbul dozda mizah yaparak zorlu durumlarda bile alaycı esprileri sıklıkla patlatıyordu. Mizahi tarafına rağmen, O’Neill sık sık ekibinin hayatını kurtarmak için kendi hayatını riske atarak işini gayet ciddiye alıyordu ve tabancası ile kazara kendini vuran genç oğlunun acısı peşini bırakmıyordu.
Sekiz sezondan sonra Anderson, dizideki anakarakter olmayı bıraktı ve misafir yıldız oyuncu olarak daha geri planda bir rol aldı. Stargate SG-1’in tamamlanmasından sonra, Anderson spot ışıklarından uzaklaştı ve sadece arada sırada az sayıda televizyon şovunda göründü. Bunların sonuncusu ise Don’t Trust the B— in Apartment 23 adlı durum komedisinin 2013 yılındaki bir bölümüydü. Son birkaç yıldır Anderson çok sayıda konferansa katılırken, kişisel hayatı hakkında genel olarak sessiz kaldı ve deyim yerindeyse ekranlardan emekli oldu.
Amanda Tapping
Amanda Tapping, bundan sonra gelen iki Stargate filmi ve Stargate Atlantis dizisinde ortaya çıkmanın yanı sıra Stargate SG-1’in on sezonunda zeki ve donanımlı ve sıra dışı bir asker olan Samantha Carter’ı oynadı. Carter sık sık askeri ve bilimsel kariyer arasında gidip geliyordu. Genellikle işleri basitleştirmek isteyen kasvetli Jack O’Neill tarafından önü kesilen ve izleyici için uzaylı teknolojisini ve fenomenini açıklayan çok zeki bir kişiydi. Dizi sıklıkla O’Neill ve Carter arasındaki romantizme şaka yollu takılıyordu, ancak ikili askeri standartlar sebebiyle hislerini hiç açıklayamıyordu.
Tapping, Stargate yıllarından sonra yönetmenliğin yanı sıra oyunculuk yapmaya devam etti ve yetenekleri kameranın hem önünde hem de arkasında kanıtlandı. Bir bilimkurgu dizisi olan Sanctuary’de Dr. Helen Magnus olarak rol aldı ve hatta hatırı sayılır bölümün yönetmenliğini yaptı. Tapping, televizyon dizisi Supernatural’de sahne alan Naomi karakterine de can verdi, ayrıca The Flash, Dark Matter, The 100, Travelers ve The Magicians dahil olmak üzere popüler televizyon şovlarının çok sayıda bölümünün yönetmenliğini yaptı. Aktris, piyasada aktif olarak yer almaya devam ediyor ve Supernatural ile Motherland: Fort Salem’in yönetmeni ve baş yapımcısı olarak görev yapıyor.
Michael Shanks
Michael Shanks, esasen piramitlerin uzaylılar tarafından yapıldığını ileri süren arkeolog Daniel Jackson’ı oynamıştı. SG-1 kurulduğunda, Apophis tarafından kontrol edilen ve bir uzaylı parazit tarafından ele geçirilen karısı Sha’re’yı bir gün kurtarma ümidiyle ekibe katılmıştı. Jackson’ın askeri eğitimi yokken, yine de kendi başının çaresine bakabiliyordu ve sıklıkla görevlerde arkeolojik ve kültürel uzmanlığını kullanılıyordu. Ve 30’un üzerinde dili konuşabiliyor olmasının da bir zararını görmemişti.
Jackson, O’Neill’ın yang’ı karşısındaki yin’di. O’Neill görevine bağlı bir adamdı ve insan ırkını savunmak için teknolojiyi elde etmenin önemini biliyordu, diğer taraftan Jackson kendisine teknoloji önerisinde bulunmasalar bile tüm uzaylı ırkları ile arkadaş olmaya ve onları anlamaya çalışıyordu. Bu durum günün sonunda her zaman dost olarak kalmalarına rağmen takımda çok sayıda iç çatışma oluşturuyordu. Örneğin bir olayda, O’Neill teknolojileri karşılığında bir uzaylı ırkına savaşı kazanmaları için yardım etmeyi istiyordu, ancak Jackson öncelikle yardım ettikleri savaşın doğasını anlamaya çalışıyordu. Ve bildiğiniz gibi, bu savaştaki yanlış taraftaydılar.
Shanks, küçük bir ara dışında Stargate SG-1’in tüm sezonlarında yer aldı. Stargate’in sona ermesinden sonra da oldukça aktif bir aktörlük kariyerine imza attı ve 24, Eureka, Burn Notice gibi çok sayıda televizyon dizisinde göründü. Ayrıca Saving Hope adlı medikal dramada da rol aldı. Daha yakın bir zamanda ise Altered Carbon televizyon dizisiyle seyirci karşısına çıktı.
Christopher Judge
Christopher Judge, şeytani Apophis’in (esas olarak uzaylı Hitler) baş adamı olan uzaylı Teal’c‘i canlandırdı. Teal’c, daha ilk bölümde Apophis’e sırt çevirmiş ve SG-1 ekibinin kaçmasına yardımcı olmuştu. Sonunda halkı Jaffa’nın özgürlüğü adına SG-1’e katılarak Dünya’ya bağlılık yemini etmişti. Teal’c komik derecede ciddi bir adamdı. İnanılmaz bir taktisyendi ve genellikle savaş alanında düşmanlarını zekasıyla alt ediyordu. Maalesef kendisinin etik ve kültürel farklılıkları, onun sadakatini sorgulayan ve uzaylılar hakkında daha fazlasını öğrenmek isteyen üst düzey askeri personelle sıklıkla çatışma yaşamasına yol açıyordu.
Judge, NCIS: Los Angeles ve The Mentalist gibi popüler dizilerde görünerek Stargate haricinde de başarılı bir kariyer sahibi oldu. Yine The Dark Knight Rises dizisinde küçük bir rolü vardı ve Mega Shark vs. Mecha Shark ve Sharknado 3: Oh Hell No! isimli oldukça abartılı filmlerde de boy gösterdi. Bilmediğiniz bir şey ise, Judge’nin özellikle video oyunlarıyla öne çıkan oldukça etkileyici bir seslendirme kariyeri olduğu. En dikkat çekeni de popüler video oyunu God of War’da Kratos’tu. Ayrıca kendisinin karakteristik sesini StarCraft II: Legacy of the Void, World of Warcraft: Warlords of Draenor ve World of Warcraft: Battle for Azeroth gibi oyunlarda duyabilirsiniz.
Ben Browder
Stargate SG-1’ın 8. ve 9. sezonu arasında büyük bir değişiklik oldu. Richard Dean Anderson, SG-1 olarak bildiğimiz ekipte büyük bir boşluğa yol açarak rolünü azalttı. Bu boşluğu doldurmak için Browder, dizinin son iki sezonunda yeni ekip lideri Cameron Mitchell olarak rol aldı. Browder daha önce Farscape’de boy göstermişti ve Anderson’un SG-1’e yaptığına benzer bir profil çizmişti. Zira her ikisi de güçlü askeri liderdi ve ekran başında bizleri eğlendirmeyi iyi biliyordu. Mitchell, O’Neill’dan daha az alaycı, biraz daha iyimser ve iyi huyluydu. Doğal olarak, Mitchell’in ilk zorluğu, dağılmış bir SG-1’de işleri düzeltmek ve diğer tüm karakterlerle iyi geçinmekti.
Dizilerdeki diğer birçok yetenekli aktör gibi, Browder da Doctor Who, Arrow, Chuck, CSI: Crime Scene Investigation ve Criminal Minds gibi televizyon dizilerinde yer alarak başarılı bir oyunculuk kariyeri yarattı. Ayrıca Guardians of the Galaxy Vol. 2’de Sovereign Admiral’i canlandırdı ve Call of Duty: Black Ops III dahil olmak üzere video oyunlarında seslendirme yaptı. Onu başrolde görmeyeli biraz zaman geçti, ama Browder bugün hala aktif durumda.
Claudia Black
Son sezonlarında Stargate SG-1, Ben Browder ve onun Farscape dizisinden rol arkadaşı olan Claudia Black’i transfer etti. Black’in hayat verdiği Vala Mal Doran karakteri, dokuzuncu ve onuncu sezonun yanı sıra The Ark of Truth ve Continuum adlı iki devam filminde de karşımıza çıktı. Daniel Jackson’a abayı yakan ve neşeli bir yaramaz olan Vala, ekibe hem biraz eğlence hem de biraz ahlaki belirsizlik getiriyordu. Karakterimiz, Goa’uld’un mağlup edilmesinden sonra ortaya çıkan yeni kötü adamlarımız Ori’ya karşı Stargate Komutasına katılmıştı.
Stargate günlerinden beri Black, Containment’de ve The Originals’da yer alarak televizyon kariyerini sürdürdü. Black ayrıca video oyunları ve anime şovlarında da seslendirmeler yaptı. Onun sesini Diablo III, Mass Effect 2 & 3, Gears of War 3, Final Fantasy XIV’de ve ünlü komedi şovu Rick ve Morty’de duyabilirsiniz. Son zamanlarda Black’i, Roswell: New Mexico’da görmek mümkün.
Corin Nemec
Corin Nemec, Langaralı Jonas Quinn olarak oldukça benzersiz bir rol canlandırmıştı. Quinn başlangıçta ikincil bir karakterdi, ancak altıncı sezonda ana oyuncu kadrosunun bir parçası ve SG-1’in bir üyesi oldu. Daniel Jackson’ı canlandıran Michael Shanks, altıncı sezon sırasında diziden ayrıldı ve Jonas Quinn bu boşluğun doldurulmasına yardımcı oldu. Ancak Michael Shanks, yedinci sezonda diziye geri dönmeye karar verince Jonas Quinn’e de ufaktan yol göründü.
Corin Nemec, Stargate SG-1’den sonra oyunculuğa devam etti ve şu anda NCIS, Supernatural ve Ghost Whisperer gibi televizyon dizilerindeki misafir oyuncu rolleri dahil olmak üzere aktif şekilde çalışıyor. 2013 yılında Nemec, Poseidon Rex filmini çekerken bir botta yaralandı. Bacağı kırıldı ve ameliyat gerektirdi, ancak daha sonra iyileşti ve oyunculuğa devam etti. Oyunculuğun yanı sıra ara sıra dizi ve belgesel yazıp yönetiyor. Son zamanlarda ise Amerikalılar arasında birleştirici temalara odaklanan Love America Tour adlı belgeseli çekmek için Birleşik Devletler turuna başladı.
Teryl Rothery
Teryl Rothery, uzaylı hastalıklarından ve yaralanmalarından acı çeken askerleri iyileştirmek için canla başla çalışan sevgili doktorumuz Janet Fraiser’i oynamıştı. Dünya’daki birçok hastalığın bile çaresi bulunamamışken, Fraiser uzaydan gelen tuhaf salgınlarla baş etmek zorunda kalabiliyordu. İşinin ne denli zor olduğunu hayal edebilirsiniz, ancak, bilgeliği ve iyimserliği ile sorunları bir şekilde çözmeyi başarıyordu. Çoğu zaman emirlerini dinlemeyen SG-1 üyeleri ile uğraşmasına rağmen, her halükarda günün kazananı olan kendisiydi. Dahası, ön safların gerisinde kalsa da ara sıra bazı aksiyonlara girmekten kurtulamıyordu. Yedinci sezonda canlandırdığı karakter bir çarpışmada öldü ve hepimizi yasa boğdu.
Rothery, Stargate SG-1’in 70’den fazla bölümünde yer almasına ek olarak, Eureka, Supernatural, Caprica ve Arrow dahil çok sayıda iyi bilinen televizyon dizisinde karşımıza çıktı. Ayrıca Cedar Grove gibi özellikle Hallmark Channel yapımı drama dizilerinde boy gösterdi. Daha yakın zamanlarda ise Rothery, bilimkurgu komedi programı Upload ile The Good Doctor ve Virgin River gibi yapımlarda görünmeyi sürdürüyor.
Tony Amendola
Tony Amendola, Teal’c’e bildiği her şeyi öğreten unutulmaz bilge savaşçı Usta Bra’tac‘ı canlandırdı. Bra’tac Jaffalar tarafından saygı duyulan deneyimli bir savaşçıydı ve gizli bir şekilde Goa’uld’a karşı isyancıları eğitmeye devam ediyordu. Ayrıca Teal’c için baba figürüydü ve Dünyalılarla Jaffa’lılar arasında önemli bir bağlantıydı.
Stargate SG-1 2007 yılında sona erdikten sonra, Amendola televizyonda çeşitli rollerde yer almaya devam etti ve ayrıca video oyunları ve anime dizilerinde seslendirmeler yaptı. Karanlık gizem şovu Dexter‘da küçük bir kötü adamı oynadı, bilimkurgu dizisi Continuum‘da rol aldı ve Once Upon a Time‘da göründü. Yine CSI: NY, The Mentalist ve Numb3rs’da da boy gösterdi. Usta oyuncu, başarılı bir ekran kariyerinin yanı sıra etkileyici bir seslendirme kariyerine de sahip. Sesini Star Wars Jedi: Fallen Order, Final Fantasy XV, Fallout 4, World of Warcraft: Legion ve Call of Duty: Black Ops III gibi video oyunlarında duyabilirsiniz. Çoğunlukla televizyonda veya video oyunlarında seslendirme yapmaya devam ediyor. En son Will & Grace‘in 2020 bölümünde karşımıza çıktı.
Peter Williams
Peter Williams, dizinin ilk yarısında ana kötü karakter Apophis olarak oyuncu kadrosuna katıldı. Apophis insanları köleleştiren ve öldüren bir tiran olmakla kalmayıp, aynı zamanda birçok sevgili karakterimizle benzersiz bir bağı da vardı. Teal’c, uzun süre Apophis’in emrinde baş muhafız olarak görev yaptı ve o günler Teal’c’in yakasını hiç bırakmadı. Apophis ayrıca Daniel Jackson’ın karısı Sha’re’yi kraliçesi yaptı ve O’Neill’in çok sevdiği Skaara’yı da oğluna konakçı olarak kullandı. .
Zalim Apophis’i canlandırdıktan sonra Williams, Jordan Peele’nin yönettiği Twilight Zone Revival ve Fallen gibi yapımlarda rol aldı. Ayrıca Catwoman ve The Chronicles of Riddick gibi filmlerde boy gösterdi. Williams, çoğunlukla televizyon ekranlarında görünmeye devam ediyor ve en son bilimkurgu dizisi The Expanse’te arzı endam etti.
Carmen Argenziano
Carmen Argenziano‘nun karakteri Jacob Carter, Stargate dizisinde güzel bir şekilde işlendi. Jacob Carter, Samantha Carter’ın babasıydı, ancak ikisi tam olarak anlaşamıyordu. Başlangıçta Jacob, kanser sebebiyle hayatının son günlerini yaşıyordu ve kızı Samantha bozuk ilişkilerine rağmen ona veda etmek istemiyordu. Ancak o zamana kadar uzaylıların varlığını bile bilmediği düşünüldüğünde, oldukça şok edici bir karar alarak kendi vücudunu bir Tok’ra’ya sundu ve bu da kendisini hayatta tuttu. O günden itibaren Jacob, Dünyalılar ve müttefikleri Tok’ra arasında güçlü bir bağlantı görevi gördü. Biraz inatçı ama sevgi dolu, sadık ve cesur biriydi. Çok fazla bölümde görünmemesine rağmen, Goa’uld’u yok etmek için kapsamlı bir şekilde kurulan tuzağa katıldığı ana bölümlerde kilit görevler üstlendi ve dizinin unutulmaz karakterleri arasına girdi.
Carmen Argenziano, 200’den fazla oyunculuk deneyimiyle son derece yoğun bir kariyere sahipti. 2005 yılında Stargate SG-1’den ayrıldıktan sonra, hiç duraksama yapmadan Angels & Demons gibi büyük filmlerde yer almanın yanı sıra CSI: Crime Scene Investigation, House, Criminal Minds, The Mentalist ve Hawaii Five-0 yapımlarında boy gösterdi. Otoriter zorba figürlere daha çok yakışsa da, birçok türde çeşitli roller üstlendi. Argenziano, 2019 yılında 75 yaşında vefat edene kadar kariyerinde aktifti.
Don S. Davis
Don S. Davis, dizide fedakâr General George Hammond’u (veya Bra’tac’ın tabiriyle Hammond of Texas) canlandırdı. Kendisi, arkasında asker bırakmayan, sadık ve sıklıkla SG-1 için savaşa girişen birisiydi. Güçlü bir liderliği olmasına karşın yumuşak bir tarafı da vardı.
Ne yazık ki Davis, Stargate SG-1’in sona ermesinden sonra uzun süre yaşamadı ve 2008’de 65 yaşında vefat etti. Yedinci sezonun sonunda Davis, sağlık nedenlerinden ötürü dizideki düzenli oyunculuğundan ayrılmıştı ve o andan itibaren konuk oyuncu olarak görünmeye başlamıştı. Kariyeri biraz yavaşlamasına rağmen, oyuncu kadrosundan birçoğu gibi küçük rollerde yer almaya devam etti. Psych’ın pilot bölümünde ve video oyunundan filme dönüştürülen Far Cry’da rol aldı. Oyunculuğa ek olarak Davis, ABD ordusundan emekli bir yüzbaşı ve sanatçıydı. Sıklıkla tablolar, heykeller ve çizimler satarak gelirini destekliyordu. Usta oyuncu yaşamını yitirdikten sonra dizide onuruna bir uzay gemisine adı verildi: U.S.S. Hammond.
Hazırlayan: Telepreter Çeviri Ekibi | Kaynak