Gelmiş geçmiş en iyi bilimkurgu külliyatlarından biri olan Stargate, yarattığı kendine özgü mitolojisiyle türü seven herkesin gönlünü fethetmeyi başardı. Stargate SG-1’dan sonra zincirin ikinci halkası olan Stargate Atlantis de selefinin başarısını sürdürerek bu harika mitolojiye çeşitli katkılar sağladı. Bu katkılardan en önemlisiyse hiç kuşkusuz Kadimler‘e dair bilgilerimizi genişletmesiydi.
Stargate mitolojisine göre Kadimler, insanın ilk evrimiydi. Ori’ların aksine dinsel bakış açısını reddederek bilimde ve teknolojide ilerleme yolunu seçmişlerdi. Bilime verdikleri bu değer sayesinde kısa sürede gelişip ilerlemişler, sonunda da fiziki bedenlerinden bağımsızlaşıp saf enerjiye dönüşmüşlerdi. Stargate mitolojisinde bu duruma “Yükselme” adı veriliyordu. Gezegenlere yaşam tohumları eken ve Yıldız Geçitlerini tasarlayıp galaksilere yayan da yine Kadimler’di. Stargate Atlantis dizisinin mekânı konumunda olan Atlantis de bir Kadim tasarımıydı. Çok gelişmiş ve karmaşık bir yapı niteliğiyle karşımıza çıkan Atlantis, hem bir şehir ve hem de bir uzay gemisi oluşuyla eşsizdi.
Bu yazıda, dikkatli Stargate izleyicilerinin bile gözünden kaçmış olabilecek güzel bir ayrıntıya değineceğiz. Pek çoğunuz Atlantis’in geçit odasından ana kumanda merkezine giden merdivenlerini anımsıyordur. Her bir basamağı ışıldayan Kadim yazılarıyla süslü bu merdiven, belki de size sıradan bir dekordan daha fazlası gibi gelmemiş olabilir, ama yanılıyorsunuz. O merdivende Kadim alfabesiyle yazılmış oldukça önemli bir mesaj gizli. Gelin o merdivende neler yazdığına hep birlikte bir göz atalım.