Bilimkurgu Kulübü Bu Sitede Gelecek Var!
Star Trek evreninin en sevilen türlerinden biri olan Klingonlar, seri boyunca birçok farklı görünüşte karşımıza çıktı. Peki Qo’nos’un çocukları neden böyle farklı görünüyor? Star Trek’in en yeni dizisi Discovery başladığında, akıllara gelen ilk soru Klingonların görünüşünün neden önceki serilerden farklı olduğuydu. Star Trek: TOS dizisinde gördüğümüz Klingonlar insanlara oldukça benzerken, Star Trek: The Next Generation dizisindeki Klingonlar ise alınlarındaki çıkıntılarla bambaşka bir türü andırıyordu. Üstelik bu karmaşa Star Trek: Deep Space 9‘da bariz bir şekilde kendini gösterdi ve Klingonlar bazı sahnelerde iki farklı görünüşleriyle birden yansıtıldı.
Bu da yetmezmiş gibi, Discovery dizisi hepsinin de ötesine geçerek bizlere bambaşka bir Klingon görüntüsü sundu. Aslına bakarsanız, Discovery Klingonlarının görünüşü 70’li yıllarda çizilmiş ve filmlerde kullanılması planlanmıştı, fakat bu fikir asla hayata geçirilemedi. Yani karşımızda sıfırdan yaratılmış bir tasarım yok. Söz konusu tasarımın neden daha önce kullanılmadığı hakkında resmi bir açıklamaya sahip değiliz. Ancak yüksek maliyeti ve yetersiz makyaj olanaklarını iyi birer bahane olarak ileri sürebiliriz. Öyle veya böyle; hemen hemen her dizide bambaşka görünen bir tür var karşımızda. Hazır kafalar karışmışken, Klingonlara dair bu tuhaf durumu açıklığa kavuşturmanın zamanı geldi. Çünkü Star Trek evreninde bunun mantıklı bir açıklaması var…
Star Trek mitolojisine göre, Klingonların farklı zamanlarda farklı şekillerde görünmesinin nedeni Klingon Augment Virüsü’dür. Nedir bu virüs? Augment, Klingonları süper-savaşçı bir türe dönüştürmek amacıyla Klingon bilimcileri tarafından geliştirilen bir virüstür ve Levodian Gribi‘nin bir çeşididir. Virüs, Dünya’daki Öjeni Savaşları’ndan artakalan genetiği değiştirilmiş insan embriyoları kullanılarak yaratılmıştır.
Ne var ki virüs, 22. yüzyılın ortalarında neredeyse tüm Klingonları yok edecek büyük bir tehdide dönüşmüştür. Star Trek takvimine göre, 2154 yılında Antaak isimli Klingonun emri altında çalışan bir grup Klingonlu bilimci embriyoları ele geçirmeyi ve bu embriyolardan Augment virüsünü üretmeyi başarmıştır.
Virüs işe yaramıştı. Gücü ve zekayı geliştirmişti. Fakat aynı zamanda denek Klingonlara insan karakteristiği vermek gibi bir yan etkisi ortaya çıkmıştı. Bu değişiklikler arasında alındaki çıkıntının kaybolması ve davranışların insansılaşması da vardı. Sonuç olarak denekler, DNA uyumsuzluğu yüzünden ve sinir sisteminde yaşanan sorunlardan dolayı acı içinde öldü. Bilimciler Augment virüsünü kararlı hale getirmeye çalışırken, deneklerden biri Levodian gribine yakalandı.
Grip, Augment DNA’sı ile etkileşime girmeye başladı ve o ana dek kontrollü bir şekilde sürdürülen deneyler ansızın salgına dönüştü. Normalde diğer kişilere bulaşmayan Augment, Levodian gribi yüzünden hızlıca yayıldı ve Klingonlar soylarının tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Çok hızlı yayılan virüs, aylar içinde milyonlarca kişiye bulaştı. Hatta Klingonlar, tedavi bulmak amacıyla insan doktor Arik Soong’u kaçırmaya bile çalıştı, fakat başarısız oldular. Her şeye rağmen pes etmeye niyetleri yoktu. Bir başka Federasyon doktoru Phlox’u bazı yardımlarla kaçırıp Antaak ile çalışmaya ve tedavi bulmaya zorladılar. Bu sırada Klingon Yüksek Konseyi beklemekten hiç memnun değildi ve çok geçmeden virüsten etkilenen gezegenlerin yok edilmesi emrini verdi. Virüs için tedavinin en erken haftalar içinde bulunacağı tahmin ediliyordu. Tabii o sıralar virüs, tüm bilimcilerin birincil araştırma konusu haline gelmişti. Neyse ki bu yoğun uğraşlar meyvesini verdi ve Klingon İmparatorluk Filosu etkilenen gezegenleri yok etmeye başlamadan önce bir çözüm geliştirildi.
Aslında bu bir tedavi değildi. Daha çok virüsün yayılmasını ve ölümcül etkisini sonlandıran bir tür pasifize etme yöntemiydi. Virüsün bahşettiği güç ve zeka artışı ortadan kalksa da en azından ölümlerin önüne geçilmişti. Ölümü gören Klingonlar sıtmaya razı olmak zorunda kaldı ve kısa süre sonra bu tedavi şekli tüm İmparatorluğa yayıldı. Virüse yakalananların soyundan gelenler de mutasyona maruz kalmaktan kurtulamadı.
Bir süre sonra milyonlarca Klingon, Star Trek: TOS dizisinde gördüğümüz hale büründü. Bu olayların ardından mutasyon zamanla ortadan kalkmaya başladı ve biz de Star Trek: TNG ve DS9 dizilerinde gördüğümüz Klingonlara, yani onların alıştığımız hallerine kavuştuk. 24. yüzyıl itibariyle mutasyona uğramış Klingonlar, Federasyon’da yaşayanlar tarafından pek bilinmez. Bir keresinde DS9’da mutasyonlu Klingonların görülmesi üzerine O’Brien ve Doktor Bashir, Worf’a onların ne olduğunu sordu ve bunun üzerine Worf, onların Klingon olduğunu fakat bu konu hakkında kimseyle konuşmadıklarını söyledi.
Ancak şu ilginç ayrıntıyı da belirtmek lazım. Doktor Phlox’u kaçıran Klingonların görünüşü Worf ile aynıydı. Yani bu demek oluyor ki, Worf ve onun benzeri olanlar da asıl Klingonlar değil. Bu durumda Discovery’nin Klingonları öz ve hakiki Klingonlar olabilir. Bekleyip göreceğiz…
Hazırlayan: Halil Furkan Türkmen
