Samantha Carter Kapak

Stargate’in Düşünen Kadını: Samantha Carter

Başlangıç filminde yer almayan ve dizi için yaratılmış bir karakter olan Samantha Carter, yapıma sonradan dahil edilen Vala Mal Doran’ı saymazsak, SG-1 ekibinin tek kadın üyesidir. Daha ilk bölümde, cinsiyeti nedeniyle böylesi tehlikeli bir görevin üstesinden gelip gelemeyeceğini sorgulayan ekip üyelerine verdiği ayarla akıllara kazınmıştır: “Ben de sizin gibi bir Hava Kuvvetleri subayıyım ve üreme organlarım dışarıda değil de içeride diye sizin yaptığınız işleri yapamayacağımı zannetmeyin!” Böylesi cesur bir replikle diziye giriş yapan karakteri, pek çok bilimkurgu dizisinden aşina olduğumuz Amanda Tapping canlandırır.

SG-1’ın bilim uzmanı ve teorik astrofizikçisi Samantha Carter, Yıldız Geçidi (Stargate) adresleme sistemini çözüp yeni yerler keşfetmekten sorumludur. Dünya’daki Yıldız Geçidi’nin DHD cihazı olmadan kullanılabilmesini sağlayan arama bilgisayarını tasarlayan da odur. Cesur ve fedakar oluşunun yanı sıra son derece zekidir; yeryüzünde kimse Yıldız Geçidi ve solucan deliği teorisi konularında eline su dökemez. ABD Hava Kuvvetleri Akademisi’nden sınıfını en üst derecede tamamlayarak mezun olmuştur. Körfez Savaşı sırasında, düşman hava sahasında 100 saatten fazla uçuş gerçekleştirmiştir. Dr. Daniel Jackson henüz Yıldız Geçidi’nin şifresini çözmemişken, 1994’ten 1996’ya kadar Pentagon’un Yıldız Geçidi’ni çalıştırma girişimlerinde görev almıştır.

Samantha Carter 1

Sam henüz çok küçükken annesi bir trafik kazasında hayatını kaybetmiştir. Annesiz büyüyen Sam, uzun süre bu kazadan babasını sorumlu tutmuştur. İlerleyen zamanlarda onu affetmiş ve general babasının izinden giderek Hava Kuvvetleri’ne katılmıştır. Abydos’a yapılan ilk yolculuktan birkaç yıl sonra, Albay Jack O’Neill komutasındaki SG-1 ekibine ikinci komutan olarak atanır. Sam, yabancı ve galaksiler arası düşmanlara karşı sayısız kez omuz omuza savaştığı ekibine oldukça nazik ve sadıktır. Kendisi, şu an albay rütbesiyle muhtemelen Yıldız Geçidi Komutanlığı’ndaki en üst rütbeli kadın subaydır. Yıldız Geçidi programı hayatının işi olur ve boş zamanlarının çoğunu komutanlıkta projeler üzerinde çalışarak ya da solucan deliği fiziği hakkında kitaplar yazarak geçirir.

Nirrti’nin Hanka gezegenindeki soykırımından kurtulan tek kişi Cassandra isimli genç bir kız olmuştur. SG-1 ekibi bu küçük kızı Dünya’ya getirir, fakat aslında bunun bir tuzak olduğunu fark etmeleri uzun sürmez. Zira kızın içine çok güçlü bir bomba yerleştirilmiştir. Carter, patlama ihtimaline karşı küçük kızı eski bir nükleer tesise bırakmakla görevlendirilir; ancak bu durumdan vicdanen rahatsızlık duyup kızın yanında kalmayı seçer. Neyse ki bomba patlamaz ve ikili sağ salim kurtulmayı başarır. Sonrasında Dr. Janet Fraiser kızı evlat edinir ve üçü arasında güçlü bir bağ oluşur.

Samantha Carter

Nassya gezegenine yapılan bir Goa’uld baskını sırasında, yerli bir adama suni teneffüs yaparken istemeden Tok’ra simbiyotu Jolinar of Malkshur’a konukçu olur. Tok’ra, aslında Ashrak ismi verilen bir avcıdan kaçmaktadır. Ashrak, ekibi Dünya’ya kadar gizlice izler ve sonunda Jolinar’ı yakalar. Ancak Tok’ra, Sam’in yaşayabilmesi için kendi hayatını feda eder. Bu olaydan sonra Sam sonsuza kadar değişir: Zira simbiyot, Sam’in kanında işaretli protein ve naquadah izleri bırakmıştır. Bu yüzden Carter, pek çok Goa’uld teknolojisiini kontrol edebilir hale gelir. Aynı zamanda Jolinar’ın anılarına sahip olması da onu stratejik bir konuma getirir.

Sam yabancı bir varlık yüzünden bilincini kaybeder, Nox’lar tarafında ölümden döndürülür, köle olarak satılır, alternatif gerçeklikte kendisi ile tanışır, Dünya’yı yabancı istilasından kurtarır, Asgard’a yapılan Çoğalıcı saldırılarını bertaraf eder, Apophis’in filosunu yok etmek için bir yıldızı patlatır, kaçırılır, incelenmek üzere neredeyse parçalanır, O’Neill’in yokluğunda SG-1 komutanlığı yapar ve hatta yıldızlar arası bir yarışa bile katılır…

Samantha Carter

Yıldız Geçidi programı sırasında, Jolinar’ın bir zamanlar arkadaşı olan Tok’ra Martouf (Lantash) ile özel bir ilişki yaşamışlığı vardır. Ayrıca Tollan Narim, yükselmiş bir varlık olan Orlin, Dünya Büyükelçisi Joseph Faxon ve bir polis memuru olan Pete Shanahan‘la da çeşitli ilişkileri ve yakınlaşmaları olmuştur. Sam, Albay Jack O’Neill için de güçlü duygulara sahiptir fakat askeri kurallar, iki askerin özel bir ilişki yaşamasına izin vermez. Ne yazık ki Sam’e ilgi duyan erkeklerin sonu genelde pek iyi bitmez… Paylaştıkları bilimsel odak ve ahlaki değerler sonucu Daniel Jackson ile aralarında güçlü bir bağ vardır. Sam’in bilimsel ve Daniel’ın diplomatik yetenekleri birbirini tamamlar ve bu sayede SG-1 birçok zafer kazanır. Zor durumlarda onun kararlarını destekleyen Teal’c ile de yakın bir arkadaşlık geliştirmiştir. İkisi de gerçek birer savaşçıdır.

Sam ayrıca, bir Tok’ra simbiyotu olan Selmak aracılığıyla lenfoma kanserinden kurtulmasına yardım ettiği eski bir Hava Kuvvetleri generali olan babası Jacob’la da çok yakınlaşmıştır. Jacob, Tok’ra ile birleştikten sonra kızıyla olan ilişkilerinde oldukça ilerleme sağlar. Sam’in Mark adında San Diego’da yaşayan ve iki çocuğu olan bir erkek kardeşi de vardır. Her ne kadar ileride düzelecek olsa da aile fertleriyle ilişkileri kopuktur. Ekibin geri kalanıyla kurduğu derin arkadaşlık ve bağlılıktan dolayı Carter, Daniel Jackson’ın ölümünü kabullenmekte oldukça zorlanır. İlk başta yerine Jonas Quin’in getirilmesine biraz alınır, fakat sonunda güvenmeyi öğrenir ve Kelownan’a hayranlık duyar, onu SG-1 ekibinde kalmaya teşvik eder ve Goa’uld ile olan savaşlarında özel yeteneklerini ekibe yardım etmek için kullanmasını ister.

Samantha Carter

Carter, zamanla hem Yıldız Geçidi Komutanlığında önemli bir lider rolüne dönüşür hem de üstlerinin emirlerini yerine getirir. O tek başına gezegeni kurtaran planlar yapmış, düşmanları yenmiş ve Goa’uld güçlerini bozguna uğratmıştır. Fakat boş vakitlerinde Carter, O’Neill’ın balığa gitme tekliflerinden çok motosikleti üzerinde çalışmayı tercih eder. O’Neill, Anagezegen Güvenlik Departmanı’na atandığında ve SG-1 ekibi dağıldığında, Sam birkaç ay boyunca 51. Bölge‘de araştırma geliştirme çalışmalarında bulunur. Fakat Ori tehdidi sonunda onu Yıldız Geçidi Komutanlığına geri getirir ve SG-1 ekibinin komutasını Cameron Mitchell ile paylaşır. İki yıl sonra, Pegasus Galaksisi‘ndeki Atlantis keşif ekibinin başına getirildiğinde hem kişisel hem de profesyonel kariyerinde yeni bir döneme giriş yapar, SG-1’a ve Dünya’ya veda eder. Yeniden atanmadan önce orada bir yıl görev yapar, sonunda dünyanın en yeni savaş kruvazörü olan USS George Hammond’ın komutasını devralır.

Kısa sürede izleyenlerin beğenini kazanan karakter, on sezon boyunca Stargate SG-1’daki varlığını sürdürmeyi başarır. Sonrasında Atlantis ve Universe gibi diğer Stargate dizilerinde de boy gösterir. Bilinmeyen diyarlara yapılan her yolculuk, aynı zamanda birçok bilimsel sorunun da ortaya çıkmasına neden olur. Samantha Carter bu sorunların üstesinden gelme konusunda eşsizdir. Kıvrak zekâsı, hızlı sorun çözümleme kabiliyeti, güçlü önsezisi ve bilime olan sarsılmaz inancıyla dizinin bir nevi düşünen beynidir. Karşılaşılan herhangi bir sorun karşısında sular seller gibi bilimsel teorilerini sıralarken, çoğu zaman Jack O’Neill tarafından frenlenmekte ve daha anlaşılır açıklamalar yapması konusunda uyarılmaktadır. Seyircilerin tebessümle karşıladığı bu sahneler, yapımın mizahi yönüne dair hoş ayrıntılar olarak göze çarpar.

Yazar: Can Kaçan

Asimov ve Stargate hayranı...

İlginizi Çekebilir

stargate-universe

Stargate Universe Oyuncuları Bugün Ne Yapıyor?

Yalnızca iki sezon sürmüş ve tatmin edici olmaktan çok uzak bir ‘sonumsu’ ile ekranlara veda …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et