Resident Alien

Resident Alien: Bir Uzaylı Komedisi

Son dönemin başarılı dizilerinden olan Resident Alien, Colorado dağlarındaki küçük kasabada mahsur kalan bir uzaylının kendini gizleyerek insanlar arasında yaşadığı komik maceraları anlatıyor. Firefly’dan tanıdığımız Alan Tudyk’in başrolünde olduğu dizi, aslında Amerikan popüler kültüründeki uzaylı imgesinin bir parodisi. Anakarakterimiz Hah Re’nin tasarımından motivasyonuna, UFO’lardan siyah giyen adamlara, antik astronot teorilerinden uzaylı ahtapotlara kadar her şey buna hizmet ediyor. Dizi, Peter Hogan’ın yazıp Steve Parkhouse’un çizdiği aynı isimli çizgi romandan uyarlandı. İlk sayısı 2012 yılında çıkan ve şu anda 6. cildi yayımlanan seri, eleştirmenlerin dışında Alan Moore gibi önemli bir isimden aldığı övgüyle de dikkat çekiyor. Dark Horse tarafından yayımlanan çizgi roman diziye göre az mizah içeriyor ve daha ciddi bir polisiye formatında ilerliyor.

Peki eklenen mizah Resident Alien’a yakışmış mı ve ortaya nasıl bir uyarlama çıkmış? Baştan şunu belirtelim ki Resident Alien çok başarılı bir dizi ve harika bir durum komedisi. Yani sulu zırtlak boş bir absürtlük yerine, öyle bir durumda yaşanabilecek gerçekçi olaylarla ve bir uzaylının verebileceği komik tepkilerle güldürüyor. Alan Tudyk’in çok başarılı bir oyuncu olması ve zeki bir uzaylının tamamen yabancısı olduğu bir kültüre düşmesinden kaynaklı aptalca tepkilerini yansıtmadaki başarısı seyir zevkini katlıyor. Zaten dizi, neredeyse tüm yükü Tudyk’in oyunculuğuna yüklemiş ve oyuncu bunun altından başarıyla kalkmış.

“Özel güçleri olan biri cinayetleri çözmesinde polise yardımcı olur”, şeklinde özetleyebileceğimiz klasik bir Amerikan polisiye formatı vardır. Resident Alien, ona yakın bir tarzda başlıyor ama her bölüm bir suç çözmek yerine sezon boyunca aynı katile odaklanarak kendi yolunu çiziyor. Zaten on bölümlük sezonun bitmesine üç bölüm kala bu gizemin çok arka planda bırakıldığını ve daha çok uzaylının macerasına odaklanıldığını söyleyebiliriz. Çizgi romana bağlı kalınsa o formattan uzaklaşılamaz ve bu derece orijinal bir iş çıkarılamazdı. SyFy kanalı, yayımladığı pek çok çizgi roman uyarlamasında serinin yapı taşlarını alıp televizyon medyumuna daha münasip senaryolar yazma formülünü uyguluyor ve bize çok başarılı yapımlar izletiyor.

Dizinin farklı türleri karıştırması dinamik bir anlatım sağlamış. Hikaye bilimkurgu, polisiye ve kasaba draması arasında gidip geliyor; bazen uzaylının ahlaki iç çatışmasını, bazen tamamen yabancı bir ortamda yaşanacak kültür şokunu, hatta bazen uzaylının peşinden koşan çocukların Stranger Things-vari maceralarını izliyoruz. Yine de dizinin derdi temelde, “insan olmak ne demektir?” sorusu. İnsan bedenine alışmaya çalışan uzaylı, yeni vücudundaki yeni hormonların etkisiyle kâh aşık oluyor, kâh depresyona giriyor, kâh görevini ve kendi türünün doğasını sorguluyor. Dizinin arkasındaki isim Chris Sheridan, yıllarca Seth MacFarlane’in Family Guy animasyonunda çalışmış, hatta uzun süre çizgi filmin yapımcılığını sürdürmüş. Bilimkurguyu parodileştirmek konusundaki deneyiminin buradan geldiğini düşünebiliriz.

Kasabaya kafa dinlemek için gelen bir doktoru öldürüp yerine geçen uzaylıyı canlandıran Tudyk’e, hemşiresi ve hoşlandığı kişi rolünde Sara Tomko eşlik ediyor. Cinayete kurban giden kasaba doktorunun otopsisini yapması istenilen Harry Vanderspeigle, bu sayede biraz sorunlu bir kadın olan hemşire Asta Twelvetrees ile tanışır ve ilk insani duygularını hissetmeye başlar. Asta karakterinin uzaylının yanına yakıştığını ve Sara Tomko’nun onu başarıyla yansıttığını söyleyebiliriz. Kasabanın biraz tuhaf ve saf şerifi rolünde Corey Reynolds’ı ve onun iyi niyetli yardımcısı olarak da Elizabeth Bowen’ı izliyoruz. Pek anlaşamasalar da cinayetleri çözmek için çırpınan ikilimiz, en az uzaylı kadar komik ve sahnelerini izlemek oldukça eğlenceli.

Asıl bahsetmemiz gereken ise çocuk oyuncular Judah Prehn ve Gracelyn Awad Rinke. Judah, belediye başkanının minik oğlu Ben’i, Gracelyn ise onun Müslüman okul arkadaşı Sahar’ı canlandırıyor. Ben’in milyonda bir gerçekleşen bir mutasyon sayesinde Vanderspeigle’ın uzaylı yüzünü algılayabilmesinden sonra bu sevimli ikili, doktorun foyasını ortaya çıkabilmek için maceradan maceraya koşuyor. Sonuç olarak Resident Alien, klişeleri parodileştiren, düşük bütçesine rağmen eğlenceli ve düşündürücü bir kasaba komedisi. Çok da uzun olmayan diziyi izlerken keyifli saatler geçirebilirsiniz.

Yazar: Sadık Efe Sarıtunalı

Bilgisayarla fazla ilgilenir. Boş zamanlarında ise çizgi roman okur. Bir gram çizim yeteneği olmadığı için çuvalladığı çizgi romanlarından sonra en büyük hayali kendine bir çizer bulup çizgi roman yazarı olmak. En büyük tutkusu ise bilimkurgu.

İlginizi Çekebilir

everett-young-stargate

Stargate Universe’ün Askeri Lideri: Everett Young

Bilimkurgu dünyasının sevilen külliyatlarından Stargate, yıllar boyunca farklı diziler ve hikâyelerle izleyicileri gizemli dünyalara taşıdı. …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin