Kimdir Bu Bebek Yoda?

Aşkımız Bebek Yoda, hayatımız Bebek Yoda… İster Facebook’ta dolaşıyor olun, ister Instagram’a öylesine bir göz atıyor olun, The Mandalorian dizisinden çıkıp gelen sevimli ufak yeşil bir canlının, tüylü küçük kulaklarını dikmiş etkileyici siyah gözleriyle size baktığını göreceksiniz. Çocuk (dizide hâlâ ismini telaffuz etmediler ve ona “çocuk” demeyi tercih ediyorlar) her seferinde masumane bir şekilde ekrana bakıyor ve tüm dünyayı ele geçirmeyi başarıyor. O kadar sevimli ki, onun hakkında ne kadar çok bilinmeyen olduğu unutuluyor. Hatta neredeyse hiçbir şey bilinmiyor.

Mesela Bebek Yoda nereden geldi? Tespit edilmeden ve hain amaçlar için kullanılmadan 50 yılı nasıl geçirdi? Son olarak Yoda, Yaddle ve “çocuk”un ait olduğu türün adını öğrenebilecek miyiz? Bebek Yoda’nın geçmişi ve geleceği Star Wars hayranlarının fikirleri ve teorileriyle mi şekilleniyor?

Hipotez 1: Bebek Yoda Karanlık Tarafın Güç Manipulasyonunun Sonucu Mu?

Ya bu bebek sadece Yoda türünden doğan organik bir canlı değilse ve Güç’ün bir yaratığıysa? Bu teoriyi takip etmek biraz zor ama şu sıralar Star Wars hayranları arasında dolaşan en popüler düşüncelerden biri.

Esasen, Güç içerisinde -hem aydınlık hem de karanlık- bir denge olması gerekliliği fikrinden ortaya çıkan bir teori. Ya Darth Plagueis ve Palpatine, Bebek Yoda’yı Anakin Skywalker’ı karanlık tarafa katılmaya ikna etmek için ortaya çıkardıysa?

Başlangıçta Anakin Skywalker midi-chlorians (Tüm canlıların içinde olan ve gücü kullanmalarına olanak sağlayan organizmalar) tarafından tasarlandı. Sith’i sona erdirme çabasıyla gücün kendisi tarafından var edildi. Anakin’in Darth Vader’a dönüşümünün ardındaki hikâyeyi bildiğimiz için midi-chlorians’ın planı işe yaramadı. Peki ya tüm bu olay başladığında karanlık taraf da Anakin’e karşılık başka bir doğumla cevap verdiyse: Çocuk?

Sadık bir Star Wars hayranı kanıtlarını da ortaya dökmüş.

“Mandalorian da olayların gerçekleştiği tarihlere bakarsanız Anakin ve Bebek Yoda’nın her ikisinin de “A New Hope”dan 41 yıl önce doğmuş olduklarını görürsünüz. Güç, Anakin’i fark eder etmez bir tür beklenmedik durum planı olarak Bebek Yoda’yı devreye soktu.”

Hipotez 2: Yoda ve Yaddle’ın Oğlu Olabilir Mi?

Bebek Yoda aynı türden bir çiftin çocuğu mu? Gerçek olamayacak kadar iyi görünüyor ama tekrar düşündüğümüzde de oldukça mantıklı. İlk olarak Phantom Manace’de görülen Yaddle ve efsanevi Yoda’nın çocuğu olabilir mi?

Yaddle’ın Star Wars evreninin bir parçası olduğunu hatırlayan herkes için akla gelen ilk teori. Bunun altında yatan fikir ise Yaddle’ın da Jedi Konsey üyesi olması ve Yoda’yla birlikte aynı türden muhteşem bir çift oluşturmaları. Romantik uyumluluk bir yana Yoda ve Yaddle, Mandalorian dizisi bize Çocuk’u gösterene kadar sadece adı bilinmeyen yeşil bir türün üyeleriydi. Şimdi onlardan daha fazla olabileceğini biliyoruz.

Hipotez 3: Herkesi Benzersiz Bir Zihin Kontrolü Altında Mı Tutuyor?

Eğer bu teori gerçekse tüm o sevimliliğin altından uğursuz bir şeyler çıkabilir. Herkesin sevimli şeylere ne kadar duyarlı olduğu şimdiye kadar birçok defa kanıtlandı. Bebek Yoda çılgınlığı bir orman yangını gibi hızla yayılıyor. Onu yeterince göremiyoruz, onu yeterli dozda alamıyoruz. Sosyal medyaya baktığınızda her yerde Yoda’yı kemik suyu çorbasını memnun bir şekilde yudumlarken görüyoruz. Onun büyüsü altındayız. Ama belki de tam olarak istenen budur. Belki de bu çocuk herkesin iplerini elinde tutan deneyimli bir “Güç” kullanıcısıdır.

Yine bir Star Wars hayranına göre onun yaptığı her şey insanlara onu korumak zorunda olduklarını ikna etmekle ve ne kadar sevimli olduğunu düşündürmekle ilgili. Çevresindeki herkes bu bebeği seviyor. Teoriye göre bu küçük yeşil yaratıklar karşılaştığı herkesi manipüle ediyor olabilir. Bebek Yoda ile temasa geçen her birey, onunla tanıştıktan birkaç dakika sonra ona âşık oluyor gibi görünüyor. Ödül Avcısı Mando bile Bebek Yoda’yı korumak uğruna Lonca kurallarını hiç düşünmeden çiğniyor.

Hipotez 4: Yoda’nın Bir Çeşit Reenkarnasyonu Mu?

Çocuk hepimizin bildiği ve sevdiği ak tüylü Yoda’nın bir reenkarnasyonu olabilir mi? Return of Jedi filminde Yoda’nın 900 yaşında huzur içinde vefat etmesinin ardından onu özleyen herkes için kesinlikle muhteşem bir zevk olurdu bu yeniden diriliş. Aynı zamanda gelecekte yapılacak Star Wars filmleri için de Yoda’nın hologramı yerine kendisini kullanabilme umudunu tetikliyor.

Birçok kişinin görmek istediği hikâye bu olabilir ancak pek muhtemel gözükmüyor. Yoda birkaç Star Wars filminde Güç hayaleti olarak ortaya çıktı. Eğer yeni doğmuş bir bebek gibi hayata dönebiliyorsa bu Güç hayaleti olarak ortaya çıkmak neydi ki?

Tüm bunların yanında The Mandalorian dizisinin gerçekleştiğini bildiğimiz bir zaman çizelgesi mevcut. Dizi, Return of The Jedi’dan 5 yıl sonraya konumlanır, ki o film de “A New Hope”taki Battle of Yavin’den 5 yıl sonra gerçekleşir. Bu durumda The Mandalorian 10ABY’de geçmektedir. Çocuğun 50 yaşında olduğunu da bildiğimize göre, sevimli yaratık Yoda’nın ölümünden 40 yıl önce de ortalıkta dolaşıyordu anlamını çıkarabiliriz.

Hipotez 5: Aslında Sandığımız Kadar Özel Olmayabilir Mi?

Bazı hayranlar Bebek Yoda’nın soyu ve amacı konusunda ihtişamlı görüşlere sahip olsa bile bazıları da tam tersine şüpheci. Sevimli yaratık, Yıldız Savaşları evreninde Yoda’nın ırkıyla ilgili bir fikir vermek adına ortaya atılmış bir basamak olabilir. Biraz acı verici olacak ama belki de herkesin sandığı kadar özel değildir. (Tanıdık geldi mi?)

Yıldız Savaşları hayranlarının bazıları onun Yoda’nın türünden başka bir canlı olmaktan öteye geçmeyeceğini düşünüyor. Tüm ırk muhtemelen güç’e karşı duyarlı. Onların özelliği bu. Belki de bu yaratık sayesinde türün gezegeni hakkında bilgi edineceğiz. Yine de tüm güç kullanıcılarının İmparatorluk tarafından ortadan kaldırıldığı evrende yaşayan bir güç kullanıcısı olduğunu ihmal etmemek gerekir.

Belki de Bebek Yoda’nın ortaya çıkışı, onun türü ve genel olarak geldiği gezegen hakkında daha fazla bilgiyi izleyiciye verebilmenin bir yoludur. Evrene katılacak yeni diziler ve filmlerle belki cevabı alabiliriz.

Kaynak: MTV

Yazar: Cem Can

Üniversite tezini robotlar üzerine vermiş bir bilgisayar mühendisi. Kılıcın yolunda ilerleyen, an itibariyle 2. Dan bir kendocu. Müzik tutkunu ve bilim kurgu hayranı. Kurduğu hayalleri yazıya dökmeye çalışan bir hayalperest."Ben bu dünyayı değiştiremeyeceğimi biliyordum; o yüzden başka dünyalara gittim." - PKD

İlginizi Çekebilir

Birinci Sezonuyla Monarch: Legacy of Monsters

Ishirô Honda’nın yazıp ve yönettiği Gojira (1954) sadece Japonya’da değil, okyanusun öte taraflarında da büyük …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et