Goa_uld_System_Lords

Goa’uld Siyasi Tarihi

SPOILER UYARISI!

“Ne sevgili Sistem Lortlarımıza, ne de onların kölelerine güvenilir.” -Yu

Sistem Lortları, Goa’uld hiyarerşisinde yönetici konumunda bulunan ve Goa’uld İmparatorluğu’na liderlik eden belli sayıdaki kişilerden oluşur. Genellikle her Sistem Lordu, bir Tanrı’nın kişiliğini üstlenir ve birçok dünyayı Jaffa ordularını kullanarak despotça yönetir. Goa’uld İmparatorluğu, 1994 yılındaki ölümüne dek Baş Lort Ra tarafından himaye edilir. Ra’nın Stargate ekipleri tarafından yok edilmesiyle beraber, Goa’uld Sistem Lortları arasında bir güç mücadelesi başlar. Her Lort, ortaya çıkan boşluktan yararlanarak kendi otoritesini sağlamlaştırmaya ve genişletmeye çalışır. Zaten Goa’uld’un başlıca zafiyeti de feodal niteliğidir. Her ne kadar Asgard veya Tau’ri gibi dış tehditlere karşı gönülsüzce birleşseler de, egemenlik kurmak için kendi aralarında sürekli savaş hâlindedirler. En büyük tehlike, tek bir Goa’uld’un yükselerek diğer Sistem Lortları üzerinde hâkimiyet kurmasıdır.

Bu tarz bir tehlike ilk olarak, Sokar’ın büyük bir ordu kurup altı ana Sistem Lorduna karşı saldırı başlatmayı planladığında gün yüzüne çıkar. Sokar, Netu’yu havaya uçuran Tok’ra gücü sayesinde yok edilebilir. Apophis daha sonra Sokar’ın imparatorluğunu kontrol altına alır ve Tau’ri ile Tok’ra’nın kurduğu ittifak tarafından durdurulana kadar varlığını sürdürür. Sistem Lortları arasındaki birliktelik, bin yıl boyunca büyük ölçüde değişikliğe uğrar. Birliğe nadiren yeni kişiler alınır ve buna da Sistem Lortları Yüksek Kurulu tarafından karar verilir. Her ne kadar kendi içlerinde iktidar savaşları yapsalar da, çıkarları için birlikte çalışma yoluna da giderler. Tok’ra genellikle Sistem Lortlarını dengede tutmaya çalışır, böylece hiçbir Sistem Lordu diğerlerine tamamen üstün gelemez. Asgard da bu stratejiyi takip eder.

Uzun yıllar Goa’uld İmparatorluğu’nun Baş Lortluğunu yapan Ra

Apophis, Sokar’ı mağlup edip onun tüm güçlerini de ele geçirince, Goa’uld İmparatorluğu‘nda ciddi bir güç kayması yaşanır. Bu güç kayması ise Apophis ve Heru’ur’un en büyük iki orduyu komuta etmesiyle sonuçlanır. İki büyük güce dönüşen Apophis ve Heru’ur, ittifak kurup daha da güçlenmek adına Tobin Sistemi’nin tarafsız topraklarında bir görüşme tertipler, ancak Apophis’in bir kandırmacası sonucu Heru’ur öldürülür ve kuvvetleri derdest edilir. Böylece Apophis, Goa’uld’un en büyük ordularından birini komuta etme imkânına kavuşur. Ancak Apophis’in hâkimiyeti çok uzun sürmez ve onun da meydandan çekilmesiyle eski düzen tamamen değişir. Zira ortaya çıkan boşluk, diğer Sistem Lortlarının iştahını kabartır. Geriye kalan yedi Sistem Lordu; Ba’al, Bastet, Kali, Morrigan, Olokun, Svarog ve Yu, ateşkes ilan eder ve Hasara Sistemi’nin tarafsız topraklarında yeni bir düzen kurulmasını tartışmak üzere bir araya gelir.

Uzun yıllardır sürgünde olan Anubis‘in yeniden ortaya çıkması ve kendileri için tehdit oluşturması nedeniyle, Sistem Lortları onu da aralarına dâhil etmek zorunda kalır ve en büyük zorluklarıyla yüzleşmek için tedirgin bir ittifak kurar. Öyle ki, Jaffa saflarında muhalefet ve itaatsizlik yayılırken, Tok’ra ve Tau’ri tehdidi de iyice artmaktadır. Bununla birlikte, Anubis’in üstün güçleri karşısında ittifak çok geçmeden parçalanmaya başlar. Goa’uld’un Gözleri olarak bilinen altı eserin gücüyle silahlanmış olan Anubis, Yu tarafından yönetilen Sistem Lortlarının birleşik güçlerini bertaraf eder ve kendisine açık üstünlük sağlayan güçlü bir silah yaratır.

Apophis
Ölmek nedir bilmeyen Sistem Lordu Apophis

Anubis, Sistem Lortlarını yok etme planını devreye sokarken, SG-1 da Yu nezdinde diğer Sistem Lortları ile bir ittifak oluşturur. Ancak Yu’nun zihinsel yetkinliği başarısızlığa uğrayınca, devreye Ba’al girer ve Sistem Lortlarının Anubis’e karşı oluşturduğu Kelowna’daki birleşik gücü yönetmeye başlar. Anubis kaçtıktan sonra ordusu yenilir ve Ba’al hızla güç kazanıp Birleşmiş Sistem Lortları İttifakı’nı ele geçirir. Bu ittifakın oluşumunda Yıldız Geçidi Komutanlığı’nın kısmen de olsa sorumluluğu bulunmaktadır. Bu arada Anubis, kuvvetlerini Tartarus üzerindeki üssünde yeniden kurar. Kull Warriors adı verilen sentetik bir ordu yaratır. Rakip Goa’uld’lara karşı çok geçmeden bir saldırı başlatır ve Ba’al ile savaşa hazırlanmak için kaynaklarının hemen hepsini kullanır. Tau’ri, Tok’ra ve asi Jaffaların işbirliğiyle son yedi yılda düşen Sistem Lordu sayısı, yedi yüz yılda düşen Sistem Lortlarından daha fazladır. Bunu gören Anubis, dikkatini en büyük tehdidine çevirir: Dünya’ya… Filosu tam gücünü topladıktan sonra 30’dan fazla Ha’tak ana gemisini Dünya’nın yörüngesine gönderir. Antarktika üzerinde yaşanan büyük savaşta Anubis, Albay Jack O’Neill’in Kadim savunma silahlarını kullanması sonucu yenilgiye uğrar.

Anubis’in yok edilişi, kalan Sistem Lortları arasında otorite zaafları yaratır. Zira kararsız ve oldukça çürük bir koalisyon olan Sistem Lortları Yüksek Konseyi, yaşanan bu ani güç kayması için hazırlıksızdır. Açık savaşı önlemek için Sistem Lortları, Anubis topraklarını ve ordularını aralarında eşit bir şekilde paylaşma konusunda anlaşmaya varır, ancak Ba’al anlaşmayı bozar ve Anubis’in Kull Warriors ordusunun komutasını alarak konsey içindeki güç dengesini kendi lehine çevirir. Sistem Lortlarının birçoğu artık teslimiyetten söz etmeye başlamıştır bile. Camulus, Yu ve Amaterasu’dan oluşan üç temsilci, Dünya’nın elindeki Kadim savunma silahına da güvenerek Ba’al’a karşı ittifak kurmayı teklif eder. Başkan Henry Hayes, müzakereleri sürdürmesi için Dr. Elizabeth Weir‘e yetki verir, ancak anlaşma sağlanamaz ve ittifak başarısız olur.

Anubis
Yarı yükselmiş bir Sistem Lordu olan Anubis

Sistem Lortlarının Jaffa orduları, Ba’al’ın Kull Savaşçıları için uygun değildir. Bastet ve Olokun öldürülür, Morrigan teslim olur, Yu ve Amaterasu ise ordularını son savaş için hazırlamaya girişir. Tüm bunlar olurken, Ba’al ve Sistem Lortları arasındaki savaş da kritik bir aşamaya ulaşır. Ayrıca Moloc, Yıldız Geçidi Komutanlığı ve isyancı Jaffa tarafından öldürülür, orduları ise Ba’al ve Ares’in eline geçer. Daha da kötüsü, Anubis bilinmeyen bir şekilde Antarktika’daki savaştan sağ çıkar ve Ba’al’ı da maşası olarak kullanmaya başlar. Ancak Ba’al, kukla olmayı kabul etmez ve Anubis’i ortadan kaldırmak için uygun zamanı kollar.

Tüm bu politik çıkar çatışmaları yaşanırken, Sistem Lortları bir yandan da Jaffa isyanı ile karşı karşıyadır. Fakat asıl tehdit, kopya Samantha Carter liderliğindeki Çoğalıcılar‘ın Samanyolu Galaksisi’ne girmesi ve Goa’uld’a karşı tam ölçekli bir saldırı başlatmasıyla ortaya çıkar. Çoğalıcılar, Sistem Lortlarını sistematik olarak ortadan kaldırmaya ve güçlerini büyük bir hızda emmeye başlar. Durumun vahameti ilerleyince Anubis, Dakara gezegenindeki gelişmiş Kadim cihazını kullanarak Samanyolu’ndaki tüm yaşamı yok etmeyi bile göze alır. Zira kendisi yarı yükselmiş olduğu için bu yok oluştan sağ çıkacağına ve yeni bir hükümranlık kuracağına inanır. Ancak Ba’al, Anubis’in bu planını SG-1 ekibine iletir ve kendilerinden yardım ister. Ekibimiz derhal Dakara gezegenine ulaşır ve söz konusu Kadim Cihazı üzerinde çalışmalara başlar. Anlaşıldığı kadarıyla bu cihaz, hem yaşam tohumları ekebilme ve hem de var olan yaşamı sona erdirebilme potansiyeline sahip aşkın bir teknolojinin ürünüdür. Bu silah yardımıyla Çoğalıcılar yok edilir.

Ba'al
Son Sistem Lordu Ba’al

Sekiz yıl boyunca Tau’ri – Goa’uld savaşında Ra, Hathor, Sokar, Heru’ur, Cronus, Apophis, Svarog, Nirrti, Osiris, Moloc, Ares, Anubis ve Ba’al gibi Sistem Lortları ile Amaunet, Klorel, Marduk, Tanith, Seth, Imhotep, Mot ve Sekhmet gibi daha alt seviyeli Goa’uldlar yok edilir. Oma Desala eli ile gelen Anubis yenilgisi ve Jaffa isyanı başarısının ardından, Sistem Lortları bir avuç kadar kalır, ama onlar da Jaffa ordularının desteği olmadan güçlerinin çoğunu kaybeder. Sistem Lortları arasında en uzun süre direnmeyi başaran Ba’al olur. Bu uğurda kendi klonlarını yaratır, Jaffaların beyinlerini yıkar, Kadim cihazlarını ele geçirmeye çalışır ve hatta zamanda yolculuk yaparak 1939 yılına gidip Stargate projesini engellemeyi bile dener… Ancak yok oluştan kurtulamaz. Ba’al‘ın ölümünden sonra, Sistem Lordu hiyerarşisi tamamen ortadan kalkar…

Yararlanılan Kaynaklar:

Yazar: Can Kaçan

Asimov ve Stargate hayranı...

İlginizi Çekebilir

Yaratımın Doğası Üzerine

İnsan, bu gezegende bildiğimiz haliyle var olduğundan beri yaratmayı sürdürüyor. Hatta artık takıntı derecesine gelen …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et