“James Cameron’dan Bilimkurgunun Öyküsü” (James Cameron’s Story of Science Fiction), AMC TV‘nin “AMC Vizyonerleri” adlı program serisi kapsamında yayımlandı. The Terminator, Avatar gibi birçok klasikleşmiş bilimkurgu filminin yönetmeni Cameron, program boyunca bulabildiği herkesle konuşuyor ve fikir alışverişinde bulunuyor; türün geçmişini, bugününü ve geleceğini masaya yatırıyor.
Cameron’un birçok filmi bilimkurgu kategorisinde sınıflandırılıyor ve bu da kuşkusuz yönetmeni tür üzerinde söz sahibi yapıyor. Ayrıca kendisi, türün belli başlı dönüşüm noktaları olduğuna inancını da sık sık vurguluyor.
Yönetmen konuyla ilgili olarak verdiği bir röportajda şunları söylüyor: “Bilimkurgunun ana akım haline gelebilmesi için belli bir dönüşümden geçmesi gerekiyordu. 60’lı ve 70’li yıllarda bilimkurguda çoğunlukla distopik hikayeler vardı. Ayrıca o dönemin genel bilimkurgu akımına pek uymayan Soylent Green, Maymunlar Gezegeni gibi filmler de çekildi. Bana kalırsa bu gibi örnekler dönüşümün ilk sinyalleriydi. Sonra George Lucas geldi ve bilimkurguyu içine düştüğü bu tuhaf suçluluk duygusundan kurtardı; bilimkurguyu daha eğlenceli bir hale getirdi.”
Lucas, Star Wars evrenini dünyaya sunduktan sonra, Cameron’un tabiri ile bilimkurgu “neo-mit“e dönüştü. Artık Transformers, Marvel ve DC’nin süper kahramanları gibi mit karakterleri de bu kategoriye girer oldu. Günümüzde bilimkurgu sinemasını temel olarak yönlendiren yapımlar, aynı zamanda çok para kazandıran bu tip yapımlar haline geldi.
Cameron’un bu değerlendirmesi pek karşı çıkılacak gibi değil. 2017’nin en yüksek bütçeye sahip filmlerine baktığınızda, ilk 10 filmden beşinin çizgi roman uyarlamaları ya da Star Wars yapımları olduğunu görüyoruz. Ancak Cameron, saf bilimkurgu filmlerinin de olduğunu kabul ediyor ve, “Sanırım televizyon, 60’lı ve70’li yıllardaki sinema akımının yerini almaya başladı. Televizyon artık sinemayla yarışabilecek büyük bütçeli yapımların yer aldığı yeni bir mecra haline geldi,” diyor.
Yönetmenin özellikle farklı bir noktaya koyduğu TV programı ise Netflix’in Black Mirror‘u. “Nereye gidiyoruz, teknoloji bizi nereye götürüyor? Bu sorulara ustalıkla cevap veren Black Mirror, yakın gelecek bilimkurgu yaklaşımının mükemmel bir örneği,” diye belirtiyor ve ekliyor: “Bazı başarısız bölümlerine rağmen bence oldukça iyi bir seri.”
Cameron, ayrıca The Handmaid’s Tale uyarlaması için de önemli bir değerlendirmede bulunuyor: “Distopya literatürü her zaman olduğu gibi bilimkurguda yerini korumaya devam ediyor.”
Sinema ya da TV olsun, bilimkurgu hikaye anlatımında hala yeni şeyler bulmak mümkün mü? Cameron’a göre konunun kendisi kadar nasıl işlendiği de çok önemli ve yenilikliler de tam bu noktada ortaya çıkıyor.