The Universe Belgesel

Evrene Dair Her Şey: The Universe

Uzayın olası sonsuzluğu, insanlığı ilk kez Dünya atmosferinin dışını gözlemleme cesaretini gösterdiği zamandan beri büyülemiştir. Yalnızca gözlemlenebilir evrenimizde bile keşfedilmeyi bekleyen sayısız bilinmeyen varken, daha ötelerde bizleri nelerin beklediğini artık tahmin bile etmekte zorlanıyoruz. Samanyolu ve komşu galaksilerde bile o kadar çok gizem açıklanmayı ve o kadar çok bilmece çözümünü bekliyor ki, bunlar gelecek kuşak bilim insanlarını yaşamları boyunca meşgul etmeye yeterli.

History Channel’ın The Universe adlı belgesel serisi, sıradan kişilere bilimin şimdiye dek oluşturduğu bilgi birikimini aktarmayı hedefliyor. Yapım, evrenin tarihini ve fiziksel kuvvetlerini ele almasının yanı sıra, bilimsel teoriler ve hipotezler ile gelecekte insanlığın gündemine gelebilecek konulara yönelik bir bakış da sunuyor. Dizinin birinci sezonunda temel veriler ele alınarak izleyici Güneş Sistemi ve gezegenler konusunda bilgilendiriliyor. Gökyüzündeki etkileyici cisimlerin her biri tanıtılarak ayrıntılı animasyonlarla canlandırılıyor. Gerçekte bizlere çok uzakta olan gökcisimleri böylece yakınımıza kadar gelmiş oluyor. Bu bir yandan nefes kesici ve büyüleyici bir deneyim sunarken, diğer yandan da izleyiciye göremediği şeyleri görme olanağını veriyor. Ayrıca insan, birdenbire çevresindeki dünyayı ne kadar az tanıdığının, kendi yaşam ortamının evrende ne kadar küçük bir yer kapladığının ve kendi ömrünün kozmik zaman ölçütleri ile kıyaslandığında ne kadar da önemsiz olduğunun farkına varıyor.

Gunes-Sistemi

İkinci ve üçüncü sezonlarda ise yakınımızdaki kozmik çevre ile galaksinin uzak köşelerindeki heyecan verici fenomenler ele alınıyor: Evren bir beyaz delikten mi oluştu? Samanyolu nedir? Ay’ın evreleri neden oluşur? Dünya üzerindeki yaşamı, düşen göktaşları ve kuyruklu yıldızlara mı borçluyuz? Bir solucan deliğinin içinde ne olur? Uzay yolculuğu teknolojisi hangi maceraya doğru yol alıyor? Dünya dışında yaşam var mı? Ay davranışlarımızı etkiler mi? Karanlık maddenin önemi nedir? Kuzey ışıkları nasıl oluşur? Işık hızından daha yüksek hız mümkün mü? Ve paralel evrenler gerçekten var mı?

Bu ve bunun gibi birçok soru sorulsa da, bu sorulara her zaman kesin cevaplar vermek mümkün değil. Bu dizi, bilimin büyük gizemlerini çözmeyi değil, daha çok izleyiciye temel bilgileri ilgi çekici ama aynı zamanda da ciddi bir üslupla sunmayı amaçlıyor. Kanıtlanmış gerçeklerin yanı sıra evrenin henüz çözülmemiş bilmecelerine de yer veriliyor. İzleyiciler astrofizikçilerin çalışmaları konusunda bilgi edinerek onların güncel bilgi düzeyini ve gelecekte neleri çözmeleri gerektiğini görüyor. Bu amaçla evrenin ve bileşenlerinin oluşumu ile ilgili birbirine zıt teoriler ortaya konarak tartışılırken, dizi bunu tarafsızca yapıyor ve sözü bu konuların uzmanı olan bilim insanlarına bırakmayı tercih ediyor. Bu uzman grubu fizikçiler, astrofizikçiler, astronomlar, gezegenbilim profesörleri, çeşitli NASA çalışanları ile Los Angeles’daki dünyaca ünlü Griffith Gözlemevi’nin yöneticisinden oluşuyor. Bazen de bir bilimkurgu yazarı görüşlerini açıklayarak yepyeni fikirleriyle izleyicileri şaşkınlığa sürüklüyor.

The Universe belgesel 1

Nihayet evrenimizin olası sonu ele alındığında ise dizi gerçekten apokaliptik bir hale bürünüyor: Dünyamız her şeyi yok eden bir patlamayla mı yok olacak, yoksa onu soğuk bir ölüm mü bekliyor? Henüz böyle bir soruyu yanıtlayacak durumda değilsek de, yalnızca bu hipotezlerin ortaya konması bile son derece heyecan verici. 4. ve 5. sezonlarda bu tekinsiz atmosfer birçok açıdan devam ederken ölü yıldızlar, uç enerjiler, Güneş’imizin bir gün gerçekleşecek olan sarsıcı ölümü ve gelecekte yüksek teknolojili silahlarla uzayda yapılacak olan savaşlara yer veriliyor. Bilim insanları, Ay’ın aniden ortadan kalkması, dev göktaşlarının gezegenimizle çarpışmaya yol açacak bir yörüngeye girmesi, komşu gezegenlerden birinin herhangi bir nedenle Dünya’ya aşırı yaklaşması veya mavi gezegenimizin iki kara deliğin arasında kalması gibi olayların hangi sonuçlara yol açacağını tartışıyor.

Bu türden spekülasyonlar hem büyüleyici hem de korkutucu. Başarılı HD animasyonlar, varsayımsal tüm gelişmeleri izleyicinin gözünde gerçek hale getiriyor ve anlatılan kozmik fenomenleri çarpıcı görsellerle destekliyor. Uzmanların görsellere eşlik eden yorumları da ileri bilgisayar teknolojisinin bile görselleştiremeyeceği teorik bağlantıları açıklayarak en akıl almaz varsayımlara bilimsel bir temel sağlıyor. Şaşırtıcı veya kuşkulu bulunabilecek birçok unsura rağmen izleyici aslında fiziğin temel kurallarının teorik olarak bize henüz bilimkurgu gibi gelen birçok şeye olanak tanıdığı gerçeğini anlıyor.

The Universe Belgesel 2

Sezonlar boyunca bazı konuların tekrarlanmasına ve çeşitli animasyon bölümlerinin birçok kez yeniden kullanılmasına rağmen bir televizyon prodüksiyonu olarak bu dizi için harcanan emek takdire değer. The Universe, evrenin uzak köşelerine heyecan verici bir bakış sunarak bilimin aslında eğlenceli olabileceği konusundaki eski inanışımızı da kanıtlıyor.

Hazırlayan: Gamze Özfırat

Yazar: Konuk Yazar

Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız bilimkurgu temalı makale ve öykülerinizi bilimkurgukulubu@gmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır. Gelin bu arşivi birlikte büyütelim...

İlginizi Çekebilir

darkspace

Kozmik Black Metalin Öncüsü: Darkspace

Karanlık, neredeyse dokunulabilir bir perde gibi yayılıyor uzaya. Işık yok, ses yok, sıcaklık yok… Sadece …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin