Leonard Nimoy, bir kuşağın belleğine Star Trek dizisindeki Spock rolüyle kazınmıştır. Oysa o bundan fazlasıydı. Başarılı aktör, kariyerinde Star Trek haricinde birçok başarılı projede yer aldı. Sadece oyunculukla yetinmedi. Yönetmenlik ve senaristlik yaptı; fotoğraf, müzik ve seslendirme üzerine başarılı çalışmalara imza attı. 1931 doğumlu olan usta isim, kariyerinin zirve yılları olan 70’lerde Fiddler On The Roof ve The Man In The Glass Booth gibi tiyatro gösterimlerinde iyi oyunculuklar sergiledi. 1987 yılında yönetmen olarak Star Trek 4: The Voyage Home ve Three Men And A Baby gibi gişede büyük iş yapan filmlere imza attı. Birden fazla müzik albümü yaptı. Kısacası sanatsal anlamda çok katmanlı işler ortaya koydu.
Star Trek’e geri dönersek, sivri kulaklarıyla öne çıkan Vulcanlı Spock’ın karakteristik özelliklerini Nimoy tasarlamıştı. Spock’ın soğuk ve duygusuz yönünün ortaya çıkma nedeni William Shatner’in canlandırdığı Kaptan Kirk’tü. Star Trek’in daha önce faklı oyuncularla çekilip iptal edilmiş iki pilot bölümü vardı ve Nimoy, Kaptan Pike’ı oynayan Jeffrey Hunter ile iyi bir kimya tutturamamıştı. Fakat Wiliam Shatner’ın dışa dönük ve alaycı oyunu karşısında Nimoy, Spock’ı daha içe dönük ve mantıksal bir karakter olarak tasarladı. Sonuç olarak, uyumsuz gibi görünse de birbirini tamamlayan iki unutulmaz karakter ortaya çıktı.
Leonard Nimoy’un 2015’te hayata veda etmesi Star Trek hayranlarını yasa boğdu. Onun aramızdan ayrılmasından kısa bir süre önce oğlu Adam Nimoy, babası hakkında dokümanter film hazırlıklarına başlamıştı. Fakat Nimoy’un ölmesi ile birlikte proje duygusal bir hal almaya başladı. Adam Nimoy, For The Love Of Spock ile inişli çıkışlı olan baba-oğul ilişkilerini ve babasının bir insan olarak portresini sunuyor. Belgesel yapım; dinamik, eğlenceli ve duygusal. Leonard ve Adam Nimoy’un anlatımlarıyla, usta aktörün bilinmeyen yönlerine tanık oluyoruz.
Leonard Nimoy; ailesini düşünen, disiplinli, çalışkan ve özverili bir kişilik olarak tanıtılıyor. Oyuncu arkadaşları ve akrabaları ile yapılan röportajlarda, onunla olan anılarına ve kişilik özelliklerine yoğunlaşılmış. Adam Nimoy, belgeselin ilk yarısında babasının kariyerine, ikinci yarısında ise babası ile olan sorunlu ilişkisine yoğunlaşıyor. İşin duygusal tonunu dengede tutup, babasına karşı olan eleştirel fikirlerini sunduktan sonra, kendi özeleştirisini de yapıyor. Sonlara doğru Nimoy, oğluna yazmış olduğu mektubu okuyor. Böylece aslında her şeyi oğlunun iyiliği için yapmış olduğunu anlıyoruz.
Bir avukat olarak kariyer yapmak isteyen Adam Nimoy, bu meslekten sıkılmaya başlayınca babasının da desteğiyle sinema sektörüne atıldı. Daha çok televizyon dizi yönetmeni kimliği ile piyasada bulundu. Star Trek: The Next Generation, Babylon 5 ve The Outer Limits gibi televizyon yapımlarında yönetmen olarak yer aldı. Adam Nimoy, babasına adadığı For The Love Of Spock çalışmasında, şöhretin getirmiş olduğu sıkıntılara da ver veriyor. Babasının disiplinli ve işe adanmış yaşam düzeni, ailesine yeteri kadar vakit ayıramamasına neden olmuş.
Spock karakterinin bir fenomene dönüşmesiyle gelen büyük şöhret ve ilgi aile bireylerini bunaltmış; Adam bu yıllarda babaları ile yeteri derecede ilişki kuramadıklarından bahsediyor. Fakat Adam, aile meselelerini yapımda ölçülü olarak ortaya çıkarıyor ve babasının aktörlük mesleğini ne kadar çok sevdiğini, büyük şöhrete ulaştığı dönemlerde de kontrolü elden bırakmadığını özellikle vurguluyor. Orijinal Star Trek’in yalnızca üç sezon yayımlanıp 1969’da son bulmasıyla birlikte usta aktörün nasıl bir kariyer planlaması yaptığına şahit oluyoruz. Spock karakteri ile özdeşleşmiş olan oyuncunun yer aldığı hiçbir projenin, üzerine yapışan bu etiketi unutturmaya yetmediğini de görmüş oluyoruz böylece.
Yapım, açılış sahnesinde merhum oyuncunun medyada yer alan ölüm haberleri ile başlıyor. Üstü üste konulmuş çeşitli televizyon ekranlarının yer aldığı sahnede, farklı haber kanallarında yayımlanmış haberler gösteriliyor. Kamera, sahnenin odak noktasında yer alan büyük Tv’deki Nimoy’un görüntüsüne yaklaşırken, diğer ekranlarda duyulan anonslar etkisini yitirmeye başlıyor. Bu hipnotik başlangıç sahnesi, usta aktörün bilinmeyen iç dünyasına yapacağımız olan yolculuğun işareti adeta. Usta aktörün kariyerinin ilk yıllarında irili ufaklı rollerde yer aldığını ve oyunculuk haricinde ticaret alanında da birçok işe el attığını keşfediyoruz.
Yapım, Star Trek hayranlarını da unutmuyor. Her yıl düzenlenen Star Trek etkinliğinde yapılan hayran röportajları ile Spock sevgisinin halen devam ettiği sergileniyor. The Big Bang Theory, J.J. Abrams ve yeni Star Trek oyuncuları ile yapılmış esprili röportajları izlemek ayrıca keyifli. Adam Nimoy, başarılı ve samimi bir iş ortaya koyarak, sinema tarihine adını altın harflerle yazdırmış babasının tüm bilinmeyenlerini perdeye yansıtmış.