The Mandalorian tadında yapımları sevenlerin bir nebze de olsa açlığını dindirebilecek 7 bilimkurgu animesi ile karşınızdayız.
Star Wars evreninden filizlenen ve hayranlarca son film üçlemesinden bile daha çok sevilen The Mandalorian, batı bilimkurgu dünyasının usta işlerinden biri olarak öne çıkıyor. The Mandalorian gibi bilimkurgu dünyasında batının estetiğinden yararlanan birkaç usta anime var; gezgin ödül avcıları, eksantrik karakterler, yıkımın eşiğindeki dünyalar… Hazırsanız bazı açılardan The Mandalorian’a benzeyen 7 animenin kapılarını aralıyoruz.
Cowboy Bebop
Birçok anime hayranı için, Cowboy Bebop‘un tanıtıma ihtiyacı yoktur. Ancak Bebop ekibine aşina değilseniz, Güneş Sistemi boyunca seyahat eden ve bir sonraki maaş çekleri için ödül avcılığı yapan bir ekip olduğunu söyleyebiliriz. Spike, hayatının anlamını yitirmiş eski bir mafya üyesi, Jet eski bir uzay polisi, Faye kendi geçmişine yabancı bir femme fatale, Ed hiperaktif bir bilgisayar korsanı, Corgi Ein’e gelecek olursak grubun en aklı başında üyesi olabilir.
Onların galakside yaptıkları yolculuk aynı zamanda geçmişlerine, geçmişlerinde çözemediklerine yaptıkları bir yolculuktur. Şimdiye dek yapılmış en önemli işler arasında gösterilen anime tema yapısı, tarzı ve tonu açısından The Mandalorian’a belki de en çok benzeyen ve önerilen animelerin başında geliyor ve The Mandalorian’a bu listedeki diğer animelerden daha yakın duruyor.
Galaxy Express 999
Leiji Matsumoto’nun klasik mangasına dayanan Galaxy Express 999, The Mandalorian’ı seven herkes için ideal bir anime. 1978-1981 yılları arasında yayımlanan yapım, orijinal Star Wars destanının o katıksız hayal gücüne son derece uyuyor. Ayrıca belirtelim, Galaxy Express 999, Kaptan Harlock ve Queen Emeraldas’ı içeren Matsumoto’nun yarattığı daha büyük evrenin bir parçası.
Orijinal anime dizisi, annesinin intikamını almak için robot olmak isteyen genç bir çocuğa odaklanıyor. Bu hedefine ulaşmak için gezegenler arası demiryolu sistemi olan Galaxy Express ile bir yolculuğa çıkıyor. Karakterimizin başladığı bu epizotik yolculuk ve yolculuğun macera akışı The Mandalorian’kine oldukça benzer.
Space Dandy
Cowboy Bebop’un yönetmeni Shinichirō Watanabe tarafından çekilen Space Dandy olasılıklar, parlak animasyonlar ve hiciv mizahıyla dolu bir evren sunuyor. Dandy’nin yıldızlar arasındaki maceraları süreklilik arz etmiyor, her bölüm farklı bir paralel evrende macera üstüne macera yaşanıyor.
Dünya dışındaki başka hiçbir macera animesi Space Dandy kadar havalı bir şekilde kurallara aykırı davranamaz. Space Dandy’nin saçma doğası açıkça The Mandalorian’dan çok farklı, ancak Space Dandy’nin özgür ruhlu macera anlayışı son derece özgün ve iyi bir bakış açısı olarak da ezber bozar nitelikte.
Outlaw Star
Ünlü bir haydudun koruması sayesinde işini eline alan Gene Starwind, her şeyi değiştirebilen ilginç bir çocuktur. İş güç arasında geçen macera dolu günleri onu Outlaw Star dedikleri gelişmiş bir prototip gemiye kadar götürür ve kendisini bir anda bu geminin sahibi olarak bulur. Her şeyin hızla geliştiği bu anlardan birinde kendilerini Galaktik Ley Hattı’nda bulurlar. Bu yolculuk onları gün yüzüne çıkmamış hazinelere götürecektir.
Bilimkurgu anime hiyerarşisindeki yapımların çok azı Outlaw Star kadar sevilir. 2000’lerin başında Toonami ile büyüyen birçok kişi için Outlaw Star daha fantastik ve vahşi bir geleceğe sahip olan Cowboy Bebop’a şahane bir alternatif oldu. Outlaw Star, Cowboy Bebop’un ün kazandığı epizodik doğasını korurken, genel olarak daha ağır bir çatışmaya da sahip.
The Mandalorian’ın epizodik maceraları ve önemli olayları değiştiren anları harmanlaması hoşunuza gitti ise Outlow Star sizin için biçilmiş anime olabilir.
Desert Punk
Gelecekteki Japonya, Büyük Kanto Çölü, harabeler ve kumdan ibarettir. Büyük Kanto Çölü’nde kızgın kumların üzerinde insanlar sefil bir hayat yaşamaktadır. Onların arasında efsanevi bir üne sahip maskeli tamirci “Sunabouzu / Desert Punk” vardır. Sunabouzu hayatta kalabilmek için kelle avcılığı yapmaktadır. Lakin onun en büyük zaafı da kadınlardır. Kumdaki diğer şeytanlar gibi asla yenilmeyen Sunabouzu’nun bu zaafından faydalananlar olacaktır.
The Mandalorian gibi, Desert Punk‘ın anakarakteri de maskeli ve kiralık bir silahtır. Ayrıca hem Mizuno hem Din Djarin başarının ödüllendirildiği, başarısızlığın da cezasız kalmadığı bir toplumda hayatta kalmaya çalışıyor. Temel karakter benzerlikleri dışında iki yapım arasında daha az benzerlik olsa da Deser Punk da keyifli bir seyir sunuyor.
Trigun
Uzak gelecekte çölleşmiş bir gezegende yaşayan ve başına 60.000.000.000$ ödül konan Ezergeçer Vash, çok acımasız, efsanevi bir kanun kaçağıdır. Herhangi bir kente gidişiyle ilgili söylentiler çıksa bile o kent hemen tahliye edilir. Ancak, gerçek Ezergeçer Vash ile hakkında söylenenler pek de birbiriyle örtüşmüyordur. Trigun’un gizemli, anlaşılması zor anakarakteri, daha bir kahramansıdır, bazen tam bir aptal gibi davrandığı da olur. Serinin ilk yarısı, epizodik bir dolu görev ve macerayı takip ederken, ikinci yarısı Vash’ın geçmişine odaklanır.
Trigun, dünyevi ortamı ve her şeyden tamamen uzaklaşması sayesinde bilimkurgudan daha çok Western bir yapım hissi veriyor. Vash, Djarin ile kişilik olarak çok az ortak noktaya sahipken, ikisi de karanlık geçmişleri olan esrarengiz silahşörler. Dizi, özellikle ikinci yarısında yoğun aksiyonu ağır duygularla birleştiriyor.
Royal Space Force: The Wings Of Honnêamise
Bu tuhaf bir öneri gibi görünebilir. Royal Space Force: The Wings of Honnêamise, temelde The Mandalorian’a pek benzeyen bir anime değil; ne bir aksiyon dizisi ne de bir Western. Bununla birlikte, Royal Space Force: The Wings of Honnêamise, yeniden yapılanmanın zirvesindeymiş gibi hissettiren bir bilimkurgu ortamı yaratıyor.
Yapım, ilk astronot olmak için gönüllü genç bir adamı konu alıyor. Sert bir bilimkurguya dayanan anime, maceralardan ziyade uzay yolculuğunun kendisini tasvir ediyor ve bu yapısı nedeniyle alternatif bir tarih sunuyor. Fakat yine de The Mandalorian cazibesinin anahtarı olan zayıf bilimkurgu hissini yakalamayı da ihmal etmiyor. Royal Space Force: The Wings of Honnêamise, küçük görevleri yerine getiren ve sonuç olarak tarihin akışını değiştiren normal insanları merkezine alıyor. Benzer şekilde, The Mandalorian’ın çekiciliğinin çoğu da burada yatıyor zaten.