Bazı anime filmleri bir kez izlemek yetmez; hikâyesini daha iyi anlamak, o duyguyu bir daha tatmak için defalarca izlemek gerekebilir. Bazısı daha iyi bir sonu, bazısı daha zengin bir hikâye örgüsünü, bazısı daha kaliteli bir çizimi, bazısı daha akıcı bir animasyonu hak etse de birden fazla izlenmesi gereken yapımlar vardır. Hatta bu yapımların bir kısmı kült eserler arasındaki yerini çoktan almış, sayısız isme ve çalışmaya ilham vermiştir.
Bir defa izlemenin asla yetmeyeceği, her defasında ilk kez izleniyormuş etkisi yaratan bu 13 animeyi en iyi nasıl mı izleriz? Kapatalım ışıkları, açalım zihinleri… Şimdiden herkese iyi seyirler.
Uyarı: Anime film listesi oluşturulurken, filmin öncül hikâye olmasına ya da alternatif bir hikâye sunmasına dikkat edilmiştir. Dolayısıyla diziden sonra gelen ve dizinin hikâyesini devam ettiren filmlere listede yer verilmemiştir.
Paprika
Dr. Kosaku Tokita, dünyayı yiyebilecek kapasiteye sahip ve kilolarının içine hapsettiği çocuk ruhu ile dengeli şekilde yaşayan dahi bir psikoterapisttir. Kendisi, rüyalarını arkadaşları ile paylaşmak gibi bir fikirle yola çıkarak psikoloji alanında çığır açacağı düşünülen DC Mini isimli cihazı geliştirir. Bu cihaz, kullanıcısının başka insanların rüyalarına girmesine ve kişiliği ile senkronize olarak anksiyete kaynaklarını bulmasına ve onarmasına olanak tanımaktadır.
Henüz tamamlanmadığı söylenen bu rüya cihazının başka bir özelliği daha vardır; insanların kişiliklerini değiştirebilme ve silebilme fonksiyonuna sahiptir ve yanlış ellerde oldukça tehlikeli bir silaha dönüşme potansiyeline haizdir. DC Mini henüz psikoloji camiası tarafından onaylanmadığından, cihazın yaratım sürecinden itibaren ekibin başında olan ve alanında uzman kabul edilen Dr. Chiba, cihazla ilgili deneyleri gizlilik içerisinde sürdürmektedir. Üç adet DC Mini’nin çalınmasıyla birlikte de rüyalar ve gerçekliğin sıklıkla karıştığı hikâyemiz başlar.
Sakasama no Patema
Yeni enerji kaynakları üretebilmek için yerçekimi üzerinde çeşitli deneyler yapılan bir gelecekte, Dünya’nın yerçekimi bozulur ve pek çok insan “göğe düşerek” yaşamını yitirir. Yeryüzündeki pek çok alanın yerçekimi tersine döner. Fakat küçük bir alan; tel örgülerle çevrilmiş ve despotça yönetilen bir ülke, yerçekimini korumuştur.
Yerçekimi bozulduktan sonra, ters yerçekimi bölgelerinde de bir grup insan hayatta kalabilmiş ve yer altı tünellerinde yaşamlarına tıpkı normal bir yerçekimi varmış gibi devam edebilmişlerdir. Uçsuz bucaksız bir karanlık ve olabildiğince uzanan tünellerde yaşayan insanlar mütevazı ve hoşgörü çerçevesinde konan kurallarla hayatlarını sürdürmeye çalışırken, aydınlık bir gökyüzü ve ayaklarının altında uzanan yeşil çimenlerde (ekonomi dışındaki yerler yeşildir, şehrin içinde yürüme bantları vardır) yaşayan insanlarsa katı kurallar ve zorlu bir eğitim içerisinde vatandaşlık haklarını korumaya çalışmaktadır.
Uçuşan tozların peşinde sürüklenen Patema, ortalığı birbirine katmak için Age’in yaşadığı yeryüzüne çıkar.
Tenkuu no Shiro Laputa
Kısaltılmış adı ile Laputa, Sheeta isimli küçük bir kızın esir edilme hikâyesini konu alır. Sheeta, uçan bir gemide askerler tarafından esir tutulmuşken gemi korsanların saldırısına uğrar. Sheeta bu fırsattan yararlanarak kaçmaya kalkar ancak gemiden aşağı düşer. Boynundaki gizemli taş onun hayatını kurtarır ve Pazu adında küçük bir çocuğun kollarına usulca iniş yapar.
Askerler ve korsanlar arasında sıkışıp kalan bu ikili birlikte pek çok maceraya atılır. En önemlisi de Sheeta ‘nın boynundaki kolye, Laputa adındaki gizemli bir uçan adanın yerini göstermektedir.
Miyazaki’nin bu eseri, pek çok başarılı anime yönetmeninin favori yapımları arasındadır.
Akira
Yıl 2019. 3. Dünya Savaşı’ndan 31 yıl sonra. Yıkılan Tokyo yerine yapılan Neo-Tokyo’da kaos hüküm sürmektedir. Polis ve hükümet güçleri yeraltı örgütlerine karşı mücadele ederken, Kaneda ve motosiklet çetesi, otoriteyi hiçe sayarak bildikleri gibi yaşar ve zamanlarını serserilik ederek geçirir. Bir gün çete üyesi Tetsuo, küçük bir çocuğun da bulunduğu bir kazaya karışır ve ağır yaralanır. Olay yerine gelen askeri birlikler, Tetsuo’yu da alarak ayrılırlar ve üzerinde bazı deneyler yaparlar.
3. Dünya Savaşı’na yol açan ve Tokyo’nun yıkılmasına sebep olan Akira Fenomeni nedir? Tetsuo’yu ne bekliyor? Kei ve örgütü neyin peşinde?
Kült yapım Akira’nın yaratıcısı ve yönetmeni Katsuhiro Otomo tarafından yeniden yönetilecek alternatif bir versiyonunun yakın zamanda ekranlarda olması bekleniyor.
Shinsekai Yori
Dünya nüfusunun % 0.1’inde, psikokinezi güçleri ortaya çıktıktan sonra kaos dünyayı ele geçirir. Baskıcı rejimlerin yükselişi ile çöküşe geçen dünya, maddeyi cisimleştiren ve uzaktan kontrol eden (Juryoku) bu insanların yeteneği sayesinde yok olur. Çünkü bu insanların gücü Tanrı seviyesindedir ve bu güç, dünyayı hızlı bir şekilde değiştirmiştir.
Bu kaotik çağdan 1000 yıl sonra, psişik insanlar toplumdan daha izole ve küçük topluluklar hâlinde yaşamaya başlar. Karmaşık kurallara bağlı yeni bir dünya barışı yaratılmıştır.
Kamisu 66 kasabasında, 12 yaşındaki Saki Watanabe’nin psişik güçleri uyandıktan sonra yeniden arkadaşlarının arasına katılır. Bununla birlikte Saki, güçlerini uyandıramayanların akıbetini sorgulamaya başladığında, Kamisu 66’yı yöneten eğitim konseyi tarafından sıkı takip altına alınır. Kano gezisinde karşılaştıkları arşiv robotunun onlara anlattıklarını işiten 5 arkadaşı, sonu gelmez bir değişim bekler. Çünkü arşiv robotu onlara Juryoku’nun 21.yy’ da keşfedildiğini ve bu keşfin psişiklerle psişik olmayanlar arasında bir dünya savaşına neden olduğunu anlatmıştır. Bölgeyi yöneten kişiler, saklı olan bu bilginin öğrenildiğini anladıklarında Saki ve arkadaşlarını resmen bozguna uğratırlar. Sonunda canfarelerin de dâhil olduğu büyük bir savaş başlar!
Koukaku Kidoutai
2029 yılında dünya günlük yaşamın her alanına yayılmış sınırsız bir elektronik ağ ile birbirine bağlıdır. İnsanlar, siborglar, robotlar ve yapay zekaya sahip programlar bu ağın birer parçasıdır. İnsanları diğer yaşam formlarından ayıran tek özellik; sahip oldukları hayaletlerdir. Hayalete sahip her türlü canlı, tamamı ile sibernetik bir vücuda sahip olsa da insan olarak tanımlanmakta ve insana dair her türlü hak ve özgürlüklerden yararlanabilmektedir. Ancak, siber suçlular hayaletleri yönlendirmekte, algısal verilere ulaşılabilmekte hatta hafızaları silip yenilerini yazılabilmektedir. Böyle bir ortamda, insanlığın, bilincin ve varoluşun bilinen tanımları bile netliklerini yitirmektedir.
Japonya’nın Ulusal Kamu Güvenliği Komisyonu teşkilatında yarı özerk konumda faaliyet gösteren 9. Şube’nin Binbaşısı Motoko Kusanagi ve ekibi, siber suçlulara karşı yürüttükleri operasyonlar esnasında Kuklacı adındaki oldukça tehlikeli ve kimliği tespit edilemeyen bir siber suçluya ulaşır. Motoko Kusanagi ve 9. Şube çok geçmeden Kuklacı’nın gerçek kimliği ve amaçları ile karşı karşıya kalacaktır.
Bir diğer kült yapım olan Koukaku Kidoutai bizim daha çok bildiğimiz adı ile Ghost in the Shell, bir diğer kült yapım Matrix’in de bazını oluşturmaktadır ve daha iyi bir görüntü ve ses kalitesine sahip Koukaku Kidoutai 2.0 isimli alternatif bir versiyon da barındırmaktadır. Bu arada filmin devam filmleri ve alternatif dizileri de bulunmaktadır.
Kumo no Mukou, Yakusoku no Basho
İnsanlar rüya görüyorsa dünya da görüyordur mudur? Görüyorsa, paralel evrenleri rüya olarak tanımlayabilir miyiz?
Alternatif bir gerçeklikte Japonya, 2. Dünya Savaşı sonunda Kuzey ve Güney olmak üzere ikiye bölünmüştür ve Honshū, Kyūshūve Shikoku adaları ABD’nin, Hokkaidō ise Birliğin kontrolü altındadır. Bu birlik 1974 yılından beri Hokkaidō’da inanılmaz yüksekliğe erişen (Tokyo’dan bile rahatça görülen) bir kule inşa etmeye başlamıştır. 1990 yılında ABD’nin Güney’den çekilmesinin ardından iki ülke müttefik kalır. Ancak Kuzey’deki Birlik varlığı devam etmektedir ve Kuzey, Güney arasındaki sınır gerginlikleri güncelliklerini korumaktadır. Bu esnada Uilta isimli bir yeraltı örgütü Japonya’yı tekrar bir araya getirmek üzere Birlik sınırında çeşitli eylemler gerçekleştirmektedir.
1996 yılında, Güney Japonya’nın Aomori vilayetinde yaşayan üç arkadaş, Hiroki Fujisawa, Takuya Shirakawa ve Sayuri Sawatari birbirlerine bir gün Hokkaidō Kulesi’nin sırrını keşfedeceklerine dair söz verirler. Hiroki ve Takuya bugünden sonra küçük bir uçağın inşasına başlarlar. Ancak, Sayuri o yaz yakalandığı garip uyku hastalığı nedeni ile Tokyo’ya götürülür.
Aradan geçen üç yıl üç arkadaşı tamamı ile farklı yönlere savurmuştur. Hiroki, Sayuri’nin ortadan kaybolmasının ardından Tokyo’ya taşınmış, hükumet için araştırmalar yapan Takuya ise Uilta ile ilişkiye girmiştir. Birbirlerine verdikleri sözün ardından geçen üç yılın sonunda Hiroki, Sayuri’yi bulur ve komada olduğunu öğrenir. Sayuri’nin bilincini geri getirmek için Takuya’nın yardımını isteyen Hiroki birsüre sonra Sayuri ve Hokkaidō kulesi arasındaki esrarengiz bağlantı ile yüzleşecektir.
Kuleyi, Sayuri’nin dedesinin inşa ettiği bilgisini de düşelim, belki filmi farklı bir gözle izlemenize neden olur, gerçi filmin ortalarında bu bilgi veriliyor ama filmi izlemeden önce bilmeniz daha farklı bir bilinçle izlemenizi sağlayabilir.
Toki wo Kakeru Shoujo
Makoto Konno, Chiaki Mamiya ve Kousuke Tsuda… Aynı sınıfta okuyan üç yakın arkadaş… Sürekli beraber takılan ve zamanlarını çoğunlukla beyzbol oynayarak geçiren bu üç arkadaştan Makoto, kimya laboratuvarında üstüne düştüğü garip bir nesne sayesinde hayal bile edemeyeceği bir güce sahip olur; zamanda sıçrama!
Yeni keşfettiği gücü sayesinde canı ne isterse yapmaya başlayan Makoto, gücünü kullanıp geçmişini değiştirerek geleceğine yön vermeye çalışır ancak zamanla oynamanın sandığından daha tehlikeli olduğunu ve zamanın kimse için beklemediğini fark eder.
Macross: Do You Remember Love?
İnsan ırkı, Zentraedi (erkek) ve Meltrandi (kadın) olarak adlandırılan yabancı bir ırkla savaş hâlindedir. İnsanlık savunma hattını güçlendirmek ve kendisine yeni ufuklar açmak için uzayda kolonileşmeye başlar; Güneş Sistemi’nin en ucunda yer alan Güney Atalia’nın bir bölümüne uzay katları oluşturmak için giden Macross dünyaya dönecektir. Ancak tam da bu sırada Macross’un genç pilotu Ichijo Hikaru, Zentraedi güçleriyle küçük bir çarpışmanın içinde bulur kendisini ve ünlü pop şarkıcısı Lynn Minmay’i de bu esnada kurtarır. Ichijo ve Lynn’in ilişkisi Macross yol kat ettikçe gelişir. Ancak ikili Macross şehrine vardığında Lynn, Zentraediler tarafından yakalanır ve Ichijo ile Misa dünyaya dönüş yaparlar. Savaşın sonucunu sadece bir şarkı belirleyebilir mi?
Not düşmekte fayda var: Macross: Do You Remember Love, 36 bölümlük anime dizisi Macross’un alternatif bir versiyonudur ve hemen hemen aynı hikâyeyi anlatıyor görünseler de hikâye örgüsü ve akışı farklılıklar göstermektedir. Tam da bu nedenle alternatif bir hikâye sayılır.
Redline
Her beş yılda bir evrenin en heyecanlı yarışı düzenlenir: Redline. Bu yarışın tek bir kuralı vardır: Kural yok! Yarışçıların mutlak sınırlarını zorladığı Redline’da, bu seneki yarış diğerlerinden daha tehlikeli olacaktır. Çünkü yarışı kendi lehine çevirmek için her türlü dalavereyi çevirecek Roboworld gezegeninde düzenlenecektir.
Gözüpek sürücü JP ve yarışa katılan diğer tek insan Sonoshee McLaren savaşa benzeyen bu yarışı sonuna kadar götürebilecekler midir?
Redline, yapımı yedi yıl süren ve görselliğe abanmış bir yarış animesi olduğundan kendisinden hard-core bilimkurgu beklemek hayal kırıklığı yaratabilir ve tam da bu noktada belirtmek iyi olacaktır; yapımın Redline Pilot isimli sürücü JP’ye odaklanan alternatif bir hikâyesi de vardır.
Steam Boy
1860’ların Britanya’sında Ray adında çocuk bir mucit yaşar. Dedesiyle babasının buhar aşkını o da paylaşır ve bu aşk yeni icatların doğmasına vesile olur. Kendi çapında sakinlik ve gerilim arasında gelip giden hayatı bir gün dedesinden gelen paketle, keşmekeş bir can pazarına dönüşür ve aksiyonun tansiyonu bir daha düşmez.
Steamboy seyircisini, buhar teknolojisinin hemen her şey olduğu 1863 İngiltere’sine götürür. Bilim adamları Lloyd Steam ve Edward Steam (oğlu) saf sıvıyı keşfetmeyi başarmışlardır. Baba-oğul bu saf sıvı ile, buhar makineleri için daha önce karşılaşılmamış yüksek bir basınç ve güç elde etmeyi amaçlamaktadır. Bu sıvının sıkıştırıldığı küre sayesinde büyük kazanlar ortadan kalkacak ve bu küçücük küreyle uçmak bile mümkün olacaktır. Heyecanlanan bilim insanları Alaska’da keşfettikleri saf sıvı ile yaptıkları deneyde başarısız olurlar ve Edward babasının “daha çok basınç” hırsı yüzünden hiçbir insanın maruz kalmaması gereken bir basınç buharına maruz kalır. Yerle bir olan deney alanından geriye sadece saf sıvının sıkıştığı siyah küre kalır.
Steamboy, 20.2 milyon dolarlık yapım bütçesiyle (gişede sadece 18.8 milyon dolar gelir elde edebilmiştir) tüm zamanların en pahalı anime yapımlarından biri olarak tarihteki yerini almış durumda. Onu diğer yapımlardan ayıran bu maddi ayrıcalığın dışında yapım süreci de dikkat çekici. Anime tam 10 yılda tamamlanmış.
Metropolis
Büyük Metropolis şehrinde, insanların ve robotların bir arada yaşaması önyargı ve şiddeti beraberinde getirmiş ve her yeni gün huzursuzluklar başlar olmuştu.
Organ ticareti yaparak insan haklarını ihlal ettiğinden şüphelenilen bilim adamı Dr. Laughton’ı arayan Japon dedektif Shunsaku Ban ve yeğeni Kenichi, Metropolis’e gelir. Kenichi, bilim adamının laboratuvarında geçmişine dair hiçbir anısı olmayan Tima adında bir kız bulur. Ona yardım etmeye karar verir ve böylece birlikte kaçarlar. Bir yandan farklı nedenlerle Tima’nın peşine düşen Duke Red ve üvey oğlu Rock’tan kaçan, bir yandan da hiçbir şey hatırlamayan bu güzel kıza yardımcı olmaya çalışan Kenichi, Tima’nın, Metropolis’i ele geçirmek üzere yaratılan üstün bir android olduğundan ve bu yaratılışın arkasındaki diğer amaçlardan habersizdir.
Memories
Katsuhiro Otomo’nun 1995 tarihli Memories isimli yapımı 3 bağımsız öyküden oluşur:
Magnetic Rose: Yönetmenliğini Koji Morimoto’nun gerçekleştirdiği ve senaryosunu Satoshi Kon’un yazdığı Magnetic Rose, aldıkları SOS sinyallerini araştırmak için dünya yörüngesindeki bir enkaz yığınına giren Corona gemisi personelinin (Heintz Beckner ve Miguel Costrela) karşılaştıkları tuhaf olayları konu alır; trajik bir geçmişi olan ünlü opera sanatçısı Eva Friedel’in kaderini değiştiren karanlık bir sırrın konusunu…
Stink Bomb: Tensai Okamura’nın yönettiği Stink Bomb’da genç bir laboratuar asistanı Nobuo Tanaka soğuk algınlığını iyileştirmek isterken kazara biyolojik bir silaha dönüşür.
Cannon Fodder: Katsuhiro Otomo’nun yönettiği son bölüm Cannon Fodder ise ağzına kadar toplarla dolu bir kale şehrindeki genç bir çocuğun hikâyesini merkezine alır. Genç çocuk saygıdeğer bir topçu subayı olarak babasını geçmek ister. Ortada düşman bir ulus olduğuna dair herhangi bir kanıt olmamasına rağmen sürekli savaş hâlinde olan bu şehirdeki çocuğun günlük yaşamı nasıl olacaktır?