Darling in the FranXX, aynı isimli manga serisinden uyarlanmış yeni bir mecha anime dizisi. 24 bölümden oluşan seri, dünyayı kurtarmak için mecha kullanan ve bir yandan da psikolojik ve seksüel sorunlar yaşayan ergen gençler arasında geçiyor. Bu açıdan da Neon Genesis Evangelion’a benzediğini söylemek mümkün. Özellikle post-apokaliptik anime hayranlarının hoşuna gidebilecek bir konusu var.
Uzak gelecekte insanlık, Klaxosaurs adlı dev yaratıklar tarafından yok oluşun eşiğine getirilmiş ve hayatta kalanlar da Plantasyon diye anılan devasa kale şehirlere sığınmak zorunda kalmıştır. Burada yetiştirilen çocuklar, Klaxosaurlar’a karşı tek etkili silah olan dev mecha formundaki FranXX’ler üzerine eğitim görmektedir. Her FranXX, kızlı erkekli bir çift tarafından kullanılmaktadır. Sırf bu makineleri kullanabilmeleri adına genetikleriyle oynanan çocuklar, dış dünya hakkında hiçbir şey bilmemekte ve varlıklarını yalnızca insanlığı savunarak kanıtlayabilmektedir.
FranXX pilotu olmak isteyen Hiro, bir yetenek sınavındaki başarısızlığın ardından motivasyonunu ve kendine güvenini kaybetmiştir. Sınıfının mezuniyet törenine katılmayan kahramanımız, bir orman gölüne çekilir ve burada kafasından iki boynuz çıkan gizemli bir kızla karşılaşır. Kız kendisini Zero Two kod adıyla tanıtır. Bu kod adı ise “Ortağının Katili” olarak bilinen kötü şöhretli bir FranXX pilotuna aittir. Hiro bu karşılaşmayı henüz sindiremeden, Plantasyon ani bir Klaxosaur saldırısıyla sarsılır. Zero Two, FranXX’iyle yaratığa saldırır, ancak yaratık çatışmada ağır yaralanır ve Hiro’nun yakınına düşer.
Ortağını ölü bulan Zero Two, Hiro’yu mecha’yı onunla birlikte kullanmaya davet eder ve ikili bir sonraki dövüşte Klaxosaur’u kolayca yener. Böylece ikili arasında hem duygusal hem de romantik bir yakınlaşma başlar. Hiro da çok geçmeden Zero Two’ya bağlanır ve geçmişindeki başarısızlıklardan sıyrılarak ileriye odaklanır. Ancak bilmedikleri sırlar vardır ve verdikleri kararlar sadece kendilerinin değil, dünyanın da kaderini belirleyecektir.
Genetik bilimi, magma teknolojisi, ölümsüz insanlar, uzaylı türler ve intergalaktik savaşlar arasında kalan bir grup ergenlik çağındaki genci konu alan yapım, gençlerin ilk cinsel deneyimlerini, gelecek hayallerini ve umutlarını etkileyici bir post-apokaliptik amosferde aktarmayı başarıyor. Pek çok açıdan keyifli olmasına rağmen, iki özelliği ile sıradanlıktan kurtulamıyor. Bunlardan ilki, finalinin zorlama bir Shakespare’varilik içermesi. Bir diğeri de Neon Genesis Evangelion’un hem konu hem de içerik olarak gölgesinden kurtulamaması.
Tüm bunlara rağmen dizi, sürükleyici ve eğlenceli yapısıyla Evangelion’dan ayrılarak keyifli bir seyirlik sunuyor. Özellikle post-apokaliptik dizilere ilgi duyan bilimkurgu ve anime takipçilerinin Darling in the FranXX’ten memnun kalma ihtimali yüksek.