On yıl kadar önce yazarlık merakımın rotasını bilimkurguya çevirdiğimde, bilimkurguya dair ‘ölmeden önce okunacaklar’ ve ‘ölmeden önce izlenecekler’ listesinin epey kalabalık olduğunu fark ettim. O sıralar yoğun bir iş temposunun içindeydim; zamanımı ne kadar etkin kullanırsam kullanayım, dağ gibi birikmiş bilimkurgu külliyatına hâkim olmak uzun yıllarımı alacak gibi görünüyordu. Bilimkurguya dair genel manzaraya kısa sürede hâkim olabilme kaygısıyla iki karar …
Devamını gör »