Sesli Öyküler serimizin yeni bölümünde Kurt Vonnegut‘ın unutulmaz kara mizah öyküsü Yukarı Giden O Canım Yolculuk var. Keskin zekâsı ve hiciv dolu kalemiyle Vonnegut, öteden beri özlemini çektiğimiz ölümsüzlüğün gerçeğe dönüştüğü bir geleceği resmediyor. Evet, ölümsüzlük bulunmuştur bulunmasına ancak çok geçmeden nüfus patlaması yaşanmış, mahremiyet de tarihe karışmıştır. Artık onlarca insanın tek göz odada yaşaması, her yerde karşılaşılabilen sıradan bir …
Devamını gör »Etiket Arşivleri: Sinan Güldal
Aşkın | Sinan ‘C’ Güldal (Kısa Öykü)
Robotlar köşeye sıkışmıştı. Daha yukarı çıkabilmeleri gibi bir ihtimal -muhtemelen- söz konusu bile değildi, daha aşağı inmek ise onların planları arasında yoktu. Rehinelerinden bazıları ağlıyordu. “Sessizlik!” diye bağırdı sarı bir robot. Ağlaşan rehineler seslerini kısmaya çalışırken hıçkırmaya başlamışlardı. Kapıdaki özel timle aralarında bir laf dalaşı, teslim ol çağrıları ve karşılığında propaganda devam ediyordu bir süredir. “Buradan çıkışınız yok! Teslim olun!” …
Devamını gör »Heyula | Sinan ‘C’ Güldal (Kısa Öykü)
On bin yıllık uykusunda uyuyordu Heyula. O Heyula ki dehşetiydi her uyandığında her yerde her muktedirin. O kadar derin ve bir o kadar da hafifti uykusu. Coğrafyayla bir olmuştu. Kıvrılıp yattığı yerde tepeleşmiş, üzerinden çıkan dev ağaçların kovuklarını yaban domuzu aileleri mesken tutmuştu. Her yanını yosun bağlamıştı Heyula’nın. Üzerindeki ağaçlardan gelen kuş sesleri, neler gördüğü bilinmez rüyasında ona ilham oluyordu. …
Devamını gör »Sağır Sultan | Sinan ‘C’ Güldal (Kısa Öykü)
Ben bir yazmanım. İşim yazmak. Ne mi yazarım? Hikâyeler bittiğinde onların muhasebesini tutarım. Çünkü bitmez aslında hiçbir hikâye bütünüyle. Ya da şöyle diyelim, her hikâyenin bir başa sarılma anı vardır. Başa sarılma, aynı korkunç dramı tekrar tekrar yaşatma anı. Bilmezsiniz kim takip eder bu süreci. Ben ederim. Bir hikâyenin varlığı ne ola ki? Nerede durur bütün bu anlatılanlar. Neyi etkilerler? …
Devamını gör »Yukarı Giden O Canım Yolculuk | Kurt Vonnegut (Kısa Öykü)
Büyükbaba Ford, çenesi ellerinde, elleri bastonunun tepesinde dinlenerek, odaya hakim konumdaki yetmiş ekran televizyona nemrut nemrut bakıyordu. Ekranda bir haber spikeri günün olaylarını özetliyordu. Her otuz saniyede bir, Büyükbaba bastonun ucuyla yeri dürtüp bağırıyordu, “Yahu, biz bunu yüz yıl önce yaptıydık!” Emerald ile Lou balkondan ve MS 2185’in nadir bulunan cevherini -mahremiyeti- arayışlarından dönüp de salona geldiklerinde artık son sıraya …
Devamını gör »Yeni Şaman | Sinan ‘C’ Güldal (Kısa Öykü)
Çok sonraydı, çok sonra. Koca koca, kalabalık mahallelerin çıplak çayırlara dönüştüğü büyük savaştan sonra. Anne memesine saldırır gibi güneşi emen makineleri yapmamızdan sonra. Kepler’in fethinden sonra ve hatta Kepler’e göçten de sonra. Bir avuç kalmıştık dünyada. Herkesin adı sanı, yeri yurdu belli olmasa da bir avuç insan işte. Bu dünyadan öte dünyaya, ya da Kepler’e göçenlerin ardında kalanlar diyorum, bir …
Devamını gör »Feminist Bilimkurgunun Yeni Klasiği: Astronot Kadın Dizisi
Astronot Kadın serisinin ilk kitabı Yıldızları Hesaplamak (The Calculating Stars), hem kadın yazını hem bilimkurgunun alt türleri açısından ufuk açıcı tartışmaları başlatma potansiyeli taşıyan değerli bir metin. Tam manasıyla feminist bilimkurgu alanının merkezinde konumlanıyor ve benimsediği klasik anlatı üslubuyla bu alandaki klasiklerin değil, klasik bilimkurgu metinlerinin çizgisinde çağdaş bir eser olarak ön plana çıkıyor. Bu yazıda öncelikle eserin bilimkurgusal açıdan …
Devamını gör »