“Herkes nerede?” 1950’de İtalyan-Amerikan fizikçi Enrico Fermi‘nin yönelttiği bu oldukça basit soru, ileride Fermi Paradoksu‘nun da temelini oluşturacaktı. Öyle ya, devasa bir evrende yaşamamıza rağmen ortalıkta kimseler yoktu. İşte Fermi Paradoksu, bu tezatlığın bilim literatüründeki adı hâline geldi. Fermi’den sonra bu paradoksa çok sayıda çözüm önerisi getirildi. Bunlardan biri de, yeterince gelişmiş bir uygarlığın fiziksel evrenin ötesine geçebilecek bir “aşkınlık” …
Devamını gör »Etiket Arşivleri: Konstantin Tsiolkovsky
Nesil Gemileri ve Uzay Yolculukları
Bilimkurgu, büyük ölçüde bir “mülteci” türü (Anders, 2008), yani belli bir yerde yaşayamayan, yeni vardığı yerde yabancılık çeken insanlar hakkındadır. Bilimkurgu ile ilişkilendirilen ilk imgelerden biri uzay gemileri ve uzay yolculuğudur (Seed, 2011, s. 6). Uzayın sınırsızlığının sunduğu cazibe ve olasılıklar, ilk bilimkurgu yazarlarının o dönem tamamlanmakta olan Dünya’daki keşif hareketlerini uzaya taşımaları sonucunu doğurmuştur. Bununla birlikte uzayın sınırsızlığının yarattığı olumsuz …
Devamını gör »İnsanoğlunun Yerçekimiyle İmtihanı: Uçan arabalar ve Roketler
Bulutlara uzanan binalarla dolu bir şehir ve balıklar gibi her yöne zahmetsizce süzülen irili ufaklı binlerce hava aracı uzak gelecek bilimkurgu filmlerinin olmazsa olmaz açılış sahnelerindendir. Hatta bin dokuz yüz seksenli yıllarda çekilmiş ve iki binli yıllarda geçen filmlerde otoyolların bu havaya taşınmış hali, hikayenin gelecekte geçtiğinin neredeyse en önemli işaretidir. Bin dokuz yüz yetmişlerin ünlü dizisi Uzay: 1999’da, Ay’daki üsse …
Devamını gör »Yıldızlara Uzanan Merdiven: Uzay Asansörü
Öncü roket bilimci Rus Konstantin Tsiolkovsky, Eyfel Kulesi’nden ilham alıp, 1895’te atmosferi aşarak uzaya ulaşabilecek bir asansör-kule inşa etmeyi hayal etti. Bilimkurgu ustası Arthur C. Clarke ise, 1979 tarihli “Cennetin Çeşmeleri” romanında bu hayali yazıya döktü. Romanda, Ekvator’a yakın bir adadan temel alıp 36 bin kilometre boyunca yükselen, Dünya’nın dönüşüyle senkronize olan Jeostatik Yörünge’ye ulaşabilen bir uzay asansörü ayrıntılı biçimde …
Devamını gör »Sovyet Bilimkurgusu: Hiç Gelmeyen Gelecek
Bir kadın, dışarıdan modern görünen ama içi gayet sade ve sanatsal şekilde döşenmiş olan bir evde oturmuş, kendisinin insan mı yoksa makine mi olduğu üzerine kafa yoruyordu. Aslında o, araştırma ve gözlem yapması için uzay devriye gemisinin terk ettiği esrarengiz yörünge karakolundan kurtarılmış bir klondu. Kısa zaman içinde ütopik bir projenin tek hayatta kalanı olacaktı. Artık yaşamayan kardeşleri gibi, o da çevresel tahribatlardan dolayı …
Devamını gör »