Etiket Arşivleri: Emre Bozkuş

ruya icinde bir ruya - emre bozkus

Rüya İçinde Bir Rüya | Emre Bozkuş (Kısa Öykü)

“Dünya rüya içinde rüyadır.”- Hint Atasözü Uyandım mı yoksa halen uyuyor muyum? Gözlerimi açtığımda idrak ettiğim dünyanın sınırları, her göz kırpışımda yeniden şekilleniyor. Duyumsamakta zorlandığım bir çekim var; kimi zaman sınırları kaybolan, kimi zaman da sınırlar içinde kendimi yitirdiğim. Renkler, sesler, kokular ve hatta doku bile belirsizleşerek varlığımın delili kabul ettiğim ne varsa hiçliğe yuvarlıyor: Hiçlik dediğin bir boşluk değil …

Devamını gör »
kibrit oyku

Kibrit Çöpü | Emre Bozkuş (Kısa Öykü)

Uzun zamandır elinde tuttuğu kibrite bakıyordu. Kibrit, ne tuhaf bir araç. Yakmak için kullanılan ilkel bir alet. Küçük bir odun parçasını alıp ucuna yanıcı bir madde yapıştırmışlar ve ortaya kibrit çıkmış. Mikro meşale, minyatür yangın başlatıcı. Kibrite bakınca aklına Ray Bradbury geliyordu. Yakma Zevki’ni düşündü. Haz alacağından emindi. Alevlerin kızıla ve yer yer maviye çalan bakışlarını hayal etti. Kağıtların eğik …

Devamını gör »

Pandora’ya Çağdaş Bir Yorum: Hayal Kutusu

Türkiye’de bilimkurgunun ihmal edilen, görmezden gelinen ve yeterince değer verilmeyen bir edebiyat dalı olduğu aşikar. 1950’li yıllarda çevirilerle başlayan bilimkurgu yayıncılığı, aradan geçen yaklaşık yetmiş senelik zamanda işte tam bu nedenlerden ötürü yeterli gelişimi sağlayamadı. Yine de ferdi çaba ve girişimlerin rolünü yadsımamak gerek. Çağlayan, Okat, Baskan, Metis ve halen devam eden İthaki ile Ayrıntı bilimkurgu serileri dilimize çeviri eserleri …

Devamını gör »

Riya Tohumu | Emre Bozkuş (Kısa Öykü)

“Abi yürüyüşe çıkalım mı?” “Olur.” Kardeşim aldığı ani kararlar ve fevri karakteriyle bilinir; bense sakinliğimle tanınırım. O gün de aynısı oldu. Bir anda nereden icap ettiyse yürüyüş isteğiyle geldi yanıma ki, normalde günün o saatinde uyurdu.  Şaşırsam da fırsattan istifade açılmış olurum diyerek kabul ettim. Giyindik ve çıktık.  Her zaman gittiğimiz orman yolu yerine caddeye inince, “Nereye gidiyoruz, ormanda yürümeyecek …

Devamını gör »

Entelektüel Algoritma | Emre Bozkuş (Kısa Öykü)

İş yerinde oyalanmak için uygulama mağazasında geziniyordu. Günün sıradan akışında, mesai saatlerinin bunaltıcı tekdüzeliğine bir nebze olsun ara verme niyetindeydi. Ofis koridorlarında yankılanan yapmacık gülüşler ve sahte nezaket, ruhunu sıkışık bir hücreye hapsetmiş gibiydi. Bu yavan atmosferde, bir de üstüne kültürel yozlaşmanın giderek daralan pençesi eklenince, kendini her seferinde iç dünyasında bir sığınak ararken buluyordu. Gezintisi sırasında karşısına çıkan bir …

Devamını gör »

Deneme 1… 2… 3… Ya da Hiç! | Emre Bozkuş (Kısa Öykü)

Mikail Alagöz’e “İnsanı, insana insanca anlatmaktır” diyordu edebiyatın tanımında. Bu bariz bir türcülük örneği, dedi içinden. Başını kaldırarak kütüphaneyi gözden geçirdi, duvarlar boydan boya insan üretimi kitaplarla kaplıydı. Oysa artık kendileri de yazabiliyorlardı; gerçi bazı kesimlere göre insanın ürettiği meta olarak kalacak adımız. Bu sebepten ötürü yaratıcı faaliyetlerimiz de gözardı ediliyordu rahatlıkla. Zira, bizlerin ismi onların dehasının birer işaretiydi. Ne …

Devamını gör »

Ya Olmasaydı | Emre Bozkuş (Kısa Öykü)

Evin salonu adeta enkaz halindeydi. Her yanda boş içki şişeleri, sigara izmaritleri ve yoğun bir ter kokusu vardı. Göründüğü üzere parti çok hareketli geçmişti, klasik çatı katı partilerinde yapılacak her şey yapılmıştı. Ne yazık ki o ise gecenin sonunda bağlamdan kopuk halde, elinde yarısı boşalmış bir viski şişesiyle şehrin kalabalığını izlemekteydi. Sürekli bir yerden bir yere giden insanlar, arabalar ve …

Devamını gör »