“Bazen insanları izliyorum ve onları hissetmeye çalışıyorum. Yanımdan geçip giden herhangi birisinin ötesinde, ne denli aşık olduklarını hayal ediyorum. Kalplerinin ne kadar çok kırılmış olabileceğini.” -Theodore. İlginç Sinema Anlayışı ve Ülkemizin Sektörel Bilinçsizliği Genellikle video klipler ve kısa filmler çeken Spike Jonze, 1999’da “Being John Malkovich” adlı ilk uzun metrajlı filmiyle 3 dalda Oscar’a aday gösterilmiş ve bir anda dikkatleri …
Devamını gör »Etiket Arşivleri: Distopik
Makinelerin Kontrolündeki Dünya: Otomatik Piyano
3. Dünya Savaşı sürerken, insanlara hiç gerek kalmadan üretim yapmanın yolu bulundu. Sorun şu: insanlar ne yapacak? Amerika’nın en çok okunan yazarlarından biri olan Kurt Vonnegut Jr. 1922 tarihinde doğmuştur. Daha çok hümanist kimliğiyle ön plana çıkan yazar aynı zamanda 2. Dünya Savaşı’na da bizzat tanıklık etmiştir. Almanya’nın Dresden şehri müttefik devletler tarafından bombalandığında orada bulunan Vonnegut, daha sonra kaleme …
Devamını gör »Black Mirror’ın 3. Sezonuna Genel Bir Bakış
İlk olarak 2011 yılında İngiliz Channel 4 kanalında 3 bölüm şeklinde seyirciyle buluşan mini dizi, ardından 2013 yılında 3 yeni bölüm ile devam etmişti. 2014’ün sonunda gelen noel özel bölümü ile toplamda 7 bölüme ulaşan Black Mirror, uzun bir aranın ardından 21 Ekim’de 6 bölümle ekranlara geri döndü. Fakat artık salt İngilizler’e ait bir yapım olmadığını da eklemek gerek. Dizi …
Devamını gör »Black Mirror Ekseninde Teknolojinin Hayatımızdaki Yeri
Büyük bir hızla gelişen teknolojinin hayatımızdaki birçok olguyu kökünden değiştirdiği aşikar. Günlük ihtiyaçlarımız başta olmak üzere, kişisel zevklerimize de hitap eder niteliklere bürünen bu sihirli değnek, kimi zaman da başımızın belası olabilmekte. Fakat buna rağmen, hayatımızın birçok alanında teknolojinin kötü yanlarından ziyade, iyi yanlarından bahsedilmekte. Fakat insanlığa gerekli olan ve bakış açımızı değiştiren kısmı hiç kuşkusuz aynanın “karanlık” tarafı. Günümüz …
Devamını gör »İnsanlığın Evrendeki Yalnızlığına ve Varoluşa Dair: Cam Kule
“Eğer tek bir adam bile yaşamı yaratmaya bu kadar yaklaşabiliyorsa insanlık evrende nasıl yalnız olabilir?” – Simeon Krug Robert Silverberg tarafından 1970 yılında kaleme alınan The Tower Glass (Cam Kule), 1971 yılında verilen Hugo, Nebula, Locus gibi büyük ödüllerden hiçbirini kazanamamıştır. Aynı yıl ödüllere ambargo koyan Larry Niven’in dilimize “Halka Dünya” olarak çevrilen Ringworld’ü eleştirmenler ve okur nezdinde oldukça başarılı …
Devamını gör »Terminator 2: Judgment Day
Usta yönetmen James Cameron’un 1984’te kotardığı ilk Terminator eseri, küresel anlamda beklenmedik bir başarı getirmişti. Sınırlı bütçesine rağmen yaratıcı senaryosu, karakter derinliği ve yönetmenlik başarısıyla kısa sürede sevilen bir yapım olmuştu. İnsanlar ve makineler arasındaki savaşın anlatıldığı öyküde, savaşı bitirme aracı zaman yolculuğuydu. Makineler 2029 yılında, insan tarafında olan, asilerin lideri John Connor’un yok edilmesi için 1984 yılına yok edicilerini …
Devamını gör »Klonlanma Trajedisi: Beni Asla Bırakma
Bir gün, belki de çok yakında, nasıl olduğunu hissetmeye başlayacaksın. Genelde kitabı okuduktan sonra varsa uyarlandığı diziyi/filmi izleyen biri olarak, bu kitapta bir istisna gerçekleştirdiğimi söyleyebilirim. Never Let Me Go adlı 2010 yapımı filmi izleyince senaryo beni bir hayli etkiledi ve filmi bitirdikten sonra aklımdaki tek düşünce, bir an önce kitabını okumalıyım oldu. Böylesine etkileyici bir kurguya imza …
Devamını gör »Uzayda Ödül Avı: Killjoys
Space TV‘nin bilimkurgu dizisi Killjoys, ilginç dünya tasviri, neşeli olay örgüsü ve izleyiciyi kavrayan öyküsüyle izlenmeyi hak eden yapımlardan. Her bölümü derinlikli olaylar ve tehlikelerle dolu olmasının yanı sıra gerekli eğlenceyle de süslü. Dizinin konusunu uzayda dolaşan ödül avcıları oluşturuyor: Geleceğin politik açıdan karma karışık ortamında geçen dizi, RAC adlı tekinsiz bir kuruluş adına çalışan ve kendilerine Killjoy (Oyunbozan) diyen üç …
Devamını gör »Ruhsuz Düzene Bir İsyan: Equilibrium
Libria halkı, sizi kutluyorum. Sonunda barış insanoğlunun kalbine yerleşti. Sonunda savaş bizim için anlamsız bir kelime oldu. Sonunda evimize döndük. Librialılar, insanoğlunun kalbinde hastalık var. Belirtisi nefret, öfke, şiddet ve savaş. Bu hastalık, insani bir duygu. Ama Libria, bu hastalığın tedavisi olduğu için sizi kutluyorum. Bu insani duygunun baş döndürücü yüksekliğinin bedeli en kötüleri yok etmek oldu. Ve sizler bir …
Devamını gör »Ijon Tichy’nin Hatıraları: Gelecekbilim Kongresi
“Günümüzde yapılan uzay yolculuklarının yeryüzündeki sorunlardan kaçmanın bir yolu olduğunu -üstüne basa basa- söyledi. Yani insan, olabilecek en kötü şeylerin kendi yokluğunda gerçekleşip sona ermesi umuduyla gidiyordu yıldızlara.” -Stanislaw Lem Öncelikle kitabı Fatma Taşkent çevirisi ile, İletişim Yayınları aracılığıyla okuduğumu belirteyim. Kitap kısa bir süre önce Mehmet Can Uğur çevirisi ile Cem Yayınevin’den de çıktı. İletişim’in baskısı ise günümüzde “nadir …
Devamını gör »