Bir kitabın ilk cümlesi, şüphesiz ki en önemli cümlesidir. Ve tabii okuru selamlama niteliği de taşır. Çünkü kitapla ilişkimiz o cümleyi okuduktan sonra gelişir. Hatta çoğu okur için o ilk cümle, kitabı okuyup okumama konusunda bir karar alma noktasıdır. Ya o kitabı okuma isteği uyandırır ya da kitaptan uzaklaştırır. Bir yazar için de ilk cümle önemlidir kuşkusuz. Mükemmel açılış cümlesini …
Devamını gör »Etiket Arşivleri: 2001: Bir Uzay Destanı
Bilimkurguda Jüpiter ve Uyduları
Devasa cüssesiyle Güneş Sistemi’nin en büyük gezegeni olan Jüpiter, bilhassa uyduları üzerinden bilimkurgu edebiyatında ve sinemasında en yoğun işlenen yerlerden. Bir zamanlar eski Yunan mitolojisindeki baş tanrı Zeus’un karşılığı olarak Roma mitolojisinde Jüpiter adıyla tapılan gezegen, zaman zaman başı boş dolaşan meteorları büyük kütlesinden ötürü kendi üzerine çekerek, adeta bir “kütle çekim süpürgesi” işlevi de görüyor. Tabii tam tersini yaptığı …
Devamını gör »2001: Bir Uzay Macerası 50 Yaşında
Bilimkurgu sinemasının yapı taşlarından biri haline gelen 2001: A Space Odyssey, şu sıralar 50. yaşını kutluyor. Arthur C Clarke’ın kısa hikayesi The Watchers‘tan doğan filmin prömiyeri, 6 Nisan 1968’de Los Angeles’ta yapıldı. 2001: A Space Odyssey, başlarda monoton ve sıradan bir uzay filmi olarak görünürken, zaman içinde yapay zeka konularında sinemasal bir başucu eserine dönüştü. Aslında yapım 1967’nin başlarında sinemalara gelebilirdi, ancak …
Devamını gör »3001: Son Efsane
Bir bilimkurgu klasiği haline gelen 2001: Bir Uzay Efsanesi ile başlayıp, 2010 ve 2061 ile gelişen olayların en gizemi tarafı, tektaşı (monolith) yaratan uzaylılar hakkında neredeyse hiçbir şey bilmememizdi. Neyse ki bu hikayede birçok şey öğreniyoruz. İnsanın maddeden yaratılmış olması ve maddenin sınırları düşünüldüğünde bu sınırları aşmak için hangi özelliklerin zorunlu olduğu hakkında oldukça kafa yormamız gerekiyor. Yazar bu konu hakkında otuz …
Devamını gör »2061: Bir Uzay Efsanesi
“Uzay macerası” serisi, her zaman Jüpiter’le ve onun uydularıyla ilgili oldu. Edebi tarzından da bildiğimiz gibi Arthur C Clarke, eserlerinin bilime uygunluğuna büyük önem veriyordu. Bu yüzden Jüpiter’i incelemesi planlanan Galileo uzay aracından gelecek bulguları beklemeyi ve serinin bir sonraki romanını bu bulguların ışığında yazmayı düşünüyordu. Sonunda 6 yıllık bir yolculuğun ardından 1995’de Jüpiter’e ulaşması öngörülen Galileo görevinin bulgularını bekleyerek okurları …
Devamını gör »2010: Bir Uzay Efsanesi
Bilimkurgu dünyasında hem filmi hem de romanı ile çok kısa sürede efsaneye dönüşen 2001: Bir Uzay Efsanesi‘nin ardından devamı için beklentiler oluştu. Arthur C. Clarke bu beklentileri bir roman ile yanıtladı ve böylelikle 2010: Bir Uzay Efsanesi doğdu. 1982 yılında yayımlanan roman, 1984 yılında sinemaya da uyarlandı. Olaylar önceki hikayenin 9 yıl sonrasında, 2010 yılında başlar. 2001’in sonunda HAL‘ın devreden …
Devamını gör »2001: Bir Uzay Efsanesi
Bilimkurgu ve Arthur C. Clarke sözcüklerini duyduğumuzda aklımıza ilk gelen eserlerden biri muhakkak ki 2001: Bir Uzay Destanı oluyor. İthaki Bilimkurgu Klasikleri serisiyle bir kez daha okura sunulan bu efsaneyi daha iyi anlamak için, hangi şartlarda yazıldığına gelin bir göz atalım. Stanley Kubrick, 1964’ün bahar aylarında Arthur C. Clarke’tan “dillere destan bir bilimkurgu fikri” olup olmadığını soran bir mektup alır. O zamanlar, …
Devamını gör »