gandahar

Ütopya’dan Distopya’ya Bir Serüven: Gandahar

Jean-Pierre Andrevon’un 1969 tarihli “Les Hommes-Machines Contre Gandahar (Metal-Kişiler Gandahar’a Karşı)” romanından beyazperdeye uyarlanan Gandahar‘ın yönetmen koltuğunda René Laloux oturuyor. 1988 yılında seyirciyle buluşan animasyon filmin ismi, farklı ülkelerde farklı şekillerde yayınlanmıştır. Fransa’da özgün adı “Metal-Kişiler Gandahar’a Karşı” kısaltılarak sadece “Gandahar” kullanılırken, ABD’de ise Light Years (Işık Yılları) adıyla vizyona girmiştir. Bunun sebebi, ABD versiyonunun diyaloglarında çeşitli düzeltmeler yapmış olan ünlü bilimkurgu yazarı Isaac Asimov‘un önerisidir. Ayrıca ABD versiyonunda Gabriel Yared imzası taşıyan filmin orijinal soundtrack müziği çok az kullanılmış, filmdeki cinsel içerikli kısımlar da sansürlenmiştir.

Filmin başında ütopik bir dünya modeli görürüz. İnsanlar doğa ile tam bir uyum sağlamışlar, mutlu bir şekilde tüm canlılarla ahenk içinde yaşamaktadırlar. Hayvanlar ve bitkiler bildiğimiz türlere göre çeşitli farklılıklar göstermektedir. Örneğin bir bitki, bir hayvan dünyaya getirip, bir insan da onu emzirebilmektedir. İnsanlar verimli bitkilerin meyvelerini toplarken kuşlar ve diğer canlılar da doğa içinde ahenkle hareket etmektedir. Hiçbir sorun, savaş, sıkıntı yoktur. Fakat nereden geldiği bilinmeyen lazer ışıkları bir anda insanları taşa çevirmeye başlar.

Bu olayların uzağında, Kadınlar Meclisi tarafından yönetilen Gandahar insanlarının yönetim merkezi, çeşitli bölgelerdeki insanlarla iletişimi kaybedince işkillenmeye başlar. Baş yönetici Ambisextra, yıllardır huzur içinde yaşayan ve savaş görmemiş Gandaharlılar’ın acil durumlar için yetiştirdiği sınırlı sayıdaki savaşçılardan birini olayları öğrenmesi için yollamak ister. Onları yetiştiren ihtiyar Blaminhoe, bu görev için en iyi öğrencisi genç Sylvain’ı önerir ve Sylvain dünyada yaşanan tehlikenin ne olduğunu öğrenmek üzere yola çıkar. İnsanlığın en iyi savaşçısı olmasına rağmen Sylvain, barış dolu geçen dönemde büyümenin de etkisiyle yolculuğu boyunca sıklıkla sıkıntıya düşer.

Sylvian, yolda “Deformed” adı verilen insanlarla karşılaşır. Bunlar, uzun yıllar önce Gandahar’ın yaptığı deneyler sonucu vücutları deforme olarak doğmuş kişilerden oluşan bir topluluktur. Sylvain, ilk önce bu topluluktan şüphelenir. Ama Deformed topluluğunun lideri bunun tersini göstererek ona yadım önerir. Onlar da tehlikeyi fark etmişlerdir ve tehlikenin olduğu noktayı tespit edip Deformed topluluğundan birini Sylvain’e yol göstermesi için yollarlar. Sonunda Sylvain ve yol göstericisi, ormanların içinden geçerek, Gandahar toğluluğunun olduğu bir yere varırlar. Gandahar insanlarının taşlaşmış olduğunu, metal otonom robotların onları sistematik bir biçimde kaçırdığını görürler. Bu korkunçluğa göz yumamayıp yanındaki silahla hemen saldırıya geçen Sylvain, silahının bu metal kişiler üzerinde işe yaramadığını fark edince kaçmaya yeltenir. Kaçmaya çalışırken metal robotlar tarafından taşlaştırılıp diğer insanlar gibi büyük yumurta benzeri bir kafese hapsedilir. Sylvain, orada yalnız değildir. İçeride Airelle adında taşlaşmamış başka bir Gandaharlı kadın vardır. Airelle ona dokununca Sylvain’in vücudu yeniden normale döner. Kafesi kırıp kaçan Airelle ve Sylvain, bu metal robotları takip ederek onların kökenini, nereden geldiklerini ve amaçlarını öğrenmeye çalışırlar.

Gandahar, hemen hepimizin özlem duyduğu doğa ile barışık, onla bütünleşmiş, barış dolu insanlardan oluşan bir ütopya dünyası olarak başlayıp birdenbire distopik bir dünyaya dönen, içinde bulunan farklı canlılarıyla fantastik de bir boyutu olan sıra dışı ve başarılı bir bilimkurgu animasyon film. Biçim olarak, özellikle Japonya’da görmeye alışık olduğumuz yetişkinler için yapılan 2 boyutlu animasyon film tekniğine sahip. Konu açısından baktığımızda, insanlık olarak içimizdeki savaşları bitirsek, doğayı katletmek yerine onla bütünleşsek bile beklenmedik tehlikeler karşısında ne denli savunmasız olabileceğimiz çok güzel belirtilmiş. Özellikle filmdeki şu cümle, bu durumu çok güzel özetliyor:

“Çok uzun süre huzur içinde yaşadık, kötülük ihtimalini ihmal ettik ve onunla nasıl savaşılacağını unuttuk.”

Filmle ilgili iki tane olumsuz olarak niteleyebileceğim eleştirim var: Biri, filmin yer yer ağırlaşıp sıkıcı bir hal alması (78 dakikalık kısa bir yapım için bu maruz görülebilir), diğeri de finalinden daha fazla olay beklerken bitmesidir. Bunları bir kenara koyarsak sıradışı konusu, kişiyi hemen filmin atmosferine sokan müzikleri ve değişik canlı betimlemeleriyle, Gandahar genel anamda başarılı bir animasyon. Özellikle felsefi diyalogları ve robot kurgularını seven bilimkurgu hayranlarının kaçırmamasını tavsiye ederiz.

Yazar: Gökhan Cılam

Galaktik dominasyon hedefinde emin adımlarla ilerleyen bir yazar, uzay ve zaman çizgisinin ötesine çıkmaya çalışan maceraperest bir yönetmen, kara deliğin derinliklerinde senfoni yazan tutkulu bir müzisyen...

İlginizi Çekebilir

insan-makine romantizmini ele alan 10 film

İnsan-Makine Romantizmini Ele Alan 10 Film

Robotlar, bilgisayarlar ve bunlarla ilgili her şey insanlığın radarında. Ürettiğimiz içeriklere baktığımızda, onlarla savaşmıyorsak sevişmeye …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin