Uzay teknolojisi ilerledikçe, insanlığın Güneş Sistemi’nde yer alan gezegen ve uydular hakkındaki bilgileri de gitgide artmaya başladı. Her ne kadar aradaki mesafeler milyonlarca, hatta milyarlarca kilometre olsa da insanların azmi bu mesafeleri de aştı ve gönderilen uzay araçları sürekli bilgi toplamaya devam etti. Bu bilgiler incelendiğinde bazı gezegenlerin diğerlerinden daha kolay ve belli değişimlerle yaşanır kılınabileceği fikri ortaya çıkmaya başladı. Böylelikle Dünyalaştırma (Terraforming) yaygın kavramlardan biri haline geldi. Bunlar arasında Mars ve Jupiter’in uydusu Europa ile Satürn’ün uydusu Titan en dikkat çekici olanlar. Europa’nın dünyalaştırılması hakkında yapılan en belirgin iki sinema film ise, bir bilimkurgu klasiği olan 2001: Bir Uzay Macerası’nın devam filmi 2010: The Year We Have Contact (1984) ve Europa Report (2013).
Europa, dünya çapındaki bütün uzay ajanslarını cezbediyor. Jupiter’in en büyük dört uydusunu ilk gözlemlemiş gökbilimci Gallile‘nin adını taşıyan NASA uzay aracı, bu uyduları yakından incelemek üzere 20. yüzyılın sonlarında fırlatıldı. 2002 yılında ise Europa Orbiter adında bir başka proje, henüz geliştirilme aşamasındayken iptal edildi.
İlginç bir şekilde Europa Report filminin sinemalarda yayımlandığı 2013 yılında NASA, Europa üzerinde tekrar proje geliştirmeye başladığını duyurdu. Europa Clipper adlı bu projede, insansız bir aracın 2022 yılında Dünya’yı terk etmesi ve çok sayıda geçiş ile Europa’yı incelemesi planlanıyor. Bu projeye bağlı olarak 2024 yılında Europa’ya araç indirilmesini öngören bir diğer proje de Europa Lander. İki projenin de çalışmaları paralel olarak sürüyor. Ayrıca Avrupa Uzay Ajansı ESA’nın da Jupiter Icy Moons Explorer adlı bir proje ile aynı yıl Europa, Ganymede ve Callisto’yu incelemesi planlanıyor.
Europa Report, Europa’ya yapılacak insanlı ilk muhtemel seyahatte yaşanabileceklerin bir aynası gibi. Belki de filmin çok fazla gerçekçi olması, ticari başarısızlığının ardındaki en önemli etken. Çünkü filmde popüler uzay filmlerinden beklenen aksiyon sahneleri çok az, daha ziyade belgesel havası hâkim. Bu konuda da oldukça başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Filmin yapımında yaklaşık olarak 10 milyon $ harcandı, ancak sinema hasılatı 125,000 $ gibi çok düşük bir rakamda kaldı. Böylesi büyük bir ticari başarısızlığa rağmen, film birçok sinema eleştirmeninden olumlu not aldı. Örneğin Rotten Tomatoes %80 not verdi. Imdb’nin notu ise 6,5/10 ki bu çok da kötü değil. Filmde kullanılan Europa görüntülerinin, Galileo isimli uzay aracının gerçek Europa görüntüleri baz alınarak oluşturdulduğunu da söylemek lazım.
Film, 6 kişilik bir ekibin 2 yıl sürecek insanlı ilk Europa keşfini anlatıyor. Tabii gerçek uzay görevlerinde ve birçok uzay filminde olduğu gibi aksaklıkların ardı arkası kesilmiyor. Bir bilimkurgu filmi olmasının yanı sıra gerilim öğeleri de oldukça güçlü bir şekilde işleniyor. Bu nedenle Europa Report’u, gerilim-bilimkurgu kategorisindeki Pandorum, Moon gibi filmlerle birlikte anmak daha mantıklı olacaktır. Aksiyon içeren onca bilimkurgu filminin yanında, bu tarz filmler de sinema dünyasına farklı bakış açıları getirebiliyor. Ancak büyük bütçeli filmlerle de kıyaslamamak lazım.
Europa Report genel olarak yavaş işleyen bir film, fakat sıkılmadan kendini izlettiriyor. Daha çok belgesel havası taşıdığından senaryo olarak orta seviyelerde diyebiliriz. Hikâye, Europa’nın kalın buz tabakasıyla örtülü okyanusunda bir ekosistem olabileceği teorisi üzerinden gelişiyor. Oyunculuklar ise filmin hakkını veriyor. Bir sürü saçma sapan uzay filmi varken, bu filme bir buçuk saatinizi ayırmaya değeceğini söyleyebiliriz.
Filmde Europa yüzey görüntüleri az. Çoğunlukla uzay gemisinin iç mekânlarıyla veya yüzeydeki astronotların yüzlerine yapılmış yakın çekim görüntülerle yetiniyoruz. Bu tip can sıkıcı numaralarına rağmen, filmin bilimkurgu konusunda etkili kuruluşlardan olan SFWA (Amerikan Bilimkurgu ve Fantazi Yazarları Derneği) üyelerince Bradbury Ödülüne layık görüldüğünü anımsatalım. Filmin müzikleri de Battlestar Galactica (2004-2009) dizisi gibi bazı klasiklerin müziklerini yapan Bear McCreaery‘e ait. Ayrıca filmde yönetmen baş yardımcısı olarak Atilla Salih Yücer ve set dekorasyon yardımcısı olarak da İpek Çelik gibi Türklerle karşılaşıyoruz.
Film boyunca umut ve fedakarlık gibi temalar başarılı şekilde işleniyor. Çok gözde bir bakış açısı olmasa da, bunun bilimkurgu filmlerinde unutulmaya yüz tuttuğu da gerçek. Sonuç olarak Europa Report, bilimkurguda astronomi ve dünya dışı yaşam gibi konulara ilgi duyanların keyifle izleyebileceği filmlerden biri…