Star Wars Bilimi: Işın Kılıcı, Güç ve Hiperhız

Rogue One: A Star Wars Story gibi filmler sıklıkla bilim ve kurguyu harmanlar. Bu ikisini ayırmak için 2016’nın Eylül ayında, Atlanta’daki Dragon Con‘da bilim insanları tarafından bir panel düzenlendi. Panelde Star Wars evrenindeki bilim, katılımcılar tarafından masaya yatırıldı. Gazeteci Rachel Pendergrass, astrofizikçiler Erin Macdonald, Roy Kilgard, mühendis Andy Dykes ve biyolog Eric Spana konuşmacılar arasında yer aldı.

Işın Kılıcı Oluşturmak

“Sonsuz uzunlukta bir ışın kılıcı yapmak zor değil, asıl zor olan ışığı durdurmaktır.” – MacDonald

Panelde konuşmacılara sorulan ilk soru, yüksek enerji ile sarılmış çubuklardan oluşan, Jedi şövalyeleri ve düşmanları tarafından da kullanılan ışın kılıçları hakkında oldu. Şu an Stellar Solutions’da sistem mühendisi olarak çalışan ve bundan önce de LIGO’da yerçekim dalgaları üzerine çalışmalar yapan MacDonald, “İşte bu yüzden fiziğe odaklandım: Işın kılıçları yapmak için” diye açıklamada bulundu. Katılımcılar, ışın kılıçlarının yüksek enerjili lazerlerden oluştuğunu, radyasyonun malzemeye nasıl nüfuz edebileceğini ve önemli derecede değiştirebileceğini onayladı. Kendi ışın kılıcınızı oluştururken karşılaşacağınız asıl sorun, lazerin bir noktadan sonra durmasını sağlamak olacaktır.

Günümüzde birçok fizik laboratuvarı elektromanyetik spektrumda dalga boylarına sahip yüksek enerjili lazerler barındırıyor. Laboratuvar duvarlarında ve kapılarda bulunan işaretler, bu odaların ciddi yaralanmalara neden olabilecek güçlü ekipman içerdiğine dikkat çekiyor. MacDonald, “Fizik laboratuvarlarında korkutucu bazı lazerler var, bunların yakınlarında olmak istemezsiniz, çünkü bu ölüm demektir.” diyor ve ekliyor: “Açıkçası bunlar da birer ışın kılıcıdır.” MacDonald’a göre birçok lisans öğrencisi bu lazerlerin görünen silahlara benzemesini bekliyorlar ve bu yüzden de hayal kırıklığına uğruyorlar. Oysa ışınlar, duman veya başka bir materyal kendi yoluna çıkmadığı sürece çoğunlukla görünmezdir.

Bu nedenle, “Star Wars VII: The Force Awakens” de havada duran blaster cıvata muhtemelen bir lazer değildi. Olsaydı görünür olmazdı. Bunun yerine konuşmacılar, aşırı ısıtılmış bir plazma yığını olabileceğini ileri sürdüler. Işın kılıcı, yüksek enerjili bir ışın biçiminde olursa bunu ne tutabilir? Konuşmacılar “Güç” ile ilgili çözümün, Star Wars evrenine nüfuz eden hayali enerji olduğu hakkında birtakım teoriler ürettiler. Belki de Güç, bir şekilde uzunluğu ayarlayan bir ışın içeriyordu.

Intelsat’ta mühendis ve daha önce de NASA’da görev analisti olan  Dykes, “Jedi bu yüzden üreyemiyor olabilir” dedi. Zira ışınlarla fazla haşır neşir olmak üreme işlemini sekteye uğratabilir. Connecticut, Wesleyan Üniversitesi’ndeki yüksek enerjili astrofizik çalışmalarını sürdüren Kilgard, “Işın kılıçları sizi yok etmek için radyasyon mu yayıyor? O halde bacaklarınızın arasında tutmayın” şakasını yaptı.

Güç

The_Force

Güç, Jedi ve Sith‘e nesneleri akıllarıyla idare edebilme yeteneği kazandıran, “Star Wars” serisindeki itici enerjidir. Güç’ün, tüm canlı hücrelerde bulunan ve yaşam için zaruriyet taşıyan midi-klor adlı mikroskopik yaşam biçimlerine dayandığını biliyoruz. Katılımcıların Güç ile ilgili ele aldıkları ilk konulardan biri, “Star Wars” filmlerindeki farklı karakterlerin sergilediği yeteneklerin de farklı olmasıydı. Örneğin, tüm Güç kullanan karakterlerden yalnızca karanlık taraftakiler Güç şimşeği üretiyor gibi görünüyor. Konuşmacılar, belki de diğer tarafın da eşit derecede yetenekli olduğunu, ancak bunun yerine yıkıcı önlemleri kullanmamayı tercih ettiğini söylediler. Dykes, aydınlık taraftan karanlık tarafa geçen Anakin Skywalker‘ın tam olarak bunu yaptığını, ancak Darth Vader olduktan sonra yıldırım saldırıları da yaratmaya başladığını belirtti.

Bilim insanları ayrıca, bir insanın nasıl Güç sahibi olurken, diğerlerinin olamadığına da değindi. Bunu sadece genlere bağlama fikrini reddettiler. Star Wars serisi Anakin, oğlu Luke ve torunu (Luke’un kızkardeşi Leia aracılığıyla) Kylo Ren’in etrafında toplanmış olsa da, aile bir anomali gibi görünüyor. Anakin, Jedi’lerin evlenmesine izin verilmediği için Padmé Amidala ile evlendiğinde Jedi Konseyi’nin gazabına maruz kaldı. Bu, Jedi Konseyi’nin Jedi şövalyeleri çocukları tarafından doldurulmadığını kuvvetle doğruluyor. Pendergrass, “Daha basit bir mutasyon olmaktan ziyade yakalanıp, yavrularınıza geçebileceğimiz bir bulaşma gibi görünüyor – Güç bir hastalıktır,” dedi.

Hızlanan bir Wookiee’den daha hızlı

Işıktan hızlı seyahat teknolojisi (FTL), Star Wars evreninde kilit bir rol oynamaktadır. Bu sayede İsyancılar ve İmparatorluk Filosu galakside bir uçtan diğerine hızlıca hareket edebiliyor. Çoğu bilimkurguda olduğu gibi, ışık hızından daha hızlı sürüş yeteneği, evrenin bilinen yasalarına meydan okumaktadır. “Bunu yapmak için yeterli enerjiniz varsa, uzay-zamanı eğebilir ve yönetebilirsiniz” diyor MacDonald.

Bununla birlikte Dykes, ışık hızında hareket etmenin bile uzayda bir anlamı olmadığını belirtti. “Galaksinin büyük bir bölümünü saatler içine dolaşmak için ışığın birkaç bin, hatta yüz bin katı hızıyla yolculuk etmelisiniz” diyor. Üstelik Star Wars evreninde ışık hızından daha hızlı seyahat edenler sadece insanlar değil, Güç de ışık hızını aşabilecek kadar hızlı hareket ediyor.

Diğer Dünyalardaki Değişim

bantha
Bantha.

Tatooine gezegeni bir çöl dünyasıdır, ancak gezegende fil boyutunda, ağır yükler taşıyan, tüylü banthalar bulunur. Star Wars web kaynağı Wookieepedia’ya göre, hayvanlar o gezegenin yerlileridir. Spana, bir biyolog olarak böyle bir canlının, bu tip bir dünyada nasıl bir evrim geçirdiğini merak ettiğini belirtti. Spana, Star Wars: A New Hope‘un ham halini izlediğinde filmde bitki örtüsü aradığını ve hiçbir şey bulamadığını söylüyor. Bu da, banthalar’ın belki de beklenenden farklı beslenmesine yol açtığı teorisini gündeme getiriyor. Kim bilir, banthalar gezegenin kumunda yetişebilecek yosunlar ile besleniyordur. “Balinalar böyle yapar,” diyor Spana; “Banthalar kum balinaları olabilir.”

Benzer bir düşünce, buz dünyası Hoth‘ta bulunan tauntaun’lara da uygulanabilir. Spana, likenler gibi tauntaunlar’ın da buz gezegeni için yerli olması gerektiği görüşünde. “İyi bir besin zinciriyle, tauntaunlar ve bunları yiyebilecek kadar wampa bulabilirsiniz” diyor…

Kaynak

Yazar: Can Kaçan

Asimov ve Stargate hayranı...

İlginizi Çekebilir

Star Wars: The Force Awakens

Star Wars: The Force Awakens

27 Mayıs 1977 tarihinde vizyona giren bir filmle birlikte sadece sinema endüstrisi değil, içinde yaşadığımız …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et