Şarkıda bile demiyor mu, “Bir başkadır benim memleketim,” diye? Dünya’nın oluşumu sırasında görülen beş jeolojik zamanın hepsinin de yaşandığı ender coğrafyalardan biri olan ülkemiz, hem coğrafi hem de yaşam çeşitliliği açısından neredeyse küçük bir kıta kadar yoğunluğa sahip. Elbette böylesi bir coğrafya, doğa oluşumları açısından da film yapımcıları için müthiş fırsatlar sunuyor. Bunun yanı sıra ülkemiz, insan eliyle inşa edilmiş yapılar bakımından da film çekimine uygun pek çok yer barındırıyor.
İşte bunlardan bazılarını sizler için derledik…
Gökkuşağı Tepeleri – Ankara
“Gri şehir” diye adı çıkmış olsa da, ülkemizin kişi başına en çok yeşil alan düşen büyük şehri Ankara’dır. Bunun dışında Ankara’nın başka renkleri de var. Nallıhan ilçesinde bulunan Kız Tepesi Tabiat Anıtı, kırmızı, kahverengi, gri ve sarı tonlara sahip toprak yapısıyla görülmeye değer bir yer. Adı gibi renk cümbüşü içerisindeki dağları ile adeta başka bir gezegenden manzaralar seriyor önümüze.
Eğer bir gün bir sinemacımız, başka bir gezegende geçen bir bilimkurgu filmi çekmeye karar verirse, çekimlerinin bir kısmını yapması gereken doğal alan neden burası olmasın? Aslında bu fikir, yabancı bazı sinemacıların aklına da gelmiş. Bu bölgede daha önce, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen sinemacıların keşif yaptığı bilinen bir gerçek. Ancak bu bölgede çekilecek ilk bilimkurgu filminin bir Türk yapımı olması bizler için de sevinç ve gurur kaynağı olacaktır.
Kapadokya – Nevşehir
Hâlihazırda dünya çapında ünlü bir turistik mekân olan Kapadokya, peri bacaları ve kendine özgü mimarisiyle gerçekten de eşsiz bir yer. Yine insanı sanki başka bir gezegene gitmiş gibi hissettiriyor. Dolayısıyla başka gezegende geçen bir bilimkurgu filmi için en uygun dış çekim mekanlarından birisi de burası.
Aslında Kapadokya’da çekilmiş iki Türk bilimkurgu filmi var: Dünyayı Kurtaran Adam ve Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu. Yenilerinin de gelmesi dileğiyle…
Pamukkale – Denizli
Dünyada traverten denince akla gelen ilk yer. Yine dünya çapında meşhur bir güzide bölgemiz. Ayrıca yine insana kendisini başka bir gezegende hissettiren bir doğa harikası…
Pamukkale, izleyenleri başka gezegenlere götürmek için seçilebilecek harika doğal alanlardan biri.
Meke Gölü – Konya
Tıpkı Ankara gibi Konya da çoğu kişinin bozkır sandığı ama aslında sayısız doğal güzellik barındıran illerimizden biri. Bir volkanik krater gölü olan Meke Gölü, tam ortasındaki tepesi ve onu çevreleyen gölü ile insanı başka dünyalara götürüyor.
Neden bir bilimkurgu filminde de izleyenleri başka bir gezegene götürmesin ki?
Karapınar Çölü – Konya
Aslında Türk sineması ve Yeşilçam’ın çok iyi tanıdığı bir çöl Karapınar. Tosun Paşa filmi burada çekilmişti örneğin. Arabesk filminde Şener Şen’in ünlü Allah’ım Kör Et Beni şarkısını söylediği çöl de yine burasıydı.
Bir gün ülkemizde bir post-apokaliptik film çekilirse ve olaylar çöle dönmüş bir Türkiye’de geçerse, o filmin de çekilmesi gereken çöl kesinlikle burası olacaktır.
Nuh Çimento Fabrikası – Kocaeli
Doğal platolardan sonra biraz da yapay platolara bakalım. Kocaeli’nin Hereke ilçesinde bulunan Nuh Çimento Fabrikası, ülkemizin en büyük çimento üretim tesisi. Dünyada da sayılı çimento fabrikalarından biri. Archigram estetiğindeki mimarisi ile göz alıcı bir yapı. Post-apokaliptik türde bilimkurgu filmleri için adeta biçilmiş kaftan.
Ayrıca, biraz da CGI yardımı ile uzay üssü görünümü kazandırılabilir veya Blade Runner tadında bir filmde şehrin en önemli üretim merkezi olarak gösterilebilir. Ancak maalesef sahiplerinin fabrikalarında çekim yapılmasına izin vermediği de sinema camiasında bilinen bir gerçek.
Kardemir Demir Çelik Fabrikası – Karabük
Dev gibi bir arazi üzerine kurulmuş devasa tesisi, paslı yapıları ve alev çıkaran bacaları ile tam bir kıyamet sonrası mekanı değil mi? Hatta The Matrix filmindeki makineler şehrini de andırmıyor mu?
Kısacası bilimkurgunun hangi türünde olursa olsun, Kardemir ülkemizin potansiyel bilimkurgu yönetmenlerine adeta “gel, filmini burada çek,” diyor.
Armada ve Next Level AVM’leri – Ankara
Bilimkurgu filmi ille de uzak gelecekte, uzayda ya da başka bir gezegende geçecek diye bir kural yok ya! Yakın gelecekte geçen, Robocop veya Demolition Man tadında bir bilimkurgu filmi çekmek isteyen yönetmenlerimizin filmlerindeki dış mekânlar için bu mahalden daha uygun çok az yer vardır.
Çankaya ilçesinin Söğütözü Mahallesi’nde yer alan bu mahal, cam gökdelenleri, ışıltılı mimarisi ve adeta gelecekten gelmiş gibi duran binaları ile yine yakın geleceğin Türkiyesi’nde geçen filmler için fevkalade bir şehir atmosferi oluşturuyor.
Kentsel Dönüşüm Yıkıntıları
Bunlar için belli bir adres vermeye gerek yok. Her ilimizde bir ya da birkaç tane mevcut çünkü. Yapıları eskimiş ve yıkılmaya yüz tutmuş veya imar planına uygun olmayan bir ya da birkaç mahallenin yıkılıp gereklere ve çağa uygun olarak yeniden inşasına ‘Kentsel Dönüşüm‘ deniyor.
İşte bu yıkıntıların molozları da post-apokaliptk bir film için mükemmel bir doğal plato görevi görüyor. Örneğin olur da bir yönetmenimiz bir gün 3. Dünya Savaşı sonrası yıkılmış, yerle bir olmuş Türkiye’de geçen bir öykünün filmini çekmek isterse, yapması gereken tek şey en uygun kentsel dönüşüm alanına gitmek olacaktır.
Derinkuyu Yeraltı Şehri – Nevşehir
Son olarak yine insan eliyle yapılmış ama bu kez tarihi bir yapıdayız. Yapımına M.Ö. 3000 yılında başlandığı düşünülüyor. İçerisinde Asurlulara ait kalıntılar bulundu. Zardoz misali post-apokaliptik ama bu kez insanlığın yeni bir uygarlık kurduğu dünyaları anlatan filmlerde kullanılabilir. Dünya yüzeyinin radyasyonla kaplı olduğu için insanların yeryüzüne çıkamadığı veya The Twelve Monkey filminde olduğu gibi salgın hastalıklar dolayısıyla yer altına sığındığı bir dünyada geçen yapımlar için de kusursuz bir plato.
Elbette ülkemizin güzellikleri de zenginlikleri de ve dolayısıyla film çekimine uygun benzersiz yerleri de saymakla bitmez. Salda Gölü, Ihlara Vadisi gibi daha pek çok yer sıralanabilir. Bu yazıda yalnızca belli tür bilimkurgu filmleri için uygun olabilecek tahmini yerleri aktarmaya çalıştık. Yönetmen ve yapımcılarımızın bu gibi mahalleri tespit edip, maalesef çok zayıf olan bilimkurgu sinemamızı ileriye taşıyacak yapımlara imza atabilmeleri dileğiyle…
Not: Bu yazıda sözü edilen yerler, yazarın kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. İlgili yerlerde çekim yapılabilmesi için devlete ait ise resmi kurumlardan, özel mülk ise mülkiyet veya kullanım hakkı sahiplerinden izin alınması gerekebilir.