Tenet hakkında çok fazla sır var, neyse ki Christopher Nolan‘ın bu son filmi ile ilgili 10 ilginç gerçeği biliyoruz. Neredeyse hipnotik bir yapım olan Tenet, modern sinema ustası Christopher Nolan’ın zihninden fışkıran yüksek konseptli bir aksiyon filmi. Film, zaman yolculuğu ile ‘James Bondvari’ casusluk öğelerini birleştirerek izleyiciye başından sonuna kadar kesintisiz bir heyecan vaat ediyor.
Salgının ortasında vizyona giren film, çoğu izleyicinin kafasını karıştırmakla kalmadı, aynı zamanda araştırma yapmak gibi bazı uğraşlarda bulunulmasını da isteyerek kısa sürede kendine özgü bir üne kavuştu. Seyirci filmin akışını takip etmekte zorluk çekedursun, gelin biz film hakkında 10 ilginç bilginin ortasına bodoslama dalalım ve neler öğrenebileceğimize bir göz atalım…
Gizliliğe Büyük Önem Verildi
İnsanların film hakkında bildikleri tek şey, projesinin büyük bir gizlilikle yürütüldüğüydü. Proje için bir fragmanın yayımlanması bile epey zaman aldı ve çoğu kişi fragmandan sonra dahi filmin konusunu anlamakta güçlük çekti. Neyse ki yayımlanan son fragman sayesinde, en azından konuya dair bir şeyler öğrenmeyi başardık.
Tabii bu gizlilik oyuncu kadrosunu da etkiledi. Örneğin, Michael Caine‘in yalnızca senaryodaki kendi bölümünü okumasına izin verildi. Yine Robert Pattinson ve John David Washington da senaryonun tamamına ancak Warner Bros’un kilitli odalarında göz atma şansı bulmuştu.
Oyuncular Gerçekten Tersten de Oynadı
Basit bir ifadeyle Tenet, belirli olayların geriye doğru oynandığı anlamına gelen “tersine çevirme” kavramı ile ilgili. Bu, aktörlerin tersten konuşurken ya da ters yönde hareket ederken diğerlerinin düz yönde hareket ettiği bazı sahnelerde kendini gösteriyor.
Hâliyle bazı oyuncular, koreografisinin tersini öğrenmek, hatta repliklerini tersten nasıl söyleyeceğini ezberlemek zorunda kaldı. Özellikle kötü karakterimizi canlandıran Kenneth Branagh‘dan, kimi repliklerini Rus aksanıyla tersten konuşmayı öğrenmesi istendi.
Robert Pattinson, Christopher Hitchens’ten Esinlendi
Robert Pattinson’ın karakteri Neil, filmin öne çıkanlarından biriydi. Nazik ve sofistike bir gizli ajan profili ortaya koyarken performansı da epeyce “James Bond-vari” idi.
Ancak ilginç olan, Pattinson’un karakteri için James Bond‘u doğrudan bir ilham kaynağı olarak almamasıydı. Bunun yerine oyuncu, ana ilham kaynağı olarak İngiliz gazeteci ve yazar Christopher Hitchens‘i örnek aldığını açıkladı.
Tenet % 100 Pratik Stunts & Effects ile Yapıldı
Malum, film stüdyolarının istenen efektleri üretmede daha ucuz ve hızlı olduğu için CGI‘yi tercih etmesiyle, pratik efektlere olan ihtiyaç da azaldı.
Ancak Tenet için Nolan, yapımda herhangi bir yeşil ekran kullanmayı reddetti ve filminin tamamen gerçek efektler ile yapılmasından yanaydı. Nolan’ın pratik efekt konusundaki ısrarı ve yalnızca gerekli olduğunda dijitale başvurduğu düşünüldüğünde, bu pek de şaşırtıcı değil.
Christopher Nolan Yaklaşık 20 Yıldır Tenet’i Kurguluyordu
Nolan filmin senaryosu üzerinde çalışmaya yaklaşık altı yıl önce başlamış olsa da, Tenet’in özündeki fikirler zihninde 20 yılı aşkın bir süredir mevcuttu ve İngiliz yönetmen öteden beri bu kavramlarla boğuşuyordu.
İzleyen herkes, filmin bilimkurgu ile bilimsel gerçek arasındaki hassas bir dengeye oturtulduğunu ve bu altyapının oluşması için üzerinde bir hayli kafa patlatıldığını fark edecektir. Tenet’in belirli bir mantık çerçevesine oturtulabilmesi için Nolan’ın üzerinde yıllarca düşündüğünü ve araştırma yaptığını biliyoruz.
Uçak Gerçekten Çarptı!
Filmin en unutulmaz sahnelerinden biri, Neil’in uçak kazası planıydı. İzleyenlerin de onaylayacağı üzere, sahne inanılmaz derecede gerçekçiydi. Sıkı durun, sahnenin bu kadar gerçekçi görünmesinin nedeni zaten gerçek olması!
Nolan, sahneyi çekmek için başlangıçta minyatür bir uçak kullanmayı düşündü, ancak ıskartaya ayrılmış bir uçağı alıp gerçek bir binaya çarptırmanın daha ucuza mal olacağını hesaplayınca işler değişti. Bilindiği gibi yönetmen, The Dark Knight Rises’ın unutulmaz başlangıç sahnesinde de buna benzer bir şey yapmıştı. Yani bu, Nolan’ın film için bir uçağı ilk kez hurda edişi değil.
Orijinal İsmi “Merry Go Round” idi
Tenet’in palindromik başlığı, filmin konseptine mükemmel bir şekilde bağlanmaya yardımcı oluyor. Zira tersine çevirme, izleyicilerin filmin olay örgüsünü ve eylemlerini tam olarak anlayabilmesi için gereken anahtar kavram.
Ancak filmin adı başından beri Tenet değildi. Yapımın çalışma başlığı olan “Merry Go Round” da filmin olay örgüsünü açıklayıcı şekilde yansıtıyordu, ancak “Tenet” in basit ve akılda kalıcı etkisinden yoksundu.
Tarihteki En Pahalı Orijinal Filmlerden Biri
Nolan’ın bugün Hollywood’da çalışan en ünlü yönetmenlerden biri olduğunu hatırlatmaya gerek yok. Yani dilediği bütçeyi alması çok da zor değil. Bu nedenle orijinal bir film olmasına rağmen (genellikle gişe rekorları kıran franchise ürünlerinden daha ucuzdur), stüdyo Nolan’a çalışmak için 205 milyon dolarlık devasa bir bütçe ayırdı.
Bu, orijinal bir film için büyük bir bütçe ve Tenet’i tüm zamanların en pahalı orijinal filmleri arasına sokuyor. Elbette Avengers: Endgame gibi filmlerin çok daha yüksek bütçeleri var. Çünkü marka/isim tanınırlığı nedeniyle geniş bir izleyici kitlesini çekme potansiyelleri söz konusu. Dolayısıyla, orijinal bir filme bu bütçenin verilmiş olması, stüdyonun Nolan’a duyduğu güveni de ispatlar nitelikte.
Bilime Sırt Çevirmedi
Tenet, bilimden çok hayal gücüne dayanan bir bilimkurgu eseri. Buna rağmen, Nolan filmde bilimsel gerçeklikten kopmadı. Gerçekçiliği veya en azından akla yatkınlığı elde etmek için Nobel ödüllü fizikçi Kip Thorne‘dan senaryoyu okumasını istedi ve eldeki kavramlar üzerinde çalışmak için biraz yardım talep etti. Hatırlanacağı üzere ikili, Insterstellar (Yıldızlararası) filminde de işbirliğine gitmişti.
Hâliyle gerçek bir akademik deha ile çalışmış olmak, Tenet’e büyük bir avantaj kazandırdı.
Kat, Elizabeth Debicki İçin Özel Olarak Yazıldı
Filmde Kat karakteri, aktris Elizabeth Debicki tarafından dikkat çekici bir şekilde canlandırıldı. Hatta rolün kendisi için biçilmiş kaftan olduğu bile söylendi. Bunun oldukça iyi bir nedeni var.
Oyuncu seçmelerinde göz dolduran Debicki, canlandıracağı karakterin yeni baştan düzenlenmesine yol açtı. Nolan’ın, hem yapımcı ortağı ve hem de eşi olan Emma Thomas‘tan etkilendiği tahmin ediliyor. Çünkü Emma Thomas’ın, Debicki’nin Widows’taki performansına hayran kaldığı biliniyor.
Kaynak | Telepreter Çeviri Ekibi