Semantik organizmalar olarak niteleyebileceğim diller için de biyolojik organizmalarda olduğu gibi doğal seçilim ilkeleri işliyor gibi. Bir dil ne kadar yaygınsa, yeni kelimeler üretmek için ne kadar dilbilimsel güce sahipse ve içinde yaşadığı toplumsal şartlardaki değişikliklere ne kadar kolay uyum sağlayabiliyorsa, yaşayakalma ve yeni nesiller tarafından konuşulmaya devam edilme şansı da o kadar fazla oluyor. Her yıl dünyadan silinmeye devam eden kabile dillerini, bir zamanların bilim dili Latincenin bugün geldiği noktayı, şu an okuduğunuz yazının kodlandığı Türkçe semantik organizmasının geçirdiği tarihsel dönüşümleri düşününce, kurduğumuz benzetmenin yerinde olduğunu söyleyebiliriz.
İngilizce bu bağlamda dünyadaki en güçlü semantik organizma. Kültürel yaygınlığı ve diğer semantik organizmalardan ödünç aldığı yabancı kelime dokularını bünyesi reddetmeden kendisine uyumlu şekilde dönüştürme yeteneği sayesinde bu konumunu uzun yüzyıllar boyunca koruyacağa benziyor. Bu semantik organizmadaki kelime hücrelerini barındıran yapılar arasında dünyaca bilinen “Oxford English Dictionary” – “Oxford İngilizce Sözlüğü”, her yıl dört kez güncelleme yayımlıyor ve İngilizceye yeni eklenen kelimeler, mevcut kelimelerin kullanımlarından doğan yeni ek anlamları dünya kamuoyuyla paylaşıyor. (Yeri gelmişken, Türkçe semantik organizmasına dair resmi kayıtları tutan www.tdk.gov.tr sitesinde de yararlanılabilecek zengin kaynaklar mevcut, incelemeyi ihmal etmeyelim.)
Oxford, geçtiğimiz günlerde 1400’ün üzerinde yeni kelimeyi sözlüğe kattıklarını basına duyurdu. Bunların arasında bazı sinema terimlerinin ve yönetmenlerin isimlerinden türetilmiş yeni sıfatların yer alması büyük ilgiyle karşılandı. (Tüm listeye buradan ulaşabilirsiniz) Listede yer alan kimi yönetmenleri, çektikleri bilimkurgu filmlerinden tanıyoruz. Gelin hep beraber bu yeni sıfatları, anlam karşılıklarıyla öğrenelim:
Spielbergian (Türkçe karşılık önerim: Spielbergyan)
1977’de yönettiği “Close Encounters of the Third Kind” – “Üçüncü Türden Yakınlaşmalar” ve 1982’deki E.T. filmleriyle bilimkurguda uzaylı janrına yeni bir bakış getiren Steven Spielberg için, bilimkurgu sinemasının gişe canavarı diyebiliriz. 1993’te Jurassic Park, 2001’de Yapay Zekâ, 2002’de Azınlık Raporu ve 2005’te Dünyalar Savaşı filmleri dünyada milyonlarca izleyiciye ulaştı.
Oxford sözlüğü “Spielbergian” kelimesinin anlam karşılığını “Steven Spielberg’in çektiği filmler gibi, fantastik ve insancıl temaları yoğun bir duygusallıkla barındıran” olarak vermiş. Kelimenin ilk kez kullanımına ise 1982’de Washington Post gazetesindeki bir makalede rastlandığı kaydı düşülmüş: “Spielbergyan evren sinsi ve ergence.-kibarca söyleyecek olursak banal.-”
Kubrickian (Türkçe karşılık önerim: Kubrickyan)
Bilimkurgu sinema tarihinin en efsanevi yapıtı olan 1968 tarihli “2001: A Space Odyssey” – “2001: Bir Uzay Destanı”nı çeken bir isim sözlükte yer almasın da kim alsın? Stanley Kubrick, neredeyse çektiği her film kült mertebesine yükselmiş bir sanatçı. 1971’de yönettiği diğer bir bilimkurgu filmi “Otomatik Portakal” da türün en iyileri arasında kabul ediliyor.
Oxford sözlüğü “Kubrickian” kelimesinin anlam karşılığını “Stanley Kubrick’in çektiği filmler gibi, kılı kırk yaran derecede bir mükemmeliyetçilik, film yapımının teknik yönlerinde ustalık, farklı janrlarda görsel yöntemlerle uygun sinematik atmosferi yaratabilme” olarak vermiş. Kelimenin ilk kez kullanımına ise 1968’de Vogue dergisindeki bir makalede şöyle rastlanıyor : “2001: Bir Uzay Destanı ilk sahnelerinde uzay yolculuğu ıvır zıvırını saplantı derecesinde bir yoğunlukta gösteren bir film. Sonrasındaysa aşikâr biçimde kişisel bir Kubrickyan mistisizmle beraber kozmosun içinde yaşam çevrimi, ölüm ve yeniden doğuş işleniyor. ”
Lynchian (Türkçe karşılık önerim: Lynchyan)
Oxford’un İngilizce sözlüğüne giren ve kariyerinde yönettiği bilimkurgu filmlerle de tanınan sonuncu yönetmen David Lynch. Karmaşık ve anlayabilmek için bazen 100 beyin gücünde olmanızı gerektiren kurgularıyla meşhur Lynch’in kamerasının değdiği bilimkurgu filmlerini gözden geçirdiğimizde karşımıza 1977’de çektiği, mutant bir bebeğin korku dolu öyküsünü anlattığı Eraserhead (Silgi Kafa) ve 1984’teki Dune: Çöl Gezegeni çıkıyor.
Oxford sözlüğü “Lynchian” kelimesinin anlam karşılığını “David Lynch’in çektiği filmler gibi, gerçek üstü (sürreal) ve tekinsiz öğeleri dünyevi ve gündelik hayatın içinde sunma, görsel imgeleri rüya benzeri bir kalitede gizem ve tehdit hissini vurgulamak için ard arda sıralamak” olarak vermiş. Kelimenin ilk kez kullanımına ise 1984’te Cinefantastique dergisindeki bir makalede şöyle rastlanıyor: “Eraserhead, onun diğerleriyle kıyaslandığında en öne çıkan ve katıksız Lynchyan filmi olarak yerini koruyacağa benziyor.”
Diğer Yeni Yönetmen Sıfatları
Yukarıda saydıklarımıza ek olarak, eklenen yeni yönetmen sıfatları arasında dikkat çekenleri şöyle listeleyebilirim: “Bergmanesque” (Ernst Ingmar Bergman), “Tarantinoesque” (Quentin Tarantino), “Bunuelian” (Luis Buñuel), “Capraesque” (Frank Capra), “Eisensteinian” (Sergei M. Eisenstein), “Godardian” (Jean-Luc Godard) –Godard’ın yönettiği Alphaville adlı yeni dalga bir bilimkurgu filmi bulunmaktadır.-, Tarkovskian (Andrei Tarkovsky) – Tarkovsky de Solaris (1971) ve Stalker – İz Sürücü (1979) adlı kült iki bilimkurgu filminin yönetmenliğini yapmıştır.- ve “Wellesian” (Orson Welles). –Welles, bir “e” harfi eksiğiyle soyadaşı H.G.Wells’in Dünyalar Savaşı romanındaki Marslıların Dünya’yı işgal ettiği pasajları 1938’de radyo tiyatrosuna uyarlayıp paylaştığında ABD’li dinleyiciler gerçekten de Marslıların Dünya’yı işgal ettiğini zannedip sokaklara dökülmüşlerdi. Bu radyo oyunun orijinal kaydını buradan İngilizce olarak dinleyebilirsiniz.-
Peki, Ya Carpenter?
Oxford İngilizce sözlüğünün yayımladığı bu yeni kelimeler listesinde yer verilen yönetmenlerin her biri, alanında gerçekten de zirveyi yakalamış isimler. Fakat sözlük, listede kült yönetmenlerden John Carpenter yer almadığı için sinematik organizmaların veritabanı arşivi IMDB sitesi tarafından eleştirildi. IMDB, Oxford’un listesine cevaben, kendi ürünü olan “Through The Lens” – “Objektifin İçinden” mini belgeselinin son bölümünde “Carpenteresk Neden Sözlükte Yer Almalı?” başlığıyla bu soruyu yöneltti. Yaklaşık 5 dakikalık belgeselde, Carpenter filmlerinden sahneler eşliğinde onun bir yönetmen olarak ayırt edici nitelikleri paylaşılıyor.
IMDB’ye göre Carpenteresk filmler “karanlık bir dünyada hapis kalma hissi, kasvetli öyküler ve mekânlar, kararsız ve kinayeyi seven kahramanlar, sert elektronik müzikler ve derilerin delik deşik edildiği korku dolu sahneler” özellikleriyle ayrı bir sıfatı hak ediyor. Mini belgeselde, Carpenter’ın kendine has stiliyle pek çok yönetmene de ilham verdiği dile getirilmiş. Bunların arasında en dikkat çekeni, 1984’te ilk Terminator’u çeken James Cameron. Deniyor ki, Terminator’ü “bilimkorku” türünün en nitelikli eserlerinden biri yapan şey, “Carpenteresk” bir atmosfere sahip olması. John Carpenter’ın kamerasının değdiği bilimkurgu filmleri arasında dikkat çekenleri şöyle sıralayabilirim: Mars’ın Hayaletleri (2001), Los Angeles’tan Kaçış (1996), Görünmez Adamın Maceraları (1992), efsanevi “They Live” – “Yaşıyorlar” (1988), romantik bir bilimkurgu olan “Starman” – “Yıldız Adam” (1984), “The Thing” – “Şey” (1982), New York’tan Kaçış (1981) ve bir bilimkurgu komedisi olan “Dark Star” – “Karanlık Yıldız” (1974). Kimisi kült nitelikteki filmlere imza atmış John Carpenter’ın isminin de sözlükte geçmesi gerektiği noktasında IMDB’ye katılıyorum.
Sizce Hangi Kelimeler Sözlükte Yer Almalı?
Oxford İngilizce sözlüğünde yaptığım ufak bir taramanın sonucunda, ilk defa 1905’te İngilizcede kullanılan “Wellsian” (H.G.Wells) ve ilk defa 1960’ta İngilizceye giren “Vernean” (Jules Verne) kelimelerinin yer aldığını buldum. Fakat maalesef “Asimovian” (Isaac Asimov) veya “Clarkeian” (Arthur C. Clarke) gibi, muhakkak yer alması gerektiğini düşündüğüm iki kelimeyi bulamadım. Bunlara “Guinesk” (Ursula K. Le Guin) kelimesini de ekleyebilirim.
Sizce İngilizce diline bir sıfat olarak girmesi gereken, bilimkurgu eserleriyle tanınan yazarlar ve yönetmenler başka kimler? Yazının altında yorum olarak önerilerinizi sunabilirsiniz. Kim bilir, belki de Oxford’un bir sonraki güncellemesinde bu kelimeler de sözlükte yer bulur.
Kaynakça: