Yakın gelecekte Alex J. Murphy adındaki bir polis memuru suçlular tarafından öldürülür. Ardından OmniCorp adındaki özel şirketin robotlar ve yapay zeka üzerindeki çalışmaları sayesinde Alex Murphy, Sibernetik Organizma (Cyborg) Projesi için uygun aday seçilir. Bu sayede adalet ve suç dünyasında yeni bir çağ başlamış olur.
Geçirdiği talihsiz olay yüzünden Alex Murphy’den akciğerleri, 1 eli ve beyni dışında geriye pek bir şey kalmaz. Dolayısıyla vücudun yaklaşık %80’i mekanik protez yapısındadır. Günümüz tıp alanı dahilinde uygulanan protezler kauçuk, vinil, akrilik, porselen, titanyum, altın ve benzeri maddelerden yapılır. Ancak Robocop’un vücudunu kaplayan zırh, bazal kısımdan titanyum takviyeli karbo-seramik ve karbon nanotüp temelli hafif, sağlam liflerden oluşan kevlar yapısındadır. Ancak antijenik özellik gösteren protezlerde görülen biyofilm (slaym + bakteri) yapısı sonucu bazı enfeksiyon tipleri oluşabilmektedir. Çünkü mikroorganizmalar, hücre dışına salgılanan protein ve polisakkaritler sayesinde tutunur. Bu yüzden sterilizasyon ve bakımı üst düzey olmalıdır. Fakat bir dolaşım sistemi ve kemik iliği bulundurmadığı için immün sistem üyelerinin üretileceği ve salınacağı bir yer yoktur. Bu da vücutta bulunmaya devam eden organlar için ciddi sorunlar yaratabilir. Dolayısıyla bu durumu sentetik bir yolla halletmek gerekir. İleri düzey yapay zeka sahibi, duyarlı nanobotlar gibi…
Onun dışında boşaltım sistemi de olmadığı için toksik maddelerin ve biyomekanik metabolizma sağlayan sıvıların süzdürüp atılması ve yenilenmesi lazım. Robocop, uçaklardakine benzer olarak herhangi bir ekstrem koşul üzerine baş (cranial) bölgesinde verileri kaydetmek amaçlı bir kara kutu bulundurur. Yine aynı bölgede temiz hava filtresi ve beyin kapsülü vardır. Kafatasının (cranium) ön bölgesinde gözlerin üzerini örten, fotoreseptörlerle veriyi işleyebilen mikro-dürbün ve harekete duyarlı odaklama sistemi mevcuttur. Üst kol kemiklerinde (humerus) yağ basıncı sağlayan motor ünitesi, bacaklarda ise acil durum hava kapsülü vardır. Uyluk kemiği (femur) bölgelesinde su basıncı sağlayan motor ünitesi mevcuttur. Baldır kemiği (fibula) ve kaval kemiği (tibia) yerine şok emici şasi iskeleti bulunmaktadır. Bu sayede yüksek irtifalara karşı dayanıklıdır.
Öte yandan hem omurilik yerine refleksleri ileri düzeye taşıyacak ve hem de omurilik işlevi görecek yapay zeka ünitesi bulundurması gerekmektedir. Elbette organik omuriliği darbelere karşı savunarak, motor refleksleri koruyup geliştirmenin başka yolları da bulunabilir. Beyin, normalde glukozdan enerji elde eder. Bu organik enerji yerine elektrik enerjisi ile tam işlevli bir humanoid makine yönetmek için 100.000 iPhone bataryası enerjisine denk gelecek bir enerji yoğunluğu gerekirdi. Aksi takdirde her gün şarj edilmediği sürece Robocop’un fonksiyonlarında azalma meydana gelecektir.
Robocop, postmodern durumumuz için mükemmel bir metafordur. Biyonik ve biyomekanik sistemlerdeki gelişmeler sayesinde Cyborg Antropolojisi üzerinde ilerleyebilir, kendimizi daha iyi anlayıp daha iyi değiştirebiliriz. Fakat belki de yapay zekanın doku/organ üzerindeki uyumunu sağladığımızda biz homo sapiens sapiensler de, o ”robot” dediğimiz inorganik elektro-mekanik organizmalara benzeyeceğiz. Hatta belki de onlara dönüşeceğiz? Ama bütün bu sorulardan önce sorulması gereken asıl sorunun ”farkımız nedir” sorusu olması gerekmiyor mu? Türümüzün ortalama ömrü 30 yılken; merak, bilginin hedonizmi ve yaratıcılığımız sayesinde bu sayıyı 3 katına çektik! Bilim, karbon temelli yaşam döngümüz üzerinde egemenliğini sağlıyor, sağlayamaya da devam edecek. Çünkü bilim; bu nehirleri geçmek için kullanabileceğimiz tek gerçek sandaldır…