Luc Besson’dan Bir Görsel Şölen: Valerian ve Bin Gezegen İmparatorluğu

Peşinen söyleyelim; muhteşem görselleri, harika efektleri, hoş müzikleri ve eğlenceli aksiyon sahneleriyle Valerian kesinlikle izlemeye değer bir film. Bunların yanında 1967’den beri aynı türdeki eserlere ilham veren bir çizgi romandan uyarlanmış olması, filmi türün meraklıları için daha ilgi çekici kılıyor. Uzay operasından hoşlanmasanız bile sinema salonunda oldukça eğleneceksiniz.

Peki Valerian ve Bin Gezegen İmparatorluğu‘nda ne eksik? Başroldeki Dane DeHaan (Valerian) ve Cara Delevingne (Laureline) ikilisinin oyunculukları fena olmasa da beraber pek uymamışlar ve karakterlerin ilişkisini yansıtamamışlar. Ayrıca filmin hikayesi çizgi romanlarından alışık olduğumuz kadar başarılı değil. Alışık olduğumuz kadar diyorum çünkü hikaye kesinlikle kötü değil, ancak yönetmenin önceki işlerinden 5. Element ile karşılaştırıldığında sönük kalıyor.

Valerian

Konu olarak, galaksi medeniyetlerinden oluşan birlikte lider konumdaki İnsan Hükümeti‘ne çalışan uzay ajanları Binbaşı Valerian ve Çavuş Laureline‘in hikayesini izliyoruz. Bu birliğin nasıl oluştuğuna ve insanların lider oluşuna dair süreç, filmin açılış sekansında günümüzden başlayarak oldukça eğlenceli bir biçimde anlatılıyor. Bu muhteşem açılış sekansı Skyfall veya Watchmen filmlerinin açılışları gibi efsane olabilir. Gelecekte tekrar tekrar açıp izleyebiliriz.

Açılış sekansından sonraki İnci Halkı sahnesi filmin devamındaki harika görsellik ve yaratıcılığın bir fragmanı gibi. Filmin devamında çok çeşitli uzaylı türleri ve onların yaşam alanlarını görüyoruz. Ayrıca bir arada yaşayan uzaylıların topluma nasıl katkı sağladığı, ne gibi işlerde çalıştığı, yaşamlarını nasıl sürdürdüğü de gösterilerek filme gerçekçilik katılmış. Özellikle Rihanna‘nın karakteri bu konuda oldukça etkili ve filmin güzel bir artısı.

Valerian

Rihanna’nın filme katkısının yanında, kendisini filme dahil etmek içinmiş gibi görünen yaklaşık yarım saatlik konuyla alakasız bir bölüm de yok değil. Burası filmin en eğlenceli bölümlerinden biri olsa da, hikayenin akışına herhangi bir katkısı olmadığı için çarçur edilmiş bir yarım saatten öteye geçemiyor. Oysa bu kayıp zaman karaktere derinlik kazandırmak için kullanılsa filmin sonu çok daha etkileyici olabilir, hatta Valerian’ı kült olacak filmler arasına sokabilirdi.

Vizyona girmeden önce en çok merak edilen şey, Luc Besson‘un Valerian’ı ikinci bir 5. Element çekme çabası olarak görüp görmediğiydi. Filmi izlediğinizde bunun tamamıyla yanlış olduğunu göreceksiniz. Bu iki film, benzer türde olmaları dışında çok az ortak noktaya sahipler. Luc Besson’un çocukluğundan beri Valerian çizgi romanları okuduğu ve 5. Element’i çekerken bu çizgi romanlardan etkilendiği biliniyor. Bu yüzden Valerian için Besson’un aslında en başından beri çekmek istediği film diyebiliriz. Zaten 5. Element’i yaratırken Valerian’ın çizeri Jean-Claude Mézières ile çalışmış. Luc Besson, 5. Element‘ten bir süre sonra Jean-Claude Mézières ve çizgi romanın yazarı Pierre Christin ile birlikte Valerian filmini çekmeyi düşündüyse de o zamanki görsel efekt teknolojisini yetersiz bulduğu için filmi uzunca bir süre ertelemiş.

Valerian

Nitekim çekimler başladıktan sonra bitmesi bir yıl gibi uzun bir zaman almış. Gişede beklenen başarıyı elde edememesine rağmen devam filmi çekilecek olsa bile, Valerianseverlerin bu devam filmine kavuşması da aynı şekilde uzun zaman alabilir. Yine de Valerian ve Bin Gezegen İmparatorluğu, Avrupa sineması için devrim niteliğinde bir film.

Filmin kaynak materyali olan Valérian et Laureline (Valerian ve Laureline) çizgi roman serisinin ortaya çıkış hikayesi de oldukça ilginç. Çizgi romanın yaratıcıları 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası, Fransa’yı bombalarken bir sığınakta tanışmış. Önce çok sevdikleri western tarzında bir çizgi roman yapmayı düşünmüşler ancak piyasada çok fazla western olduğu için vazgeçip bilimkurguya yönelmişler. Yarattıkları çizgi romanı tam 43 yıl boyunca yayınlamaya devam etmişler.

Valerian

Çizgi romanda filmden farklı olarak, insanlar zaman yolculuğunu bulmuştur. İnsanları birliğin lideri konumuna getiren de bu olmuştur. Laureline 11. yüzyıl Fransa’sında doğmuş bir köylü kızıdır. O tarihe yolculuk yapan Valerian’ı kurtardıktan sonra zaman ajanı olarak eğitilmiş ve Valerian’ın partneri olmuştur. Çizgi romanın yaratıcıları kahraman için, o dönemde var olmayan Laureline ismini uydurmuşlar. Ancak çizgi roman o kadar popüler olmuş ki insanlar kızlarına bu ismi vermeye başlamışlar. Şu anda binlerce Fransız kadın bu ismi kullanıyor.

Gene de Valerian ve Bin Gezegen İmparatorluğu uyarlamasının çizgi romandan bağımsız olduğu anlaşılmasın. Filmdeki olay örgüsü ve karakterler Empire of a Thousand Planets ile Ambassador of the Shadows ciltlerinden birebir uyarlanmış. Böylece izleyiciyi bir an bile sıkmayan Valerian ve Bin Gezegen İmparatorluğu ortaya çıkmış.

Yazar: Sadık Efe Sarıtunalı

Bilgisayarla fazla ilgilenir. Boş zamanlarında ise çizgi roman okur. Bir gram çizim yeteneği olmadığı için çuvalladığı çizgi romanlarından sonra en büyük hayali kendine bir çizer bulup çizgi roman yazarı olmak. En büyük tutkusu ise bilimkurgu.

İlginizi Çekebilir

netflix 1899 - black silence

Telif Savaşları #3: 1899 ve Black Silence

Netflix’in bilimkurgu/gizem türündeki dizisi 1899, yayımlandıktan sadece birkaç gün sonra Black Silence (Kara Sessizlik) adlı …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin