”Cumhuriyete olan inancımızı korumalıyız. Demokrasiye inanmaktan vazgeçtiğimiz gün, kaybettiğimiz gündür.” – Kraliçe Jamillia
Galaktik Cumhuriyet (ya da sadece Cumhuriyet), eski Galaktik Cumhuriyet’in ardıl devleti konumundadır. Coruscant merkezli Yıldızlararası bir ittifaktır. Her üye sistemin bir temsilci göndererek oluşturduğu Galaktik Senato tarafından yönetilir. Senato, baş gezegen Coruscant’ta bulunur ve Yüce Şansölye’nin liderliği altında toplanır. Şansölye, senato üyeleri arasından seçilir ve belli bir süreliğine yönetimde kalır.
Klon savaşlarına kadar, şansölyenin görevi tamamen oturum başkanlığına benziyordu. Fakat Klon Savaşları sırasında bu yetkiler genişletildi. Cumhuriyet’in organizasyon tipi federal parlamenter cumhuriyettir. Yüce Şansölye hem hükümet başkanı hem de ordunun başkomutanıdır. Resmi para birimi Cumhuriyet Kredisi‘dir. Aynı zamanda Datary, kredi veya galaktik kredi olarak da bilinir. Cumhuriyet Günü resmi bayram olarak kabul edilir ve her yıl kutlanır. Kuruluş tarihi 1032 BBY’dir. 19 BBY’de Galaktik İmparatorluğa, 4 ABY’de ise Yeni Cumhuriyet’e dönüşmüştür.
‘‘Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana tam ölçekli bir savaş olmadı.” – Sio Bibble
Klon Savaşları’ndan yaklaşık 1.000 yıl önce, galaksinin karanlık çağı sona erdi. Sith düzeni, 100 yıllık egemenlikten sonra yenilip köşesine çekildi. Ancak savaşta ağır yara almış Eski Cumhuriyet de daha fazla ayakta kalamadı ve kısa bir süre sonra kaçınılmaz sonuyla yüzleşmek zorunda kaldı. Hükümetin çökmesinin ardından, bir dizi yıldız sistemi birleşerek halef bir devlet kurdu: Galaktik Cumhuriyet. Yeni hükümet, yönetim organı olarak Galaktik Senato’yu yetkili kıldı. Her üye Senato’da kendi sistemlerini temsil edebilecekti. Cumhuriyet’in baş gezegeni ise, ünlü Coruscant oldu.
Cumhuriyet’in devlet başkanı Yüce Şansölye, Senatörler tarafından Senato içinden seçilecekti. Yeni Demokrasiyi koruma görevi Elit Senato Muhafızları tarafından icra edildi. Ordu dağıtıldığı için Senato Muhafızları önemli bir konuma sahipti. Zamanla Güç’ü kullanmayı öğrenen Jedi Düzeni, Galaktik Cumhuriyet’teki barışın ve adaletin korucuları haline geldi. Cumhuriyet, ayakta duran bir ordusu olmadığı için fiili kanun yaptırımlarını uygulaması adına Adli Güçler isimli asker-polis karışımı bir grup oluşturdu. Adli Güçler, Yargı Akademi’sinde eğitim görürler ve genelde Jedi komutanlarından galaksideki barışı ve güvenliği korumak amacıyla çeşitli görevler alırlardı.
”Senatörlerin yalnızca kampanyalarını finanse edenlerden hoşnut olmaya odaklandıklarına dair tecrübelerim var ve bu fonları elde edebilmek için demokrasin ayrıntılarını unutmaya istekliler.” – Obi-Wan Kenobi.
Yüzyıllar boyunca genişleyen Cumhuriyet, bunu güç ve kaba kuvvet kullanarak değil, adalet, güvenlik ve refah vaat ederek başarmıştır. Çekirdek Dünyalar ile yapılan ticaret birçok sistemi etkisi altına almıştı. Ayrıca yeni üyelerin Cumhuriyet’e katılmasıyla birlikte senatörlerin güçleri de azalıyordu. Bu yüzden çoğu senatör yeni üyelere karşı çok da sevecen değildi. Yeni üyeler, kendilerini yerel galaktik iktidar blokları ile aynı hizaya getirirken, davetleri yapan senatörlerin çoğu çekirdek sistemlerdendi. Bunun bir sonucu olarak, merkez dünyalar zenginlik ve refah içinde yaşarken, diğer sistemler yavaş yavaş yoksulluğa sürükleniyordu. Zamanla Cumhuriyet, genişlemeye ve güçlenmeye devam etti. Sonuç olarak, Galaksi yüzlerce yıl boyunca tam ölçekli bir savaşa maruz kalmadı. Ancak, hükümeti yöneten bürokratların ve senatörlerin birçoğu ortak çıkar yerine kendi çıkarları için çalışmaya devam etti.
Açgözlülük, yolsuzluk ve çekişme hükümeti içeriden yavaş yavaş yıkmaya başladı. Çekirdek, yeni kaynaklar bulmak amacıyla sömürgeleştirme politikasına girişti. Dış sistemlerdeki dokunulmamış gezegenler keşfediliyor, haritalandırılıyor ve kolonileştiriliyordu. Ek olarak eğer gittikleri gezegenlerde birileri varsa onlar ile çarpıcı anlaşmalar yapıyorlar veya daha basit olarak işgal ediyorlardı. Maceracı kaşifler sayesinde keşiflerin hızı da artıyordu. Birçok yeni sistem, kendilerini Galaksilerarası Bankacılık Klanı’nın elinde buldu. Bankalardan yüksek faizli krediler almaya zorlanan sistemler, kısa süre içinde klanın egemenliği altına girdi. Zaman ilerledikçe birçok yeni hiperuzay rotası bulundu. Kendilerini de rotaya eklemek isteyen sistemler, derhal senatoya başvurdular. Yolsuzluk sayesinde parayı basan sistemler bu hakkı da elde ettiler. Kültürel olarak Coruscant modası, sanatı, drama ve edebiyatı tüm Cumhuriyet’e yayıldı.
Çekirdek Dünyalar’dan gelen ziyaretçileri etkilemek isteyen birçok dünya, mimari tarzlarını Çekirdek’e benzetmeye başladı. Her alanı olduğu gibi, sanat alanını da Çekirdek Dünyalar domine ediyordu. Tabii diğer dünyalar bu durumdan çok rahatsızdı. Hele de Coruscantiler bu taklitlerden nefret ediyor ve diğer dünyalıları barbar olarak görüyordu. Öte yandan, federal bir ordu tarafından korunmayan dış dünyalar sık sık korsanların ve suç örgütlerinin de tacizlerine ve yağmalarına maruz kalıyordu. Tüm bunlar dış dünyaların kendilerini 2.sınıf vatandaş olarak görmelerine ve çatlamalara neden oldu. Yüzlerce yıl boyunca galaksinin iç dünyaları ile dış dünyaları arasında köklü bir nefret ve güvensizlik ortamı baş gösterdi. Dış dünyalar, sosyal ve ekonomik adaletsizliğin kurbanları olduklarına inandılar.
Adli güçlerin dış dünyaları korumakta yetersiz kalması, Cumhuriyet’in verimsiz dünyalara yardım etmek istememesi gibi nedenlerden dolayı, Outer Rim bölgesinde bulunan kültürel ve ekonomik açıdan gelişmiş gezegenler Seswenna Sektörünün korunması amacıyla Outland Bölgeler Güvenlik Gücünü oluşturdular. Bu gücü oluşturan gezegenler bankalar tarafından finanse edildi ve yüzlerce üye, illegal silah tacirlerinden gemileri için lazer ve iyon topları aldı. Ancak tüm çabalara rağmen bölge yine de korsanların ve örgütlerin hedefi olmaktan kurtulamadı. Sadece korsanlar ve örgütler değil, Naboo istilasından 1 yıl kadar önce aşırı derecede güçlü olan Ticaret Federasyonu da bölgeyi abluka altına almıştı. Naboo işgalinden kısa bir süre önce, Outer Rim’de bulunan Eriadu gezegeninde bir ticaret zirvesi düzenlendi. Yüce Şansölye Finis Valorum burada Wilhuff Tarkin tarafından yüz üstü bırakıldı.
”Cumhuriyetin artık işlev görmediği benim için açıktır. Senatoya akıl sağlığı ve merhamet getireceğinize dua ediyorum.” – Kraliçe Amidala’dan Senatör Palpatine’e.
İyi niyetli Finis Valorum’un tüm çabalarına rağmen, Ticaret Federasyonu Naboo gezegenini işgal etti. Ayrıca Darth Sidious’tan aldığı emir üzerine Nute Gunray, Şansölye Valorum’un gönderdiği Jedi ustası Qui-Gon Jinn ve çırağı Obi-Wan Kenobi’yi öldürmeye çalıştı. Öldürme teşebbüsü başarısız oldu ve Jedi’lar Naboo’ya kaçtı. Daha sonra 2 Jedi, kraliçeyi alıp Coruscant’a götürdüler. Bu yolculuk sırasında usta Qui-Gon, Anakin Skywalker’ı keşfetti. Coruscant’a vardıklarında Senato’ya çıkan Kraliçe, Senato’nun durum karşısında kayıtsız kalması sebebiyle derin bir üzüntü duydu. Bu sırada Naboo Sistemi Senatörü Palpatine, mevcut hassas durumu kullanarak Kraliçeyi Yüce Şansölye için güvensizlik oyu vermeye ikna etti. Oylama yapıldı.
Böylece Palpatine bir sonraki Yüce Şansölye olma şansını artırdı. Senato’da hiçbir sempati bulamayan Amidala, gezegenine döndü ve uzun yıllar düşman olduğu Gungan halkı ile bir ittifak kurdu. Gungan Büyük Ordusunun yardımıyla Naboo Kraliyet Güvenlik Güçlerinin üyelerini kurtardılar ve Anakin Skywalker’ın yardımlarıyla yörüngedeki Droid kontrol gemisini yok edip istilayı bitirdiler. Bununla birlikte, zaferin bir maliyeti oldu. Usta Qui-Gon, Darth Maul tarafından öldürüldü ve Jedilar bu saldırının arkasında kimin olduğunu öğrenemedi. Naboo işgalden kurtulduktan sonra Palpatine, Yüce Şansölye olduğunu bizzat duyurmak amacıyla Naboo’da düzenlenen büyük geçit törenine katıldı ve Anakin Skywalker’a, eğitimini büyük bir ilgiyle izleyeceğini söyledi.
”1.000 yıldır ayakta duran bu Cumhuriyetin ikiye bölünmesine izin vermeyeceğim. Müzakerelerim başarısız olmayacak.” | ‘Eğer başarısız olurlarsa, Cumhuriyeti korumak için yeterli Jedi olmadığını anlamalısınız. Biz barış koruyucularıyız, asker değil.” – Senatör Palpatine ve Jedi Ustası Mace Windu.
Naboo krizini takiben, Ticaret Federasyonu’nun Outer Rim üzerindeki tekeli yıkıldı. Ayrıca Finis Valorum’un başarısız stratejileri yüzünden birçok kriz meydana geldi. Valorum sonrası Şansölye Palpatine, Yüce Şansölye görevine atandı ve gerçek niyetine karşın kamu yararına çalışan yumuşak huylu bir insan portresi yarattı. Bununla birlikte, Çekirdek ve Dış Bölgeler arasındaki gerilim hızla tırmanmakta ve çoğu kişi büyük bir savaşın kaçınılmaz olduğuna inanmaktaydı. Naboo’nun işgalinden yıllar önce olası bir çatışmayı öngören Jedi Ustası Sifo-Dyas, bir ordu oluşturulması için çalışmalara başladı. Kararlı Sifo-Dyas, usta klon üreticileri Kaminonular ile temas kurdu ve Senatonun emri altında gizli bir klon ordusu yaratma planını uygulamaya koydu. Sifo-Dyas’dan habersiz, Kamino Başbakanı Lama Su ile temas kuran Darth Sidious, gelişimin 3. aşamasında klonlarabir çip yerleştirilmesi talimatını verdi. Bu çip, tüm klonları tek bir emirle Jedi’lara karşı döndürebilecekti.
8 yıl boyunca Jedi Düzeninden uzak kalan ve Darth Sidious’un çırağı olup Darth Tyranus adını alan kurnaz kılıç ve siyasi idealist Kont Dooku, Oba gezegeninde Usta Sifa-Dyas’a suikast düzenleyip onu öldürdü. Sifo-Dyas’ın cesedini ortadan kaldıran ve Jediları onun Felucianlar tarafından öldürüldüğüne inandıran Dooku, daha sonra Jedi arşivlerinden Kamino gezegeni hakkındaki tüm bilgileri sildi. Naboo’nun işgalini izleyen 10 yıl boyunca hiç kimse Dooku’nun nerede olduğunu bilmiyordu. Gerçekte ise Dooku, Kashyyyk, Sullust ve Onderon gibi gezegenlerde siyasi kargaşa yaratmak ile meşguldü. Yag’Dul’ı ve Sluis Van’ı kendi yanına çekip güneyde bir ayrılıkçı birliği yaratmayı planlıyordu. Artık savaş yaklaşıyordu. Herkesin tarafı yavaş yavaş belli olmaya başladı. Dış Sistemlerden bazıları yüzlerce yıldır devam eden adaletsizlik ve güvensizlik ortamına bir dur demek için ayrılıkçı isyana katılmaya başladı. Savaşın çok yakın olduğunu anlayan ve ustasını öldüren kişiyi ararken Kamino gezegenini bulan Obi-Wan Kenobi sayesinde Senato, derhal askeri yaratma kanununu hayata geçirdi. Daha sonra, Geonosis gezegeninde esir düşen Kenobi’yi ve yaklaşık 200 Jedi’yı kurtarmak için Yüce Şansölye’ye gerekli güçler verildi ve Cumhuriyet’in Büyük Ordusu ilk savaşına girmiş oldu.
”Klonlar olmasaydı bu zaferi kazanamazdık.” | ”Zafer? Zafer mi dedin? Usta Obi-Wan zafer değil. Karanlık tarafın örtüsü düştü. Başladı, Klon Savaşları.” – Usta Obi-Wan ve Usta Yoda.
Klon Savaşları’nın ilk büyük muharebesi olan Geonosis Savaşı’yla birlikte nihai silahın planları Dooku tarafından Geonosis ırkından alınıp Darth Sidious’a teslim edildi. Aynı zamanda, yeni kurulan Bağımsız Sistemler Konfederasyonu’nun üyeleri, klonların saldırısı dolayısıyla gezegeni terk ediyordu. Cumhuriyet zaferi ile sonuçlanan savaşın sonrasında, Dooku gizlice Coruscant’a geldi ve planlanan savaşın başladığını bildirdi. Jedi Konseyi, senatoyu bir Sith’in kontrol ettiğinden şüpheleniyordu. Yine de, Geonosis Savaşı, Cumhuriyet için açık bir zaferdi. Ancak Ayrılıkçı İttifakı’nı yok etmek için yaklaşan savaş, 3 yıl boyunca galaksiyi yıkımın eşiğine getirdi. Geonosis Savaşı ile birlikte, galaksiyi 3 yıl boyunca kaosa sürükleyecek savaş da başlamış oldu. Galaksideki sistemler, Galaktik Cumhuriyet ile Bağımsız Sistemler Konfederasyonu arasında seçim yapmaya zorlandılar. Çok sayıda diplomatik elçi, yerel dünyaları Cumhuriyet’e katılma konusunda ikna etmeye girişti.
Savaş tüm şiddeti ile devam ederken, iki tarafın liderlerine de çeşitli suikast girişimleri yapıldı. Her ne kadar kötü bir şey olsa da savaş sayesinde teknolojide de birçok ilerleme kaydedildi. İki taraf da hem sağlık, hem askeri, hem de diğer alanlarda çeşitli teknolojiler geliştirdiler. Örneğin bir ayrılıkçı bilim adamı olan Nuvo Vindi, kadim bir virüs olan Mavi Gölge Virüsünü tekrar hayata döndürdü. Bu virüs galaksi genelinde milyarlarca kişiyi öldürme yeteneğine sahipti. Ayrıca bu sırada Galaktik Cumhuriyet de deneysel Elektro-Proton bombasının testlerine başladı ve düşman üzerinde denedi. Deneme hem yararlı oldu, hem de zararlıydı. Bomba, droidleri devre dışı bıraktı. Aynı zamanda gezegen üzerinde de devasa çukurlar açılmasına neden oldu. Bunlar dışında Galaktik Cumhuriyet, Zillo canavarının derisini kullanarak bir zırh geliştirmeye çalıştı. Hatta görünmez olabilen bir gemi bile geliştirdi. Dahası, klonların zırhları üzerinde geliştirmeler de yapıldı.
‘‘Demek özgürlük böyle ölüyormuş… Bir sürü alkışla.” – Padme Amidala.
Jedilar ve onların emri altında hizmet edenler savaş sırasında sayısı hatırlanamayacak kadar kahramanca hareketler sergilediler. Kahramanlık ve cesaret hikayeleri dilden dile, gezegenden gezegene anlatılmaya başlandı. Yıllar geçtikçe artan savaş yorgunluğu hızla büyümeye devam ediyordu. Birçok kişi Jediların asıl görevleri olan barış koruyuculuğunu terk ettiğine inanmaya başladı. Jediler, savaşta askeri komutanlar olarak görev alıp Cumhuriyet zaferi için hareket ettiler. Bu süreçte çok fazla kayıp verip galaksideki etkilerini kaybettiler. Wilfuff Tarkin gibi subayların Jediların ordudan çıkarılmasını talep etmesi ve diğer politik yenilgiler nedeniyle Jedi Düzeni çok fazla zarar gördü. Ayrıca Tarkin, Jediların Klon Savaşını kazanmada bir engel olduklarını düşünüyordu. Savaş, Sheev Palpatine’in, Yüce Şansölye olarak görevinin normalden daha fazla sürmesine ve Şansölyenin olağanüstü yetkiler almasına neden oldu.
Palpatine hem orduyu, hem de siyaseti kendisine bağlamaya devam ediyordu. Ayrıca gizliden gizliye Bankacılık Klanını gözetim altında tutuyordu. Cumhuriyet, demokrasiyi kaybetmek üzereydi fakat senatörlerin savaşı kazanma konusundaki arzuları gerçeği görmelerine engel oluyordu. Buradan bakınca Sheev Palpatine ve Star Wars bize siyasetin yanlış kişilerin eline geçince ne kadar kötüye kullanılabileceğini gösteriyor. Ayrılıkçı Gölge Besleme Operasyonu ve Kont Dooku’nun manipülasyonları sonucu Cumhuriyet’in militarizasyonu hızlandı. Yaklaşık 3 yıl süren savaşın ardından Konfederasyon, öldürülen Kont Dooku ve general Grievous’ın kayıplarıyla ağır darbeler aldı.
Cumhuriyet iç savaşı bitirmek için Dış Bölgelerdeki kuşatmayı artırıyordu. Savaş boyunca Yüce Şansölye’nin aldığı yetkiler Cumhuriyet tarihinde görülmemiş seviyelere ulaştı. Bazı senatörler bundan endişe duyarken diğerleri umursamıyordu. Bu nedenle Konsey üyeleri ve bazı senatörler, demokrasinin korunması için gereken seçenekleri değerlendirmeye başladılar. 2.000 senatör, Yüce Şansölye’nin acil durum yetkilerini bırakması için imza toplayıp, gerekli işlemlere başladı. Sonuç olarak, Şansölye hakkındaki şüpheler Anakin Skywalker gerçeği ortaya çıkardığında kanıtlanmış oldu. Şansölye bir Sith lorduydu. Bu haber üzerine derhal harekete geçen Jedi konseyi, Şansölye’yi tutuklamak için Jedi Ustaları Mace Windu, Agen Kolar, Saesee Tiin ve Kit Fisto’yu gönderdi. Şansölye 4 Jedi ile düelloya girdi.
Mace Windu dışında diğerlerini kolayca öldürdü. Mace Windu ve Darth Sidious savaşırken Anakin geldi. Windu, Şansölye’nin çok tehlikeli biri olduğunu belirtti ve onu tam öldürmek üzereyken Anakin tarafından durduruldu. Bu olaylar sonucu, Anakin Skywalker karanlık tarafa geçti. Emir 66 ile Jediların neredeyse tamamı katledildi. Daha sonra Şansölye, Senato’ya gidip kendisini “mağdur” göstererek Senato’yu manipüle etti. Yüce Şansölye Palpatine, şu sözler ile Galaktik Cumhuriyeti 1. Galaktik İmparatorluk, kendisini ise imparator olarak ilan etti:
‘’Güvenliği ve istikrarın devamını sağlamak için Cumhuriyet, 1. Galaktik İmpatorluk olarak yeniden düzenlecektir. Daha güvenli ve sağlam bir toplum için…’’
İmparatorluğun kurulması ile Cumhuriyet ve demokrasi devri son bulmuş, tek adam ve dikta rejimi egemen olmuştu.
”Bir adamdan oluşan bir ordu. Ancak iş için doğru kişi.” – Bir Klon Asker.
Buraya kadar Cumhuriyet’in siyasi, ekonomik ve askeri tarihini ele almaya çalıştık. Buradan sonra biraz da Cumhuriyet’in Büyük Ordusuna bakalım. Galaktik Cumhuriyet, kuruluşundan Klon Savaşlarına kadar bir orduya sahip değildi. Ayrılıkçı tehdidin baş göstermesiyle birlikte, klon teknolojinde usta bir ırk olan Kaminolular’a Jango Fett’ten alınan DNA örnekleri kullanılarak güçlü, akıllı ve modern bir ordu siparişi verildi. Ordunun büyüklüğü tam olarak bilinmese de ilk başta 100.000 askerden oluşan bir birim hazırlandı. Daha sonra bu rakam milyonlara çıktı. Cumhuriyet filosu ise, birçok farklı güçte ve büyüklükte gemiden oluşuyordu.
Bu gemilerin en güçlülerinden birisi Venator-Sınıfı Cumhuriyet kruvazörüdür. 1.137 metre uzunluğunda 548 metre genişliğinde ve 268 metre yüksekliğinde olan bu gemi, hem Galaktik Cumhuriyet hem de Galaktik İmparatorluk filosunda hizmet vermiştir. Jedi Kruvazörü olarak da tanınır. Geminin maksimum atmosferik hızı 975 KM/H, maksimum ivmesi ise 3.000 G’dir. Çok hızlı bir hiper uzay motoruna sahiptir. Ana hiper motoru Sınıf-1.0, yedek hiper motoru Sınıf-15’dir. Etkili hiper uzay mesafesi 60.000 ışık yılıdır. 4 ağır proton torpido tüpü, çekici ışınları, 52 nokta-savunma tareti, orta sınıf çift çıkışlı 2 turbo lazer topu ve 8 ağır turbo lazer topu bu geminin saldırı yönünü oluşturur. 7.400 mürettebatı bulunur. 2.000 asker taşır.
Hazırlayan: Halil Furkan Türkmen