Kimi filmler vardır, doğrudan bilimkurgu olmak gibi bir amaçları yoktur. Ancak, teknoloji güzellemesi denebilecek atmosferleri, kötü adamların teknolojilerine karşı kendi teknolojilerini kullanan iyi adamların maceralarını anlatan öyküleri veya teknolojiye karşı savaşanların destanını işleyen konularıyla bilimkurguya göz kırparlar.
Çoğunlukla aksiyon türündeki bu filmlerde, yeri gelir ileri teknoloji silahlara sahip kötü insanlara veya teröristlere karşı savaşılır. Yeri gelir, hükümetin geliştirdiği bir yenilik veya icat çalınır ve bulunmasına çalışılır. Yeri gelir, teknolojinin ahlaki yönleri sorgulanır.
İşte, bu tarz filmlerden bazılarını sizler için derledik.
1982 tarihli Firefox, anılması gereken ilk filmlerden biridir. Clint Eastwood’un hem yönetip hem başrolünde oynadığı filmde SSCB, düşünce gücüyle uçurulabilen ve çok ileri teknoloji ile donatılmış bir uçak prototipi geliştirmiştir. ABD Genelkurmay’ı, Anne tarafından yarı Rus olan pilot Mitchell Gent’ten bu uçağı çalmasını ister.
Senaryosunu John Carpenter’in yazdığı 1986 tarihli Black Moon Rising de buna yakın bir konuya sahiptir. Profesyonel bir hırsız, bu kez ABD hükümeti tarafından bazı dosyaları çalması için tutulur. Ancak dosyalar ileri teknoloji ile donatılmış prototip bir arabadadır ve onu çalmak sanıldığı kadar kolay değildir.
1996 tarihli Broken Arrow ise aksiyon dâhisi yönetmen John Woo tarafından çekilmiştir. Yönetmenin favori oyuncusu John Travolta ile ABD ordusu envanterinden çalınan nükleer başlıkların peşine düşeriz.
1997 tarihli Peacemaker, kadın bir yönetmen tarafından çekilmiş ender aksiyon filmlerinden biridir. SSCB’nin dağılmasının ardından bu ülkenin karaborsaya düşen nükleer başlıklarını George Clooney ve Nicole Kidman ile birlikte biz de aramaya başlarız. Karaborsada satılan ileri teknoloji ürünler hayret vericidir.
Yine 1997 tarihli ve yine John Woo tarafından yönetilen Face/Off filmi de hem ileri teknoloji plastik cerrahi bir operasyon sonucunda gelişen olayları anlatması hem de filmde görülen manyetik zeminli hapishanesi ile bilimkurguya göz kırpan bir başka aksiyon filmidir. Nicolas Cage tarafından canlandıran organize suç örgütü lideri Caster Troy, büyük bir kimyasal bombayı belirli bir tarihte patlamak üzere bilinmeyen bir yere saklamıştır. Ancak John Travolta tarafından canlandırılan polis Sean Archer ile girdiği çatışma sonucunda yaralanır ve komaya girer.
Sean Archer’ın yapabileceği tek bir şey kalmıştır: Caster’ın kardeşi Pollux’tan bombanın yerini öğrenmek. Ancak Pollux, ağabeyi dışında kimseyle konuşmayan nevrotik bir kişiliktir. Sıra dışı bir operatör doktor, insanların yüzünü keserek baştan aşağı bir başkasının yüzü ile değiştirebilmektedir. Archer, bu operasyona girerek değişen yüzü sayesinde Pollux ile iletişim kurmayı dener. Ne var ki Castor Troy, bir şekilde hafızasını geri kazanır ve Archer’dan yüzünü geri almak için intikam peşine düşer.
1998 tarihli Mercury Rising, artık 100 yaşına merdiven dayamış Harold Becker tarafından çekilmiştir. Yine ve yeniden sorunlu bir polisi oynayan Bruce Willis abimiz, hükümetin geliştirdiği çok pahalı ve gizemli bir şifreyi çözen otistik bir çocuğu korumaya çalışmaktadır.
2001 yılında ise o dönem olay yaratan Sword Fish filmi çekilir. Aksiyon sinemasında saygın bir yere sahip yönetmen Dominic Sena imzalı filmimiz, yeni dünya düzenine göndermelerde bulunan alt metinleri ve 11 Eylül saldırılarının hükümetin işi olduğunu ima eden diyalogları ile bayağı tartışmalar yaratır. Wolverine rolüyle gönlümüzde taht kuran Hugh Jackman’a John Travolta, Halle Berry ve Don Cheadle eşlik eder. Hackerlar, yazılım geliştirmeler, siber güvenlik ve siber casusluk konularını doğrudan konu olarak seçen az sayıda film arasındadır. Ayrıca film, Türkiye’nin başkentinden İstanbul diye bahsetmesi sonucu ülkemizde bir dönem dalga konusu olmuştur.
2008 yapımı Eagle Eye filmi de yine bayağı bayağı bilimkurgu denebilecek bir filmdir. 2000’lerin ortalarında saman alevi gibi parlayıp sönen yönetmenimiz DJ Caruso, Transformers serisinden tanıdığımız Shia LeBeouf’ü MOBESE sistemi ile takip ederek öldürmeye çalışan bir kadından kurtarmaya çalışır. Person Of Interest dizisinin ilham aldığı barizdir.
2013 tarihli Paranoia filminde ise ağırlıklı olarak romantik komedi işleri yapan Robert Luketic, farklı bir tür deneyip çuvallamıştır. Harrison Ford ve Gary Oldman rakip iki sanayicidir ve Thor rolüyle tanınan Chris Hemsworth’un kardeşi Liam Hemsworth de bu iki şirket arasında sanayi casusluğu yapmaktadır.
Andrew Niccol ve Ethan Hawke ikilisi, 2014 çıkışlı Good Kill filminde yeniden bir araya gelir. SİHA teknolojisinin ahlâkî yönlerini sorgularken bizleri de düşünmeye iter.
Elbette bilimkurguya göz kırpan anlatıma sahip tonla film var. Biz aralarından en ilginç bulduklarımızı seçtik. Bunlardan bazıları gerçekten izlenmeye değer filmler. Ayrıca bu tarz teknoloji güzellemesi yapan filmleri izlemek, biz bilimkurgu sevenler için keyif verici de olabiliyor.
İyi seyirler.