İzlenmesi Gereken Yapay Zekâ Temalı Bilimkurgu Filmleri

Geçmişten günümüze, sinema dünyası yapay zekâ kavramını çeşitli olasılıklar dâhilinde ele alıyor. Kimi zaman alt edilmesi güç bir düşmanken, kimi zaman iyi bir dost olan yapay zekâ destekli bu karakterler, bilimkurgu heveslileri için de ayrıcalıklı hoş saatler sunuyor. Bilimkurgu edebiyatının sinema dünyası üzerindeki etkisinden sıyrıldığımızda onun bilimi de yönlendiren büyük bir güç olduğunu kavrıyoruz. Bugün kategorilere ayrıştırılmış çeşitli bilgisayar sistemlerini ve buralarda kullanılan algoritmaları geleceğin sezgi sahibi robotlarının ilkel ataları olarak görebiliriz.

İşte karşınızda izlenmesi gereken yapay zekâ temalı bazı bilimkurgu filmleri. İyi seyirler…

A.I. Artifical Intelligence

yapay zeka 3

Steven Spielberg’in yönettiği filmde David isimli çocuğun kendisini insan sanması ve çocuğu olmayan aileler için üretildiğini kabullenmesi süreci anlatılıyor. Hayli hüzünlü bir tempoda ilerleyen A.I. türün en sevilen filmlerinden biri olmayı başardı.

Autómata

Automata

Gabe Ibáñez’in yönetmenliğini yaptığı film, yapay zekâ sahibi robotlar karşısında açık ara geride kalmış insanlığı ve kendi kurallarını yaratma derdinde olan robotları konu ediniyor.

Bicentennial Man

Bicentennial Man

Isaac Asimov’un “The Positronic Man” isimli kısa hikâyesinden uyarlanan filmin yönetmen koltuğunda Chris Columbus oturuyor. Filmde insana dair özelliklerin cazibesine kapılmış sıradan bir robotun serüvenini izliyoruz.

Blade Runner

Philip K. Dick‘in “Do Androids Dream of Electric Sheep?” (Android’ler Elektrikli Koyun Düşler mi?) adlı eserinden yola çıkılarak çekimi yapılan seri, siberpunk tutkunlarının bir numarası oldu. Kendisini yaratan mühendislerden bile zeki olan robotların varlık mücadelesine şahit olduğumuz seride, varoluş sorgulamalarıyla da karşılaşıyoruz.

Chappie

Neill Blomkamp’ın yazıp yönettiği film, yakın gelecekte robotların polislik yapmasıyla ilgili görüntülerle açılış yapıyor. Bir suç çetesinin manipülasyonuna maruz kalan Chappie, dokunaklı ve duygusal hareketleriyle izleyenlerinin gönüllerini almayı başarıyor.

Demon Seed

demon-seed-17

Donald Cammell’in yönettiği film, yapay zekâ sahibi bir ev sisteminin kendi varlığının farkına varması ile birlikte Susan isimli kadına olan tutkusunu konu ediniyor. İlginç çıkarımlara ve yer yer erotik sahnelere sahip olan film, kendi türü içinde hatırı sayılır bir yere sahip.

Electric Dreams

Steve Barron’un yönettiği filmde bilgisayar sahibi olmanın büyük önem taşıdığı bir dönemde evine kurduğu bilgisayar aracılığı ile sevdiği kadına kur yapmaya çalışan gencin, bilinç kazanmaya başlayan bilgisayarı ile mücadelesi konu edinmektedir.

Endhiran

Shankar tarafından yönetilen Endhiran, Hint yapımları arasında adından en fazla söz ettiren bilimkurgu filmlerinden biri olmayı başardı. İnsanlığa fayda sağlaması amacıyla üretilmiş bir robotun zamanla duygusal karmaşa yaşaması ve ahlaki ölçütler konusundaki çelişkileri filmin ana çıkış noktasını oluşturuyor.

Eva

Kike Maillo’nun yönettiği film, genç bir araştırmacının robotlar üzerinde tasarladığı bir projeyi konu ediniyor. Projeye konu olan çocuk robot üretme fikri filmin en güçlü çıkış noktası.

Ex Machina

Alex Garland’ın yazıp yönettiği film, emsallerinden açık ara iyi işlenmiş bir konuya sahip. Güçlü alt metinlerle sıkı psikolojik tekniklerin harmanlandığı ve gerilim çizgisinde ilerleyen filmde yapay zekâ sahibi bir robotun varoluş sürecine odaklanılıyor.

Her

her

Spike Jonze’nin yazıp yönettiği film, umutsuz bir aşığın yapay zekâ ile olan ilişkisine odaklanıyor. Duygu yüklü bu filmde aşk kavramını enine boyuna sorgulamamıza yetecek çok sayıda emare var.

Interstellar

Usta yönetmen Christopher Nolan’ın yönettiği film, bilimkurgu sinemasında çıtayı iyiden iyiye yükseltmiştir. İnsanlığın soyu tehlike altındadır ve bu sondan kurtuluş ancak uzayda yapılacak yeni bir keşifle mümkün olacaktır. Sinematografik başarısına ve iyi oyunculuklarına iyi müzikler de ekleyen film, izleyenleri teorik fizik hakkında meraklandırması bakımından da önemlidir.

I, Robot

i robot

Alex Proyas’ın yönettiği film, Isaac Asimov’un eserleri hakkında da bilgiler sunuyor. Keyifli ve samimi bir anlatı yolunu seçen I, Robot, robotların etkin bir şekilde toplum hayatına entegre olduğu bir dönemde cinayet şüphelisi olan bir robot hakkında yapılan soruşturmayı konu ediniyor.

Metropolis

metropolis

Fritz Lang’in 1927 yılında yarattığı Metropolis, kendisinden sonra gelen tüm bilimkurgu eserlere ilham vermeyi başardı. Gelecek hakkındaki öngörüleri ile dikkat çeken filme ait karanlık tespitlerin günümüzde de tartışma konusu olduğu gerçeği ise maalesef değişmedi.

Moon

Duncan Jones’un yönettiği film, Ay üzerindeki tesislerde görevli Sam isimli çalışan ile ona yardımcı olması için tasarlanmış Gerty isimli bilgisayar sistemi arasında geçen olaylara odaklanıyor.

Morgan

Seth W. Owen‘ın yazdığı, Luke Scott‘ın yönettiği Morgan, insanlarla olan dostluğunu bir çırpıda kesip atan bir yapay zekâ destekli robotu ve onunla mücadele etme gayretinde olan bilim insanlarının hikâyesini anlatıyor. Bir robotun “hayatta kal” içgüdüsüne sahip olması ile başlayan olaylar zinciri, filmin eksik yönlerine rağmen izlenmeye değer sahneler sunuyor.

Oblivion

Joseph Kosinski’nin yönettiği film, Jack Harper isimli teknisyenin rutin görevleri ile başlıyor. Zamanla sayısız sürprizlere gebe olan film, simülasyon kavramını da emsallerinden farklı bir kurgu ile kullanıyor. Güçlü görsel efektlerle süslenmiş yapım, kıyamet sonrası yaşanacaklarla ilgili umut verici bir yolu tercih ediyor.

Prometheus

Prometheus 3

Yönetmenliğini Ridley Scott’ın üstlendiği film, Alien üzerinden yapılan eleştirileri savuşturmayı başarıyor ve David isimli android karakteri ile yapay zekâ hakkında gerilim dolu sahneler yaratıyor.

Robot & Frank

Yakın gelecekte geçen hikayede emekli bir hırsız olan Frank’in iki yetişkin çocuğu vardır ve çocukları babalarının artık yalnız yaşayamayacağını düşünmektedirler. Bu nedenle onu huzurevine yerleştirmeyi isterler. Ancak Frank’in oğlu farklı bir şey yapmaya karar verir. Yaşlı adamın itirazlarına rağmen ona yürüyen ve konuşan, sahibinin fiziksel ve akli sağlığının gelişmesine yardımcı olan bir robot alır.

Simone

Yönetmenliğini Andrew Niccol’un üstlendiği film, çaresiz kalmış bir yönetmenin kurtuluşu sanal ortamda yaratılmış bir oyuncuda bulmasıyla başlayan garip ikilemleri konu ediyor. Sanal karakterin kısa sürede hayli ünlü olması ise hem programcıyı hem de yönetmeni zora sokacaktır.

Short Circuit

John Badham’ın yönettiği film, bir robotun öz farkındalığa sahip olması ile birlikte varlığından kuşkulanan kimselere karşı verdiği mücadeleyi anlatıyor.

Tau

TAU

Federico D’Alessandro’nun yönettiği film, deneylerde kobay olarak kullanılmak üzere esir alınmış insanlarla ilgili görevleri yürüten yapay zekâ sahibi Tau’nun sorgulama ve idrak yeteneğine odaklanıyor.

The Day The Earth Stood Still

the-day-the-earth-stood-still

Robert Wise’in yönettiği 1951 çıkışlı film, 2008 yılında Scott Derrickson’ın yönetiminde tekrar beyaz perdeye aktarıldı. Dünya’ya gelen bir uzaylının insanlığı yok etmeyi amaçlaması, daha doğrusu insanlığın bu gezegeni hak etmediğine inanması üzerine kurulu senaryoda soğuk savaş döneminin taraf devletlerine ait refleksler de açıkça görülebiliyor. Gort adı verilen robotun tehlike anlarında harekete geçmesi filmi daha da ilginç kılıyor.

The Hitchhiker’s Guide To The Galaxy

hitchhikers-guide-to-the-galaxy-arthur-marvin

Douglas Adams’ın aynı adlı romanından uyarlanan filmin yönetmeni Garth Jennings. Film ve kitap hakkındaki sayısız tartışma süredursun, The Hitchhiker’s Guide To The Galaxy izlenmesi gereken önemli bilimkurgu filmlerinin başında geliyor

The Iron Giant

Hogarth Hughes, yıldızlardan dünyaya düşmüş kocaman bir robotu kurtaran küçük bir çocuktur. Şimdi Hogarth’ın çok büyük bir arkadaşı ve daha da büyük bir problemi vardır: Böylesine uzun boylu ve çelik yemeyi seven (özellikle de eski arabaları) bir devi nasıl sır olarak saklayacaktır?

The Matrix

Wachowski Kardeşler’in eseri olan seri, pek çok bilimkurgu öğesini iç içe geçirerek mantıklı bir çizgide buluşturmayı başarıyor. Gerçeklik ve simülasyon kavramları temelinde yüzlerce soru ve bir o kadar da ihtimal ile karşı karşıya kalan seyirciye sunulan ise basit ve sancılı bir seçenek oluyor: Gerçeği taşıyacak gücün var mı?

The Machine

Caradog W. James yazıp yönettiği film, insanın tanrı olma hevesini gözler önüne seriyor. Yapay zekâ sahibi bir varlık ile ilgili kuşkularımızı ve merakımızı yalın ve sürükleyici bir dil ile anlatan yapım, yapay zekânın tehlikeli ellerde kaldığında nasıl bir yol izleyeceğini de gösteriyor.

The Terminator

TERMINATOR_2_JUDGMENT_DAY

2029 yılının kıyamet sonrası Los Angeles’ında Skynet adlı yapay zekâ ürünü bilgisayar sistemi 1990’larda büyük bölümünü yok ettiği insan ırkının kurtulmayı başaran direnişçilerine karşı savaşmaktadır. Direnişçiler Skynet’e karşı başarıya ulaşmadan hemen önce, Skynet savaşçı Terminatör’lerinden birini geçmişe göndermeyi başarır. Terminatör’ün görevi direnişçilerin başı olan John Connor’ın annesi Sarah Connor’ı öldürmektir.

Tron

Steven Lisberger‘in ve  Joseph Kosinski’nin yönettiği Tron serisi, kendi alanında hayli uç çalışmalara örnek oldu. 1982 yılında yaratılan Tron evreni dönemin tüm güçlüklerine rağmen sanal dünya ve yapay zekâ kavramlarını başarıyla yansıtıyor. 2010 yılında ise Tron: Legacy ismiyle yeniden ekranlara dönen kült eser, dev bütçesi ile sevenlerini bir kez daha hayran bırakıyor.

Uncanny

Matthew Leutwyler’in yönettiği film çokça tartışıldı ancak izlenmeye değer bir yapay zekâ konusu olduğunu da kanıtladı. Bir robotun duygu sahibi olması ile başlayan kaosun geleceği, robotun neleri göze alacağına bağlı.

Wall-E

wall-e

Andrew Stanton’ın yönettiği animasyon, günümüzden 700 yıl sonrasına odaklanıyor. Gezegendeki çöpleri temizlemekle görevli robotun hikâyesi ile sıcak bir serüvene çıkan izleyici, güçlü alt metinlerle kapitalist sistemin dayatmalarına tanıklık ediyor.

Westworld

westworld

Michael Crichton tarafından yazılıp yönetilen film, yetişkinler için açılmış oyun parkında yaşanan sıra dışı olayları anlatıyor. Film, gerek senaryosu gerekse de dönemin şartlarında sergilenen dekor ve oyunculuklarla kült bir eser olmayı hak ediyor.

2001: A Space Odyssey

Stanley Kubrick imzalı bu kült eser, sinema tarihinin de köşe taşlarından. İnsanlığın dününü, bugününü ve geleceğini çarpıcı görsel tekniklerle süsleyen yönetmen, kışkırtıcı paradokslar ve akıl almaz hesaplaşmalarla insan, evrim, bilinç, yapay zekâ gibi ciddi konuları mercek altına alıyor.

Yazar: Varlık Ergen

sabaha karşı başlamış bir doğumun eseriyim_ cennet bahçelerinden düşenlerdenim bir de- parçalanmış benliklerimin gölgesinde bir bireymiş gibi yaşıyorum_ tuzlu suyun yakınlarında olmak şanslı kılıyor beni- #ModelEvren #Sinestezi #KaraDua varlikergen.com -yazar-okur-seslendirir-

İlginizi Çekebilir

Yapay Zekâyı Stanislaw Lem ile Yeniden Düşünmek

Polonyalı bilimkurgu dehası Stanislaw Lem’i çoğunlukla felsefi bilimkurgu romanlarıyla tanırız. Oysa kendisinin tıp, gelecek bilim, …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et