Değeri Bilinmeyen 5 Animasyon Bilimkurgu Filmi

Bir anlatı animasyona dönüştüğünde, genelde insanların gözündeki ederinde bir hafiflemeyle birlikte ‘çocuklar izlesin’ yanılgısı oluşur; hayal gücü ve anlatı becerisi göz ardı edilir. Yiğit de ölür, hakkı da ödenmez. Misal en iyi bilimkurgu filmlerinden bahsederken aklımıza kaç animasyon geliyor ya da çocuklarla izlenecekler dışındaki listelerimize girebiliyor? Ne zaman ki severek izlediğimiz bir yapıma ilham oluyorlar ya da çok sevdiğimiz bir isim öneriyor, o zaman animasyon anlatıya şans verme eğilimi gösteriyoruz. Japon stüdyolarından çıkan anime bilimkurgu filmleri bu konuda yol kat etmemize yardımcı olsa da, animasyon bilimkurgu filmlerine şans verme konusunda daha cesur olmalı ve hayal gücünün, eğlencenin, özel efektlerin tadını çıkarmalıyız.

Çıkış yaptığı tarihlerde hak ettiği ilgiyi göremeyen, zaman içerisinde unutulup giden 5 animasyon filminin yazarından yönetmenine, animasyoncusundan oyuncusuna hakkını verelim ve içlerinden en az bir tanesini izleyelim mi?

Atlantis: The Lost Empire

Atlantis: The Lost Empire’ın popüler olması için her şey hazırdı, bilimkurgu hayranlarının hayal gücünü yakalayan bir konuya dayanıyordu. Atlantis’in gerçek bir yer olduğunu ve bulunması için sadece macera dolu bir yolculuğa çıkmanın yeteceğini anlatıyordu. Fütüristik makine ve araçlarla bezeli animasyonun oyuncu kadrosunda 2001 yılında yıldızı parlayan Michael J. Fox ana oyuncu olarak yer alırken, Leonard Nimoy ve James Garner da dâhil olmak üzere sesleri çok iyi bilinen birçok oyuncu da vardı.

Atlantis: The Lost Empire aynı zamanda bir Disney filmiydi, her şey olması gerektiği gibi görünse de vizyona girdiği yıl koca bir gişe fiyaskosu yaşadı. Film yayımlandığında popüler olamasa da, hayranlar tarafından üretilen videolar ve akışlar filme ikinci baharını yaşattı. Şimdilerde çok bilinmese de sıkı bir hayran kitlesi var.

Treasure Planet

Sebepleri çeşitli olsa da Disney, 2000’lerin başında animasyon bilimkurgu filmleri de dâhil olmak üzere büyük gişe fiyaskoları yaşadı. Atlantis: The Lost Empire haziran ayında çıkış yaparken, 2001 ilkbahar ve yazında hezeyana uğradı ve hemen ardından ikinci hayal kırıklığı 2002 yılının kasım ayında Treasure Planet ile yaşandı.

Mouse House’un çok iyi bir bütçe (140 milyon dolar) ve oyuncu kadrosuna (Martin Short ve Emma Thompson) ek olarak bazı büyük isimler de filme desteğini koydu, fakat yine de elle tutulur bir izleyici kitlesi elde edilemedi. Yapım, Robert Louis Stevenson romanı Treasure Island’a dayandığından izleyiciler Island ve Planet arasında bir bağlam kurmaya çalışıyordu. Aynı anda hem normal hem IMAX’te vizyona gören ilk yapım olma unvanını elinde bulunduran animasyon film, uzay ortamında gizli hazine arayan korsanları takip eden üçüncü yeniden (The Treasure Planet ve 1987 İtalyan mini dizisi Treasure Island in Outer Space’in ardından) anlatı. Gişedeki hüsranın en büyük nedenlerinden biri olarak bu zaman çizelgesi görülse de, ilk çıkışından uzun yıllar sonra nihayet Treasure Planet’in düşünülenden çok daha iyi olduğu fark edildi ve hatırı sayılır bir izleyici kitlesine erişti.

Meet The Robinsons

2000’lerde seyirci bulmakta zorluk çeken iyi bir Disney animasyon bilimkurgu filmi daha. Bir yetimhanede büyüyen ve bir türlü evlat edinilemeyen genç deha Lewis ile tanışıyoruz ve onunla birlikte ailesinin kim olduğunu bulmaya çalışıyoruz. Nasıl mı? Gelecekten gelen Wilbur Robinson ile. Wilbur, Lewis’i alıp bambaşka bir dünyaya, 20137 yılına götürür ve bu dünyada Robinson ailesi ile tanışan Lewis becerilerini geliştirme ve dünyanın karşı karşıya kaldığı tehlikeli kaderi değiştirme fırsatı bulur; zihin tarayıcısını icat eder. Her icadın olduğu gibi bu icadın peşinde de koşan bir kötü vardır: Bowler Hat Guy.

1930’lu yıllara uzanan geçmişiyle animasyon dünyasında var olmaya uğraşan Disney, yeni animasyon tekniklerine Pixar’ı satın alarak adapte olmaya çalışmış ve karşımıza A Day with Wilbur Robinson kitabından uyarlanan Meet the Robinsons çıkmıştır. Disney gibi geçmişle gelecek arasında mekik dokuyan bir dâhinin teknolojik yolcuğunu konu edinen film, 150 milyon dolarlık bütçesiyle gişede sadece 169.3 milyon dolar hasılat elde edebilmiştir. Eğlencenin dibine vuran, kalbimizin bam tellerini titreten yapım, günümüzde de yeterince takdir edilmiyor.

Monsters vs Aliens

Monsters vs Aliens oldukça popüler olmasına rağmen, bu listeye girme sebebi diğerlerinden biraz farklı. 2009’da vizyona giren Dreamworks filmi, nikah gününde yaşanabilecek talihsizliklere bambaşka bir bakış açısı sunuyor: Yabancı bir gezegenden gelen tuhaf yapışkan maddelerle dolu bir meteor Susan’ın üzerine düşer ve bu çarpışmadan sonra boyu 16 metreye kadar ulaşır. Elbette iş bununla sınırlı kalmaz, kendisini uzaylı istilasına karşı canavarlarla ön cephede savaşırken bulur.

175 milyon dolarlık yapım bütçesi ile 380 milyon dolar hasılat elde eden filmin yüzü gişede her ne kadar gülmese de, bir TV animasyon dizisine ilham vermeyi başardı. Zamanının popüler yapımlarından birinin bugünlerde hafızamızda yer edinememiş olması durumu daha da üzüntülü kılıyor.

Megamind

Megamind da listedeki diğer yapımlar gibi vizyon tarihinde hatırı sayılır bir gişe elde edemediğinden (130 milyon dolarlık bütçeyle 321 milyon doların üzerinde hasılat elde ederken, DreamWorks’ün 2010’ların en düşük hasılat yapan CG animasyon filmlerinden biri olmuştur) hak ettiği ilgiyi göremeyen yapımlardan biri ve evet Monsters vs Aliens gibi vizyon tarihinde popülerdi ama aradan geçen 12 yılda unutuldu gitti.

Will Farrell, Brad Pitt, Jonah Hill, Ben Stiller, David Cross ve Tina Fey gibi yıldızları sinemada bir araya getiren yapım, süper kötü adamın bir süper kahramana dönüşmesini anlatıyordu. Bu türün sadık hayranları dışında da geniş kitlelerin Megamind’ı izlemesi ve anlatının şahaneliğine kapılması şart.

Kaynak