Bilimkurgu film çeşitliliği açısından kısır bir yıl olarak geçen 2022’de, tür anlamında gerilim yapımları yükselişteydi. X, Barbarian, Men, Orphan: First Kill, The Black Phone, Halloween Ends ve Speak No Evil gibi yapımlar yıla damga vurmayı başaran gerilim filmleriydi. Sektörün bilimkurgu tarafında Everything Everywhere All at Once, Prey ve Avatar: The Way Of Water en çok akıllara kazınan eserler oldu. Paralel evrenler meselesine farklı bir açıdan yaklaşan Everything Everywhere All at Once’ın esas yıldızı Michelle Yeoh’tu. Orijinal Predator’ın (1987) işe yarayan formülü ile ilerleyen Prey, uzaylı Avcı’mızın itibarını tekrar iade etti. On üç yıl aradan sonra gelen yeni Avatar ise görsel efekt teknolojisi ile gene çıtayı yukarı çekti; fakat senaryonun yeterince “güçlü” olmadığı tartışmalarını da beraberinde getirdi. Shawn Levy ve Ryan Reynolds işbirliğinde çıkan The Adam Project de popcorn film kurallarının gerekliliklerini yerine getiren “eğlencelik” bir seyirlikti.
Stargate (1994), Independence Day (1996), Godzilla (1998), The Day After Tomorrow (2004), 2012 (2009) ve Independence Day: Resurgence (2016) gibi felaket ve istila filmlerinin kıdemli ismi Roland Emmerich, Moonfall ile belki de kariyerinin en zayıf işine imza attı. Ay’ın aslında bir uzay gemisi olduğu komplo teorisinden beslenen yapım, deyim yerindeyse akıllara zarar bir işti. Sam Neill, Laura Dern ve Jeff Goldblum’un tekrar geri döndüğü Jurassic World: Dominion da iddialı kadrosuna rağmen beklenen etkiyi yaratamadı.
2023, tür açısından daha zengin bir yıl olacak gibi görünüyor. Geride bıraktığımız pandemi dönemi, hazırlıkları süren kimi projelerin iptal edilmesine neden olmuştu. Kapanmaların neticesinde çoğu stüdyo maddi olarak dar boğaza girmişti. Dolayısıyla yeni yılda bizi sinema açısından daha ferah bir ortam bekliyor. Dijital platformlar ile sinema salonları arasındaki rekabetin daha da kızıştığı bir dönemdeyiz. Filmleri üzerinde mutlak güce sahip olan büyük yönetmenler, eserlerini rahatlıkla salonlarda gösterebiliyor, fakat daha alt kademedeki yaratıcı yönetmenler, stüdyoların isteklerine boyun eğmek durumda.
Gelin hep birlikte 2023’ün öne çıkan bilimkurgu filmlerine bir göz atalım…
M3gan
Ailesinin geçirdiği trafik kazası sonucu yetim kalan Cady’yi (Violet McGraw) teyzesi Gemma (Allison Williams) yanına alır. Gemma, bir teknoloji şirketinde robot tasarımları üzerine çalışmaktadır. Küçük çocuklara arkadaşlık etmesi için tasarlanan deneysel robot M3gan, eğer başarılı olursa seri üretime alınacaktır. Duygusal çöküntü içindeki yeğenine arkadaşlık etmesi için eve getirilen M3gan (Amie Donald), kısa zamanda Cady ile bağ kurmayı başarır. Ancak zamanla aşırı korumacı hâle gelen robot, giderek çevre için bir tehdit unsuruna dönüşmeye başlar. Hatta işi, Cady’e zarar vereceğini öngördüğü kişilerin peşine düşecek kadar ileri götürecektir.
Steven Spielberg’in A.I (2001) yapımıyla benzer çizgilere sahip olan film, ilerleyen dakikalarda tersyüz edici bir yola gireceğini fragmanında ifşa ediyor. Deneyimli yönetmen James Wan (SAW /2004, The Conjuring / 2013) hem hikâyeyi yazdı hem de yapımcılığı üstlendi. Orta bütçeli Housebound’tan (2014) sonra ikinci uzun metrajını kotaracak olan Gerard Johnstone ise görece daha pahalı bir işin başında. Şimdilik fragmanı ile ilgi uyandıran yapımın gişe performansı merak konusu.
65
“A Quiet Place” serisinde görev yapan senaristlerin hem yazıp hem de yöneteceği film, Sam Raimi yapımcılığında yeni yılın ortalarında gösterime girecek. Başrolde son yılların yükselen isimlerinden Adam Driver yer alıyor. Ariana Greenblatt, Driver ile başrolü paylaşıyor. Alexandra Shipp ve Chloe Coleman ise yardımcı rolleri üstleniyor.
Aracıyla bilinmeyen bir gezegene düştüğünü zanneden astronotumuz Mills (Adam Driver), bir süre sonra gizemli topraklarda yalnız olmadığını keşfedecektir. Geçtiğimiz günlerde yayımlanan fragmanda söz konusu gezegenin Dünya’nın 65 milyon yıl önceki hâli olduğunu öğrendik. Jurassic döneminde dinozorları yok eden korkunç felaket ile yüzleştirecek olan Mills, bakalım kurtarılmayı bekleyen başka insanlar ile karşılaşabilecek mi?
Transformers: Rise of the Beasts
90’lı yılları set olarak kullanacak yeni film, Maximals, Predacons ve Terrorcons’un Dünyada’ki Autobotlar ve Decepticon’lar arasındaki savaşa dâhil olmalarını konu edinecek. Brooklynli zeki bir genç adam olan Noah ile (Anthony Ramos) yetenekli tarihi eser araştırmacısı Elena (Dominique Fishback), Optimus Prime ve beraberindekilerle karşılaşınca2023 kaderi değişir. Autobotlar, Scourge adlı korkunç düşmanla karşı karşıya kalırken Noah ve Elena da çatışmaların kucağına itilir.
Transformers yapımlarının tamamını yöneterek seriyi adeta tekeline alan Michael Bay, bu sefer yapımcı koltuğunda yer alıyor. Son üç yapımla düşüşe ve konu olarak tekrara giren seri, bu sefer Steven Caple Jr.’ın ellerinde hayat bulmaya çalışacak. Caple Jr, Creed 2 ile ses getiren bir işe imza atmıştı. Transformers: Erathspark animasyon TV serisinin ilk bölümünü yöneterek robotlar dünyasına da atıldı.
Anlaşılan o ki, Rise of the Beasts ile gene Autobotlar ve Decepticon’ların Cybertron gezegeninde geçen ilk hikâyelerini izleyemeyeceğiz. Senaryonun tekrardan dünyada geçmesi ve görevi yalnızca ortada dolanmaktan ibaret olan insanlara ev sahipliği yapacak olması heyecan katsayısını baltalıyor. Umarız Steven Caple Jr. bizi şaşırtmayı başarır…
The Flash
Genişletilmiş DC evreninin (DCEU) yeni parçası The Flash, Michael Keaton’un uzun bir aradan sonra tekrar Batman olarak geri dönüşüne sahne olacak. Ben Affleck de son kez Bruce Wayne olarak görünecek. The Batman (2022) filminde daha genç ve asi bir kahramana bürünecek olan Robert Pattinson’ın kadroda yer almayacağı kesinleşti. It (2017) ve It Ends (2019) serisini yöneten Andy Muschietti, “süper kahraman” temalı ilk işine imza atacak. 2011’de yayımlanan Flashpoint çizgi romanı, eserin en büyük esin kaynağı.
Annesini korkunç bir cinayetten kurtarmak için zamanda geriye giden Barry Allen (Ezra Miller), aynı zamanda farklı evrenlerin de kapılarını aralar. Zaman çizelgesinde bozulmalara neden olan Flash’ın, geçmiş ve geleceğin tutarlı bir çizgide kalması için diğer evrenlerdeki süper kahramanlardan yardım alması gerekecektir. Supergirl (Sasha Calle) bu süreçte onun yanında olacak bir diğer kahramandır.
Temuera Morrison, Kiersey Clemons ve Maribel Verdu filmde yer alan diğer isimler. Eserin senaristliğini ise Bumblebee (2018) ve Birds of Prey‘de (2020) çalışan Christina Hodson üstleniyor. Yapım, yeni yılın ortalarında beyazperdede olacak.
Guardians of the Galaxy Vol. 3
Mayıs 2023’te gösterime girmesi planlanan üçüncü film, konusu hakkında henüz net bir bilgi vermiyor fakat Avengers: Endgame’de gelişen olaylar sonrası ortadan kaybolan Gamora’nın (Zoe Saldaña) arayışına yoğunlaşacak gibi görünüyor. Trajik gelişmenin travması içinde olan Peter Quill (Chris Pratt) hem evreni korumak hem de arkadaşlarını bulmak için ekibini tekrar bir araya getirecek.
Guardians of the Galaxy serisini yazıp yöneten James Gunn‘ın bir dönem tecavüz ve pedofili hakkında attığı esprili Tweet’leri yeni projeden kovulmasına neden olmuştu. Olay sonrası gerek oyuncuların gerekse hayranların stüdyoyu protesto etmesi, yönetmenin tekrar koltuğuna dönebilmesini zor da olsa sağlamıştı. Dolayısıyla daha erken kotarılması gereken bu projenin gösterim tarihi ertelenmek zorunda kalmıştı. Yine tam kadro yoluna devam edecek yeni yapım, yılın merakla beklenen filmleri arasında.
The Creator
Oldukça düşük bir bütçeyle kotardığı Monster (2010) ile kült bir yapıma imza atan 1977 doğumlu Gareth Edwards, kariyerine Godzilla (2014) ve çok beğeni toplayan Star Wars: Rogue One ile devam etmişti. Yapım, gelecekteki bir insan-yapay zekâ çatışmasını konu alıyor. Sinema sektörüne görsel efekt sanatçısı olarak başlayan ve filmin senaristliğini de üstlenen Edwards, geniş bir görsel efekt sanatçı kadrosuyla çalışıyor; dolayısıyla biçimsel olarak iddialı bir film bizleri bekliyor.
Amar Chadha-Patel, Gemma Chan, Allison Janney, Ralph Ineson ve John David Washington, yapımda öne çıkan isimler olarak beliriyor.
The Meg 2: The Trench
Şu an post-prodüksiyon aşamasına geçen eserin konusu ile ilgili henüz elimizde çok fazla bilgi yok; fakat Ağustos 2023’te gösterime girmesi öngörülüyor. 2018 çıkışlı orijinal yapımdan farklı olarak, bu sefer yönetmen koltuğunda Ben Wheatley yer alıyor.
The Meg, tarih öncesi bir köpekbalığı cinsi olan Megalodon’u ete kemiğe büründürmüştü. İlk yapım, gişeden alnının akıyla çıkmayı başardı. The Meg 2′de yine Jason Statham ve ekibinin soyu tükendi sanılan tehdide karşı verdiği yeni mücadeleyi izleyeceğiz. Dean Georgias, bir kez daha senarist olarak yer alıyor. Sienna Guillory, Skyler Samuels ve Sergio Peris-Mencheta ekibe yeni katılan isimler olurken, tanınmış oyuncu Clif Curtis ise önceki rolünü tekrarlıyor. Köpekbalığı filmlerine taze kan olmaya çalışan ikinci filmin, yeni yılın ortalama işlerinden biri olması bekleniyor.
Robots
Robert Sheckley’in The robot Who Looked Like Me (1978) isimli kısa öykü koleksiyonundan esinlenen yapım, Casper Christensen ve Anthony Hines tarafından senaryolaştırıldı. İkili aynı zamanda eserin ortak yönetmenliğini de üstleniyor. Hines, Borat (2006), Brüno (2009) ve Borat 2’nin (2020) senaristi olarak tanınan bir isim; Christensen ise Klovn (2005-2018) ve Jerks (2018-2020) komedi dizilerinin yaratıcısı olarak biliniyor. Dolayısıyla ikili, ilk yönetmenlik denemelerinde komedi sosu yüksek bir yapımın sinyallerini veriyor.
Kadın avcısı Charles (Jack whitehall) ile servet avcısı Elaine (Shailene Woodley), robot kopyalarının peşlerine düşmek için zoraki bir ekip kurar. Robot kopyaları ise birbirlerine duygusal olarak yakınlaşıp insanlığı da anlamaya başlayacaktır. Adeta bir kedi fare öyküsüne bürünen yapım, bu yıl seyircisiyle buluşacaklar arasında.
True Love Inc
Günümüz Avustralya’sında geçecek olan bilimkurgu soslu drama, aşk ilişkinizi sizin yerinize yöneten uygulamaların hüküm sürdüğü bir dünyayı konu edinecek. Flört uygulamasında tek yapmanız gereken talimatları takip etmek… Gerçek aşkın bulunması için insanlardan bir adım önde olması gereken uygulamalar, ister istemez distopik bir dünyanın da temellerini atacak.
Red Rabbit Lodge (2019), Remnants (2021) ve BOX: Metaphor (2021) eserleriyle korku türünde ortalamanın üzerinde işler kotaran Kevin Khachan, bu sefer dramatik bir hikâye ile karşımızda olacak. Ön hazırlıkları hâlen devam eden projede Kasia Stelmach, Jesse Everett, Tessa Neilson, ve Jessica Holmlund gibi isimler yer alıyor. Khachan, Umbrella Man rolüyle de arzı endam edecek. Senarist olarak yönetmenin önceki filmlerinde de çalışmış olan Daniel Maher, yapımın beklenti düzeyini yükseltiyor.
Rebel Moon
Galaksinin köşe bölgesinde bulunan dost bir koloni, Balisarius adlı zalim naip orduları tarafından tehdit edilmeye başlar. Çaresiz duruma düşen kolonistler, çevre gezegenlerden savaşçılar bulması ve düşmanlara karşı koyması için Kora’yı (Sofia Boutella) görevlendirir. Çocukluğunda derin bir travma yaşamış olan Kora, bu tehlikeli görevde içsel bir yolculuğa da çıkacaktır.
Bir Netflix yapımı olan projede Zack Snyder, yoluna Army of the Dead (Shay Hatten) ve 300’ün (Kurt Johnstad) senaryo yazarları ile devam ediyor. Yönetmenin eşi Deborah Snyder, filmin yapımcıları arasında yer alıyor. “Uzay operası” olarak nitelendirilen film, ilhamını Akira Kurosawa eserlerinden ve Star Wars evreninden alıyor. Rebel Moon, Lucasfilm’in Disney’e satışından önce bir Star Wars yapımı olarak tasarlanmıştı. Return of the Jedi’nin Spin-off’u olarak yazılan senaryo, dijital platform için orijinal bir hikâyeye dönüştürüldü. Snyder’ın önceki işleri göz önüne alınırsa, biçimci yönü ön planda olan bir yapım bizleri bekliyor.
The Wandering Earth 2
“Üç Cisim Problemi’nin ödüllü yazarı Liu Cixin’in kısa hikâyesinden uyarlanan The Wandering Earth (2019), dünya çapında 700 milyon dolar hasılat yapmasıyla Çin’in en kârlı filmlerinden biri olmuştu. Güneş’in dünyayı artık tehdit ettiği bir zamanda, insanlık yeni bir yıldız bulma arayışındadır. Dünya yüzeyine inşa edilen devasa itici motorlar, gezegeni yörüngesinden çıkarıp yeni yıldızına doğru götürecektir; fakat yolculuk sırasında Jüpiter’in çekim alanına giren gezegen büyük bir tehlikeye sürüklenir. Devam yapımının konusu hakkında elimizde henüz bir bilgi olmasa da, Jüpiter’in çekim alanından kurtulan “göçebe” gezegenimizin yeni evine olan tehlikeli yolculuğunu izleyeceğiz.
Yönetmen Frant Gwo, yeni projede daha iddialı görsel efektler üzerinde çalışıldığını ve karakter derinliğine biraz daha önem verileceğini belirtmişti. Andy lau, Jing Wu, Zina Blahusova, Matias Lorieri, Regina Wan, Jeremiah Blakely ve Vincent Matile gibi uluslararası bir kadroya sahip filmin prodüksiyonu gizlilik içinde yürütülüyor. Yapım, iki yıllık bir hazırlığın ardından 2023’ün ilk aylarında uluslararası arenada gösterime girecek.
Hunger Games: The Ballad of Songbirds and Snakes
Açlık Oyunları’nın yeni halkası, Coriolanus Snow’un Panem’in zalim başkanı olmadan önceki hayatını konu edinecek. 18 yaşındaki genç Snow, fiziki olarak dikkat çekicidir. Snow ailesi zor zamanlar geçirmektedir. Onuncu açlık Oyunları için sürpriz bir biçimde Coriolanus’un akıl hocası olarak seçilmesi, ailesinin de kaderini derinden etkileyecektir. Fakat ilk iş olarak, oyunlara 12. Bölge’den seçilen Lucy Gray’e (Rachel Zegler) akıl hocalığı yaparak başlayacaktır. İstemediği bir bölgeden göreve başlasa da, kendini kanıtlayabileceği ilk sınava hazırlanmak zorundadır.
Önceki serinin tüm bölümlerini yönetmiş olan Francis Lawrence, bu sefer distopik hikâyenin kökenlerine inecek. Açlık Oyunları’nın ilk kitabından 64 yıl öncesini anlatacak yeni senaryo, aynı zamanda yeni bir üçlemenin de kapısını açacağa benziyor. Donald Sutherland ile özdeşleşen başkan rolünü bu sefer genç oyuncu Tom Blyth devralıyor. Viola Davis, Burn Gorman, Peter Dinklage ve Jason Schwartzman yeni kadroda dikkat çekici isimlerden. Yapım, yeni yılın sonlarında gösterime girecek.
Heart Sung
Yaşanan ağır pandemi neticesinde adeta kıyamet sonrası bir görünüme bürünen dünyada, doğal bağışıklığa sahip olanlar seçkin bir konuma yükselmiştir. Bu bağışıklığa sahip olan ve kendilerine Mezar Kazıcı denilen kişiler, yaşama umudu olmayanları “huzur” içinde öldürmekle görevlidir. Söz konusu kazıcılardan biri olan Bodhi (Alfredo herrera), bir gün hayatı tehlikede olan bir milyarderin oğlunu kurtarır. Zengin kişi teşekkürlerini sunmak için Bodhi’ye yüz kitten oluşan viral koruyucu aşı verir. Bodhi, ailesinde hastalıktan mustarip olanları kurtarmak için önemli bir fırsat elde eder, fakat bu tehlikelerle dolu dünyada aşması gereken uzun ve riskli bir yolu vardır…
Donald Whitter yönetiminde gerçekleştirilecek Meksika prodüksiyonunun oyuncu kadrosunda Hugo Stiglitz, Eduardo Aznar, Joseph Fernandez, ve Rojo Grau gibi isimler yer alıyor. Yapım için henüz bir fragman yayımlanmadı.