2020’nin Öne Çıkan Bilimkurgu Filmleri

2019, bilimkurgu sineması açısından zengin bir yıl oldu. Birçok yeni filme koşa koşa gitsek de, nitelik açısından ortalama bir yıldı. Replicas, Captive State, Ad Astra, X-Men: Dark Phoenix, Men in Black: International, Gemini Man, Terminator: Dark Fate ve Star Wars: Episode IX – The Rise of Skywalker hayal kırıklığı yaratırken, Alita: Battle Angel, Captain Marvel, Avengers: Endgame, Godzilla: King of the Monsters, Spider-Man: Far From Home, Zombieland: Double Tap ve Glass galip çıkan taraflar oldu. Dolayısıyla 2019, kalite açısından 2018’in bir adım gerisindeydi. Yılın en çok umut bağlanan yapımlarından Ad Astra ise, senaryoda yanlış seçimlerin kurbanı oldu; gösterim öncesi yapılan tanıtımlarda heyecan katsayısı yüksek bir yapım algısı yaratıldı, ama çıkış tarihi geldiğinde seyirci bambaşka bir filmle karşılaştı. Yanlış reklam politikaları, Brad Pitt’in yıldız olarak yer aldığı filme çok zarar verdi.

James Cameron’un yapımcısı olduğu ve “seriyi kurtarması” adına büyük umutlar beslenen Terminator: Dark Fate, gişede çok kötü -deyim yerindeyse- yere çakıldı. Yeni üçlemenin son filmi Star Wars: Episode IX – The Rise of Skywalker içinse çok yüksek beklentiler yoktu; The Force Awakens’in (2015), A New Hope’u takip eden senaryosu ve Mark Hamill‘in The Last Jedi (2017) üzerindeki memnuniyetsizliği, gelecek olan yeni filmin heyecan katsayısını düşürdü. Yeni bir Star Wars üçlemesi gündemde ve proje  The Last Jedi’yi yöneten Rian Johnson‘a emanet edilecek; son dakika bir değişiklik olmazsa tabii.

2019’da gelmesi beklenen bazı yapımların gösterimleri yeni yıla kaydı: Chaos Walking, Boss Level ve The New Mutants. Özellikle çekimleri cadı kazanına dönen The New Mutants, 2017’den beri gösterim tarihi bekliyor; Disney’in Fox’u satın alması da gecikmenin bir başka unsuru. Denis Villeneuve‘un Frank Herbert‘in romanından uyarlayacağı Dune, 2020’nin sinema olayı olmaya en güçlü aday. Keza Christopher Nolan‘ın, Inception (2010) ile akrabalıkları olan Tenet‘i de çok büyük bir merakla bekleniyor. 2019’a kıyasla, bilimkurgu açısından daha heyecanlı bir yeni yıl bizleri bekliyor. Gelin hep birlikte yeni yılda gelecek olan bilimkurgu yapımlarına bir göz atalım…

Bill & Ted Face the Music

İncelemesini Oku

Çılgın ikili 29 yıl sonra tekrar geri dönüyor… Hazırlıkları devam eden The Matrix 4’te Neo rolüne bir kez daha hayat verecek olan Keanu Reeves, sevilen karakteri Ted ‘Theodore’ Logan’ı da ihmal etmemiş. Alex Winter’da Bill S. Preston karakteriyle serinin yeni filminde yerini koruyor. Bill & Ted Face the Music de, orijinal kadrodaki bazı tanıdık isimler de eski rollerini bir kez daha canlandırıyor. Dean Parisot (Galaxy Quest / 1999, Fun With Dick And Jane / 2005) yeni projenin yönetmenliğini üstleniyor.

Yapım şirketi konu hakkında ufak detaylar paylaştı: Daha önce evreni, yaptıkları zaman yolculuklarıyla iki kez kurtaran ikili, artık orta yaşlarına gelmiştir ve hala hit olacak bir rock parçası yapamamışlardır. Müzikal yetenekleri tartışmalı olan ikili, yaratacakları bestenin bir hit olup olmayacağını anlamak için zaman yolculuğuna çıkacaktır; bu sırada eski “dost”ları ölüm meleği de peşlerini bırakmayacaktır. Absürt ögeler de içeren yeni çılgın proje, bakalım eski başarısını yakalayabilecek mi…

The Invisible Man

İncelemesini Oku

Sinemaya ve televizyona birçok kez konuk olan “görünmez adam” temalı yapımlarda, çoğunlukla çılgın bilim adamlarının trajik şekilde sonuçlanan deneylerine tanık olduk. The Invisible Man, alışageldik formülün dışına çıkıp, korku unsurunu ve kadına yönelik şiddeti ön plana çıkarıyor. Oyuncu olarak tanıdığımız Leigh Whannell, yönetmenlikte ikinci sınavını verecek; ilk filmi Insidious: Chapter 3’te yönetim anlamında bazı tecrübesizlikler söz konusuydu. H.G. Wells’in sinemaya ilham olmuş ölümsüz eseri “Görünmez Adam”, bu kez serbest bir uyarlamayla karşımızda olacak.

Bir bilim insanıyla evli olan Cecilia Kass (Elisabeth Moss), zamanla eşinden şiddet görmeye başlar. Yaşadığı baskı ve aşağılanmalara tahammül edemeyen Kass, eşinden gizlice kaçmanın planlarını yapma peşindedir. Eşi tarafından yakalanma korkusuyla yaşarken, bir gün onun intihar ettiğini ve yüklü bir mirasa sahip olacağını öğrenir. Ama yaşayacağı korku dolu olaylar, bu haberden sonra belirmeye başlayacaktır; Kass, göremediği bir varlık tarafından takip ve rahatsız edildiğini yakınlarına anlatsa da kimseyi buna inandıramaz. Yaşadığı kabustan kurtulma amacıyla yeni bir eve taşınsa dahi, gizemli varlık onu takip etmekten vazgeçmeyecektir.

Distopik dizi The Handmaid’s Tale’de üstün bir oyunculuk sergileyen Elisabeth Moss, Cecilia Kass rolünün de üstesinden hakkıyla gelecektir. Oliver Jackson-Cohen, eşine şiddet uygulayan koca rolüyle karşımızda olacak. Orijinal eserden farklı olarak, merkezine kadın karakteri oturtan yapım, 2020’nin iddialı işlerinden…

Tenet

Günümüzün en yetenekli yönetmenlerinden biri olan Christopher Nolan, üç yıl aradan sonra Tenet ile 2020’de boy gösterecek. Eserin senaryosunu da yazan Nolan, Inception’vari bir dünya ile bizleri beyazperde ile buluşturmaya hazırlanıyor. Başrolleri ise son yılların yükselen yıldızı Robert Pattinson ve John David Washington paylaşıyor. Gizem unsurlarının ön planda olacağı yapımın konusu hakkında tam detaylar henüz paylaşılmadı.

Son yayımlanan fragmanda uluslararası casusluk operasyonlarının yanı sıra, zaman yolculuğu, zamanın anlık olarak manipüle edilmesi ve evrim temasının da kullanılacağını görüyoruz. Dolayısıyla Inception ile akrabalıklar sergileyen bir filmle karşı karşıyayız. Kenneth Branagh ve Michael Caine, filmde “usta oyuncu”lar olarak yer alıyor. Film müzikleri, Black Panther’in (2018) bestelerini yapan Ludwig Göransson’a ait. Görüntü yönetmenliğini, Nolan ile Interstellar (2014) ve Dunkirk’te (2017) çalışan Hoyte Van Hoytema yapıyor. Önümüzdeki aylarda konusu hakkındaki detayları belli olacak yapım, şimdiden bir sinema olayı olmayı başardı.

Underwater

İncelemesini Oku

Denizin derinliklerinde yer alan bir araştırma üssünün bulunduğu bölgede yıkıcı bir deprem meydan gelir; güvenlikleri tehlikeye giren bilim insanları, enkaz haline gelen bölgeden kurtulmanın yollarını ararlar. Deprem yalnızca bölgeyi yıkım anlamında etkilememiş, birtakım varlıkların deprem kırığından dışarıya çıkmasına da sebep olmuştur. Denizin altındaki bu klostrofobik ortamda ekibimizi adeta bir kedi/fare oyunu beklemektedir.

James Cameron’un The Abyss’ini andıran bir atmosfere sahip olan yapım, hayatta kalma öyküsü anlatıyor. The Abyss’de mürettebat su altında uzaylılarla karşılaşırken, Underwater’da uzaylıların yerini yaratıklar alıyor. The Signal (2014) yapımıyla dikkat çekici ve sürpriz sonlu bir bilimkurgu filmine imza atan William Eubank, görsel olarak etkileyici bir iş çıkarmış gibi. 2017’de çekimlerine başlanan yapımın, bir oyuncusunun tutuklanması ve Disney’in, Fox’u satın almasıyla da gösterim tarihi 2020’ye uzadı.

Son dönemde iyice yükselişe geçen Kristen Stewart’a, T.J Miller ve Vincent Cassel gibi tanıdık oyuncular eşlik ediyor. Bütçesine yaklaşık 80 milyon dolar harcanan yapım, heyecanlı dakikalar vaat ediyor.

Prityazhenie 2

Rus asıllı yönetmen ve oyuncu Fedor Bondarchuk’un 2017 yapımı eserinin devamı olan Prityazhenie 2, ikinci dalga uzaylı istilasını konu ediniyor. İlk uzaylı gemisinin düşmesinin üzerinden üç yıl geçmiştir. İlk temas her ne kadar yıkıcı sonuçlar doğurmuşsa da, insanlığın evrendeki konumunu sorgulamasına büyük etki etmiştir. İnsanlık, dış uzaydan ikinci bir ziyaretin ne zaman gerçekleşeceğini ve daha başka hangi olayların yaşanacağını öngörememektedir.

Ortalama denebilecek bir filmografiye sahip olan Bondarchuk’un son eseri, yeni yılın ilk ayında Rusya’da gösterime girecek; Türkiye için açıklanan herhangi bir gösterim tarihi yok. Aksiyon ve varoluşsal meseleleri tek bir potada eritecek olan yapım, bakalım beklentileri karşılayabilecek mi…

The New Mutants

X-Men evreninde geçecek olan ve yapımı yılan hikayesine dönen The New Mutants, normal koşullarda geçtiğimiz Nisan ayında gösterime girecekti. 2017’nin sonlarına doğru yayımlanan ilk fragmanda, korku unsurlarının ön planda olacağı farklı bir yapım izleyeceğimizin sinyallerini vermişti, fakat Fox ani bir kararla filmin büyük bölümünün tekrar çekilmesini isteyerek gösterim tarihini 2019’a ertelemişti; şimdi ise takvimler 2020’yi gösteriyor. Kuşkusuz Disney’in Fox’u satın alması, bazı yapımların (X-Men: Dark Phoenix) üretim süreçlerine de etki etti.

Marvel Comics’in aynı isimli süper kahraman serisinden uyarlanan yapım, gizli bir tesiste tutulan bir grup mutantın öyküsünü anlatacak. Tesiste bulunan genç ve yetenekli mutantlar, hem geçmişteki günahlarından hem de içinde bulundukları dehşet verici ortamdan kurtulmaya çalışacak. X-Men evreninde geçen bir korku filmi olma amacıyla yola çıkan filmde, karakterleri özel kostümlerle görmeyeceğiz. Alışık olmadığımız türde bir “süper kahraman” filmi izleyeceğiz gibi görünüyor. Josh Boone filmin yönetmenliğini üstlenirken, Anya Taylor-Joy, Maisie Williams, Charlie Heaton, Blu Hunt ve Colbi Gannett de yeni mutantlar olarak karşımıza çıkıyor.

Little Fish

Pandemi döneminde yaşanan bir aşk hikayesini anlatan Little Fish, doğal olarak, 2020’de yaşananlar ile paralellikler gösteriyor. Dünya’da yayılmaya başlayan yeni tip bir virüs, bireylerde hafıza kaybı oluşmasına sebebiyet vermektedir. Bu yeni tehdit sonucunda semptom göstermeye başlayan Emma (Olivia Cooke) ve Jude (Jack O’Connell), ilişkilerini bir arada tutmak için mücadele etmeye başlar. Yaşadıkları hafıza kayıpları sonucunda birbirlerini tanıyamama tehlikesi içerisindedirler. Dolayısıyla yaşadıkları evlerin duvarlarına, anıları sembolize eden fotoğrafları yapıştırıp her birini isimlendirirler. Tutkulu çift, mutlu birlikteliklerini daha ne kadar süre ayakta tutabilecektir?

Pandemi dönemini konu alan öncü yapımlardan Little Fish; yakın plan çekimleri, hareketli omuz kamerası ve imgeleriyle son dönem Terrence Malick filmleri ile benzerlikler gösteriyor. Sistem eleştirilerinin de olacağının ipuçlarını veren eser, Chad Hartigan tarafından kotarıldı. Film, yeni yılın ilk aylarında izleyici karşısına çıkacak.

Yazar: Buğra Şendündar

1979 İstanbul doğumlu. Sinemaya olan ilgisi daha yedi yaşındayken dedesiyle sabahlara kadar film izlemekle başlar. Daha önce çeşitli mecralarda sinema üzerine makale ve eleştiriler kaleme aldı. Günümüzde, Bilimkurgu Kulübü'nde yazarlık serüvenine devam ediyor. Ona göre sinema, insanın kendini keşfetmesidir.

İlginizi Çekebilir

mad-max-

Avustralya Sinemasından 10 Bilimkurgu Filmi

Avustralya… Dünyanın diğer ucundaki ülke diye de bilinen, hiçbir ülkeyle kara sınırı olmayan, büyük ve …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et