Chaos Walking

Vasat Bir Uyarlama: Chaos Walking

Bazı filmler ölü doğar, daha vizyona girmeden haklarında çeşitli söylentiler yayılır. Mesela sorunlu prodüksiyon, yapımcılar ve stüdyo arasındaki çatışmalar, önüne geçilemeyen ve durmadan tekrar eden, üstelik epey de pahalıya mal olan yeniden çekimler gibi. Chaos Walking de böyle bir film. Aslında yıllar önce görücüye çıkması bekleniyordu, ancak filmin yeterince iyi olmadığı düşünülmüş ve yeniden çekimler için de gerekli bütçe denkleştirilememişti. Hatta filmin iptal olabileceği bile söyleniyordu. Neyse ki epey uzun bir sürenin ardından nihayet görücüye çıkmayı başardı.

Patrick Ness’in aynı isimli romanından uyarlanan film hakkındaki ilk izlenimler pek de iç açıcı değil. Konusu, “endüstri meslek lisesine aniden bir kız gelirse ne olur?” sorusuna cevap arar nitelikte. Aslında film de kitap da tam bir bilimkurgu sayılmaz. Biraz bilimkurgusal, biraz da fantastik diyebiliriz. Yeni bir gezegene yerleşen kolonistler, çok geçmeden kendilerini bir tuhaflığın içinde bulurlar. Zira bu gezegende erkekler, birbirlerinin düşüncelerini duyabilmektedir. Hatta “vesvese” denen ve sadece erkeklerde ortaya çıkan bu yeni duyu, çeşitli imgelere de bürünebilmektedir. 

Film, bu gezegendeki ufak bir kasabayı tanıtmakla açıyor perdesini. Ancak kasabalıların gündelik yaşantılarını izlerken bir tuhaflık göze çarpıyor: Ortada kadın yok! Kasabanın en genç sakini Todd (Tom Holland), bir gün bir uzay gemisinin enkazıyla karşılaşıyor. Gemiden sağ kurtulan tek kişi ise Viola (Daisy Ridley) adlı bir kız. Kısa süreli şaşalamanın ardından kader ortaklığı yapan ikili, bir yandan kasabayı kontrol eden karanlık güçlerden kaçmaya, bir yandan da kimsenin bahsetmediği kanlı bir sırrı ortaya çıkarmaya çalışıyor.

Yönetmenliğini Doug Liman‘ın üstlendiği Chaos Walking, 125 milyon dolarlık bir bütçeye sahip. Çoğu genç yetişkin filmi gibi “bestseller” bir kitaptan uyarlama. Fakat onu diğerlerinden ayıran özelliği konuya olan yaklaşımı. Eğer erkekler başka bir filmde birbirinin düşüncelerini görebilseydi, arada komik, en azından güldürmeye çalışan bir iki şey çıkardı ortaya. Fakat Chaos Walking’de konu adeta bir video oyunu gibi işliyor. Öbür karakterler ortada geziniyor, Todd aracılığıyla arada bir onların da “seslerini” duyuyoruz. Tıpkı bir video oyununda NPCler’in yanından geçerken kodlanmış bir iki cümle söylemeleri gibi. Birbirinin düşüncelerinden haberdar olma hali biraz arka plan dekoru gibi kalsa da, daha önce pek işlenmemiş bir konu olduğu için filme özgünlük katmayı başarıyor.

Tıpkı filmin çıkış hikayesi gibi, konunun da biraz sürüncemede kaldığı bir gerçek. İzlerken devasa bir konunun kapsamlı şekilde kırpıldığını hissedebiliyorsunuz. Buna bağlı olarak bazı kısımlar ya geçiştirilmiş ya da tamamen yok sayılmış. Bir nevi ellerindeki malzemeyi paramparça edip senaryoya tıkıştırmaya çalıştırmışlar gibi. Örneğin filmin geçtiği dünya hakkında pek bir şey öğrenemiyoruz. Tabii bazı unsurları muallakta bırakmak iyidir, okuyucuyu ya da izleyiciyi daha fazla merak ettirir, ancak Chaos Walking’te bu dengenin tutturulamadığı çok bariz.

Sonuç olarak film belirli bir kitleye hitap ediyor havasında. Kitabını okumuş olanlar daha kolay ısınabilir ya da “genç yetişkin” etiketi yemiş işlerden tiksinenler çabucak soğuyabilir.

Hazırlayan: Tuğrul Sultanzade

Yazar: Konuk Yazar

Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız bilimkurgu temalı makale ve öykülerinizi bilimkurgukulubu@gmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır. Gelin bu arşivi birlikte büyütelim...

İlginizi Çekebilir

Elektrik Savaşları: The Current War

Defalarca dillendirildi bu hikaye: Elektrik savaşlarının ortasında kalan Nikola Tesla‘nın yürek dağlayan hikayesi. Ve şimdi, …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin