upgrade

Upgrade ve Rolü Değişen İnsan

Leigh Whannell’ın yönetmenliğini yaptığı Upgrade, bilimkurgu, korku ve aksiyon türlerinin bir karşımı olarak öne çıkıyor. Film giderek daha güncel bir sorun haline gelmeye başlayan ve böylece “bilimkurgusal” nitelikten uzaklaşıp gerçek bir sorun haline gelen bir konuya odaklanıyor. Dijital çağda, tekno kültür ya da ağ toplumunda geleneksel insanın konumu ne olacak? Sürüm 2 insan nasıl bir yaşam sürecek?

Filmin konusuna kısaca bakmak gerekirse, yakın bir gelecekte Grey Trace (Logan Marshall-Green) teknolojik gelişmelerden mümkün olduğunca uzak kalmaya çalışan birisidir, eşi Asha (Melanie Vallejo) ile mutlu bir hayatı vardır. Artık sürücüsüz arabalar iyice yaygınlaşmış, arabaların kontrolü tümüyle yapay zekaya bırakılmıştır. Bir gün eşiyle birlikte eve dönerken aniden hata vermeye başlayan arabaları onları bilmedikleri bir rıhtıma doğru götürür ve oradan kaza geçirirler. Yaralı biçimde arabadan çıktıklarında ise etrafını bir grup kimliği belirsiz kişiler sarar ve Asha’yı öldürüp, Grey’in omuriliğinden vurarak kötürüm bırakırlar. Eşinin yasını tutup yeni kötürüm yaşamına adapte olmaya çalışırken bir gün Jeff Handley (Steve Danielsen) adlı öncü bir teknoloji yatırımcısı gelip kötürümlüğünü sona erdirecek teknolojik gelişmeden bahseder. Böylece bir teknofobik olan Grey hem eşinin intikamını almak hem de yeniden normal bir yaşama dönmek için bu öneriyi kabul eder. Ameliyat başarılı geçer ve kimseye haber vermeden normal hayatına dönme fırsatı edinir.

Bununla birlikte polisler bir türlü suçluları bulamaz. Bir gün Grey’in içinde bir ses duyulur. Stem (Simon Maiden) adındaki bir ses ona eşini öldürenler hakkında yaptığı araştırmaları anlatır. Stem aslında vücudunun kötürüm bölgesini kontrol etmek için yaratılan bir yapay zekadır. Grey, Stem’in talimatlarına uyarak eşini öldürenlerden birisini yakalar. Eski bir asker olan bu kişiyle başa çıkmakta güçlük çeken Grey, Stem’in talimatlarına uyarak bedeninin tüm kontrolünü ona verir ve Stem bu adamı öldürür; ancak öldüren Grey gibi görünür. Öldürülen kişinin bölgesindeki kameraları inceleyen polis Grey’den şüphelenirken, Steve de, Stem’i kapatmaya çalışır. Grey kötürüm kalmamak için hemen bir hacker bulmak zorundadır ve yapılan işlemle Steve’in çabası boşa çıkar. Grey kötürüm olmadan yaşayabilir ama bu sefer de Stem artık bağımsızlaşmıştır ve kapatılması mümkün olmayan bir yaratığa dönüşmüştür. Grey bir yandan eşini öldüren ve fiziksel olarak geliştirilmiş Sürüm 2 insanlara karşı intikam mücadelesini sürdürürken, Stem’in kabul edilemez ve vahşi görünen isteklerine de karşı durmaya çabalar. Görünüşe bakılırsa insan ile yapay zekanın konumları değişmekte, yapay zeka kendine bir beden ararken, insan da mutlu bir dünyada yaşama amacıyla yapay bir evrene taşınmaktadır.

Upgrade de öne çıkan motiflerden ilki filmin konusundan anlaşılacağı gibi teknofobidir. Şimdiden görmeye başladığımız sürücüsüz arabaların birileri tarafından ele geçirildiğinde insan hayatında büyük yıkıcı etkiler yaratma potansiyeli vardır. Dahası başta insan yaşamını daha iyi bir duruma getirmek için yaratılan teknolojilerin, kontrol edilemezlik gibi riskleri bulunmaktadır ve bu gerçekleştiğinde teknoloji hayat kurtarıcılıktan ziyade ölüm yaratan bir “terminatör”e dönüşebilir. Film büyük ölçüde teknolojinin risklerine karşı kötümser bir tarafta yer alıyor gibi görünür ve bunlardan sakınmamız, daha güvenli bir yaşam sürmek için bir “teknolojik geri çekilme”ye ihtiyacımızın olduğunu söyler görünmektedir.

Bununla birlikte film bazı olgulara da dikkat çeker. İlki gönülsüzce maceraya sürüklenen kahraman motifini de yineleyerek çatışmayı daha görünür kılmaya çabalasa da, gerçekten de yaşadığımız tekno kültürün etkilerinden kaçınmanın mümkün olmadığını gözler önüne serer. Bu türden teknofobik geri çekilme, kaçınma anlamsızdır ve sizin kontrol edemeyeceğiniz nedenler yüzünden bir şekilde bu “maceraya” atılmanız gerekebilir. Böylece filmin mesajı biraz da olsa yenilenir, “tekno kültürün etkilerinden kaçabilirsen kaç, ama büyük ihtimal kaçamayacaksın. Buna hazırlıklı ol”.

Diğer yandan filmin görece yüksek not almasının bir sebebi de “beklenmedik” sonudur. Klasik film anlatılarında sıradan kahramanımızı beklenmedik bir durumla karşılaşır, gönülsüzce dahil olduğu macerada çeşitli kötülerle karşılaşır ve sonunda onları alt ederek yeniden bir denge yaratıp, kısmen de olsa normal ve sevgi dolu yaşamına yenilenmiş birisi olarak döner. Upgrade’de ise yine tekno kültürün etkileri o kadar büyümüştür ki bu türden olası “mutlu son”lara bile pek bir yer yok gibidir. İçinizdeki hayat kazanmaya, benliğinizi işgal etmeye çalışan “vahşiye” karşı mücadele edebilir, onu engelleyebilir ama sonuçta yendiğinizi zannettiğinizde beklemediğiniz bir yerde kendinizi bulabilirsiniz. Artık tehditkar bir varlık olarak “öteki” dışarıda değil, içeridedir. Kendi ağlarını her bir yere, bedene örmüştür. Gerçekliğin kendisini, varoluşun temellendiği ideolojik uzamı sorgulamadan gerçekten gerçek olduğunuzu bile anlayamayabilirsiniz.

Filmin özgünlüğü beklenmedik baht dönüşünü (peripeti) bizim sandığımız yerde değil, filmin sonuna yerleştirmesinde yattığını düşünebiliriz. Çünkü korkularımızın dayandığı asıl nokta tam da orada başlıyor.

Yazar: Mikail Boz

Ömrünün yarısını ne yapacağını, kalan yarısını da ne yaptığını düşünerek geçirmek istemeyen bir yersiz yurtsuz... Bilimkurguyu da bu yüzden seviyor...

İlginizi Çekebilir

Steven Spielberg

Artırılmış Sanal Gerçekliğin En İyi Kullanıldığı 5 Güncel Bilimkurgu Filmi

Artırılmış Gerçeklik (İngilizce Augmented Reality – AR) kavramı, Apple’ın yeni ürünü Vision Pro’nun lansmanının yapılmasıyla …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et