The Silence, Netflix’in kıyamet sonrası filmler kervanına katılan son eseri. Tim Lebbon’un 2015 tarihli aynı adlı romanından uyarlanan filmin yönetmen koltuğunda John R. Leonetti oturuyor. Filmin oyuncu kadrosunda ise Stanley Tucci, Miranda Otto, Kiernan Shipka, Kyle Breitkopf, Kate Trotter gibi isimler bulunuyor. Netflix, post-apokaliptik türler için ayırdığı ciddi bütçesine rağmen iyi ve insanın içini ferahlatacak türden bir eser çıkartamamış. Bunun en büyük nedeni, dayatılan mevcut tüketim alışkanlıklarına sinema sektörünün de duyarsız kalamayışı. Topluluklar ya da sinema dünyası bir konu etrafında konuşmaya başlıyor ve platform bu çizgide eser üretme derdine düşüyor. Daha önce ortaya konulanlar umursanmadan ve bir kült eser verme derdi olmadan çıkılan bu yolda elbette her daim sıkı benzerlikler ve keşkeler olması kaçınılmaz.
The silence, A Quiet Place ve The Bird Box ile temelde aynı mantık üzerinden ilerliyor. Yani, kıyamet sonrasına odaklanmış bir atmosferde hayatta kalmaya çabalayan bir avuç sıradan insanın olağanüstü kurtuluş hikâyesine. Film, yıllar önce geçirdiği trafik kazasının ardından duyma yetisini kaybetmiş bir kızın ailesine odaklanıyor. Bir grup bilim insanının, ezelden beri bir mağarada kapalı kalmış canlı türünü istemeden de olsa serbest bırakması tüm dünya için bir felakete yol açıyor. Bu aşamadan sonra ise senarist ve yönetmen ekibi her şeyi oldu bittiye getiriyor; adeta tüm yük oyunculara ve görsel efektçilere bırakılıyor.
Filmde insanları avlayan canlı türü, kör olmasına rağmen tıpkı yarasa gibi sese duyarlı. Kahraman ailemiz ise kızlarının sahip olduğu engelden ötürü işaret dilini halihazırda öğrendiklerinden Vesp adı verilen bu yırtıcı kuşların saldırısı karşısında diğer insanlara kıyasla avantajlı oluyor. Aile bu yetileri ile daha sessiz olduğunu düşündükleri şehir dışına doğru yola çıkarak filmi daha sakin ve daha az maliyetli bir alana sürüklüyor. Şehirdeki diğer bütün ailelere kıyasla temkinli ve soğukkanlı olan kahramanlarımız, sessiz kalmayı ve işaret dili sayesinde yırtıcılardan korunmayı başarıyor. Şehirden uzak bir kır evinde gizlenen aile, sahip olduğu tabletle ara sıra dış dünyadan haber almaya devam ediyor. Bu aşamada ailenin karşısına çıkan dilsiz rahip ve emrindeki küçük grupla olan mücadelesi ise, -rahibin neyi amaçladığı pek anlaşılamasa da- izlenmeye değer sahneler barındırıyor
Teknik ekibin bu sürüncemeden kurtulmak için çokça çaba harcadığı belli olsa da, kendisiyle neredeyse aynı dönemde yayımlanmış benzer filmlerin varlığı arasında ezilmeye mahkûm olmaktan kurtulması çok zor. Zaten büyük saldırılar ve kıyamet sonrası etiketlere sahip birçok yapımın ardından, büyük çabalar harcamadan duyu organlarına indirgenmiş saldırı/savunma durumuyla ne kadar şansı olabilirdi ki? Belki de yıllar önce yayımlanmış olsa, “yani henüz bu konunun suyu çıkartılmadan önce”, eminiz ki çok daha başarılı bulunabilirdi.
Her zamanki gibi insanlığın güvende olduğu ya da kurtuluşa erdiği bir merkezde son bulan film, kapanışta da maalesef bir fark yaratamamış. Filmin yüksek puanlar almasının önündeki en büyük engellerden biri de insanlığı beladan kurtaracak bu kapanış hamlesinin yepyeni bir maliyet sayfası açacağı düşüncesinden yola çıkılarak basit bir anlatımla geçiştirilmiş olması.
Film her ne kadar gerilim türünde çıkış yaptığını iddia etse de, bu amacına erişememiş görünüyor. Buna rağmen film, bilimin ve savaşların aynı hızla ilerlediği şu günlerde olası bir biyolojik felaketin ya da benzer bir yıkımın ardından yaşanacak kaosun neden olduğu belirsizliği anlamamıza yardımcı olabilir. Bu kaotik ortamda hayatta kalmanın ne denli zor olduğunu bilmenin yanı sıra benzer kıyamet sonrası filmlerden haz alanlar için önerilebilecek atıştırmalık bir fikir de olabilir. Büyük beklentilerle izlenmesi tavsiye edilmese de izleyecek bilimkurgu türünde filmlerin bulunamadığı dönemlerde fantastik/bilimkurgu film ihtiyacını kolaylıkla göğüsleyecektir.