k-pax

Dünyevi Olmayan Bir Bakış Açısı: K-PAX

“Sana bir şey söylemek istiyorum, Mark; senin henüz bilmediğin bir şey. Biz K-PAXliler bunu keşfedecek kadar uzun bir süre ortalardaydık: Evren genişleyecek. Sonra kendi içine çökecek. Ardından yine genişleyecek. Bu süreci sonsuza dek tekrarlayacak. Bilmediğin şey ise evren bir kez daha genişlediğinde, her şey şu anda olduğu gibi olacak. Şu sıralar ne kadar hata yaptıysan, bir sonraki sefer de aynılarını yapacacaksın. Yaptığın her hatayı tekrar ve tekrar, sonsuza dek yaşamış olacaksın. Bu yüzden sana şu sıralar hatalarını düzeltmeni tavsiye ediyorum, Mark. Çünkü ‘şu sıralar’ elinde olan tek zaman.” -Prot

Sıradan bir günün sıradan bir vaktinde zamanınızı, bulunduğunuz şehrin veya kasabanın herhangi bir sosyal alanında, görece kalabalık bir yerde geçirdiğinizi düşünün; diyelim ki kentinizin merkezinde veya bir tren garındasınız. Tamam, tren garı olsun; zaten hikâyemizin başlangıcı da orasıydı.

Tren garının bir hayli kalabalık lobisinde bulunduğunuzu hayal edin. Etrafınızda üşüşen ve sürekli bir yerlere yetişmeye çalışan sürüyle insan, avazı çıktığı kadar bağırıp etraftakilerden para koparmak için her türlü taktiği kullanmaya meyilli bir dilenci ve bir anda bulutların arasından kaçmayı başarıp garın camlarından zemine düşen güneş ışınları… Ansızın güneş ışınlarının çarptığı zeminde, adeta hiçliğin ortasından beliren – veya siz fark etmeden oraya doğru yürümüş – bir adam beliriyor. Bir şey yaptığı da yok hani, öylece duruyor . Hatta hemen yanı başında bir kapkaççılık vakası yaşanmasına rağmen aynı soğukkanlılığını koruyor ve yavaşça çantası kaçırılan yaşlı teyzeye yardım etmek için elini uzatıyor.

k-pax

İşin ilginç tarafı bu değil tabii. Asıl ilginç olan; vaka doğrultusunda alana yaklaşan polislerin birkaç soru sormaya başladığında bu soğukkanlı ama dost canlısı görülen adamın verdiği cevaplar: Adam buraya daha yeni geldiğini ama gelişinin trenle olmadığını belirtiyor ve bir anda, bizim gezegenimizin ne kadar parlak olduğuyla ilgili yarı ciddi bir tonla sözler sarf ediyor. Ne düşünürdünüz? Herhâlde polislerle kafa bulan veya akıl sağlığı yerinde olmayan bir insan der geçerdiniz değil mi? İşte kendine Prot diyen ve K-PAX adlı bir gezegenden geldiğini iddia eden arkadaş hakkındaki hikâyemiz tam da burada başlıyor; bir tren garında, polislerle çevrilmiş ve gezegenin parlaklığı yüzünden gözündeki güneş gözlüklerini çıkarmayı reddeden biriyle. Bahsi geçen polisler de elbette herhangi aklı başında birinin yaptığını yapıyor, yani bu adamı derhal gözaltına alıp Manhattan Psikiyatri Enstitüsü‘ne (olay New York’ta geçiyor çünkü) rapor ediyor.

Olaylar, Prot’un bu enstitüde birkaç hafta kalmasının ardından son çare olarak nakledildiği Dr. Mark Powell ile tanışmasıyla gelişiyor. Hikâyenin neredeyse tamamı, bu ikisi arasındaki sıkı muhabbetten ibaret: Dr. Powell’ın Prot’un gerçek kimliğini öğrenmeye çalışması, Prot’un mümkün olması neredeyse imkansız hikâyesiyle ilgili bir hayli inandırıcı cevaplar verip Dr. Powell da dâhil olmak üzere birçok insanı şüpheye düşürmesi… Ve hatta zamanla ikisi arasındaki bu hasta-doktor ilişkisinin dostluğa kadar ilerlemesi…

k-pax2

2001 yılında ekranlara yansıyan, yönetmenliği Iain Softley tarafından üstlenilen ve başrollerinde ise Kevin Spacey ve Jeff Bridges gibi bilindik isimleri barındıran K-PAX, öyküsünü Gene Brewer‘ın kaleme aldığı ve filmle aynı adı paylaşan bir roman serisinin ilk kitabından alıyor. Benzer şekilde, kitapta da K-PAX adlı gezegenden geldiğini iddia eden bir Prot var, ancak filmin kitaptan asıl farkı, kitabın H.G. Wells’inki gibi bir tarzla yazılması, yani Prot ile etkileşimde olan karakterin yazarın ta kendisi (Dr. Brewer) olması.

K-PAX’i diğer bilimkurgu hikâyelerinden ayıran kendine özgü bir niteliği var ki, bu nitelik onu kitaplarından da ayırıyor. O da hikâyenin bize sorduğu eşsiz soru: K-PAX bir bilimkurgu mu? Prot denen bu kişi gerçekten K-PAX’ten gelen bir uzaylı mı, yoksa kendini kasten yahut istemeden bu tür sanrılara kaptıran bir insan mı? Kitapların özellikle bu soruya karşı sergilediği tutum filme nazaran daha bariz, yani K-PAX gezegeninin bir sanrı olmaması daha muhtemel. Ancak filmi tek başına ele alacak olursak, bu soruya cevap vermek sanılandan da zor, çünkü bu iki fikri de destekleyen güçlü ipuçları ve kanıtlar mevcut. Film aynı zamanda insanların olaylara bakış açılarına da güçlü ve vurgulayıcı göndermelerde bulunuyor. Öyle ki bahsi geçen belirsizlik (Prot, Yerküreli mi yoksa K-PAXli mi?) bile kendi inanç sistemlerimizi, prensiplerimizi ve standartlarımızı yeniden düşünmeye iten örneklerden sadece en yüzeysel olanı. Jeff Bridges’ın da vurguladığı gibi insanlara, kendi inanç sistemlerinin birer kapan olabileceğini hatırlatan bir film K-PAX.

k-pax3

İster insan olsun, ister K-PAXli; Prot’un çevresindekilere ve izleyiciye sunduğu bakış açısı, hiç şüphesiz eşsiz özellikler taşıyor. Çevresine sunduğu olumlu etkiler ve bizde yarattığı şüpheci tavırlar, o gittikten sonra bile uzun süre yankılanacak düzeyde. Kim bilir, belki de Prot’un çevresine karşı takındığı bu bir hayli pasif ama aynı seviyede olumlu tavırla hikâyenin yazarı, üzerinde yaşadığımız gezegeni daha iyi bir hâle getirmek istiyorsak, hepimizin birer Prot olmamız gerektiğini vurgulamaya çalışıyordu.

Eğer durum gerçekten buysa, Prot bizdeki bu potansiyeli görmüş demektir. Dolayısıyla, asıl sorulması gereken soru şu olmalıdır: Biz görüyor muyuz?

Hazırlayan: Burak M. Kılıç

Yazar: Konuk Yazar

Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız bilimkurgu temalı makale ve öykülerinizi bilimkurgukulubu@gmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır. Gelin bu arşivi birlikte büyütelim...

İlginizi Çekebilir

bilimkurgu animelerinde kadin temsilleri

Bilimkurgu Animelerinde Kadın Temsilleri

Gerek bilimkurgu gerekse anime endüstrisi, erkek izleyiciye yönelik olduğuna dair talihsiz stereotiplerle boğuşuyor. Son yıllarda …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin