Bir E.T. Hikayesi: Super 8

Çocukken hep havalı bir odam olsun isterdim. Duvarlarında korku filmi posterlerinin asılı durduğu; geceleri penceresinden atlayıp kaçabileceğim; oyuncak askerler, figürler, çizgi romanlar ve bunlara benzeyen daha bir sürü şeyle dolu bir oda. Bu havalı oda hayali nereden mi çıkmıştı? Tabii ki 80’lerin son yıllarında ve 90’ların başında videokasetlerden izlediğim filmlerden. O yıllarda, bir grup çocuğun arkadaşlıklarını ve maceralarını anlatan her filmde, hayalimi daha da alevlendiren bir oda mutlaka olurdu. Çocukların okul çıkışlarında toplandıkları, kurabiye yiyip limonata içtikleri, hayaller kurdukları, bir serüvene atılmadan önce son planlarını yaptıkları sihirli bir mekân.

Maalesef bırakın böyle havalı bir odayı, bir odaya sahip olmak için bile epey bir zaman beklemem gerekecekti. Yine de şanslı bir çocuktum. Belki odam yoktu, ama çok ses çıkaran elektrik süpürgemize karşı savaşımda bana yardımcı olan büyük bir topum ve telsizcisinden paraşütçüsüne sağlam bir ordu oluşturan oyuncak askerlerim başta olmak üzere bir dolu oyuncağım vardı.

Super8-room

Tüm bu oyuncakları dolduracak odaya sahip olduğumda ise iş işten geçmişti. Artık çocuk değildim. Elbette hayaller kuran o çocuk bir yere gitmemişti. (Hala da gitmedi.) Ama torbalar dolusu oyuncağım gitmişti. Nereye gitmişlerdi, hatırlamıyorum. Belki de o zamana dek ben zaten çoğunu bozmuş ya da kırmıştım.  Belki de annem onları, yaşı küçük başka çocuklara vermişti. Yine de artık bir odam vardı. Ve inanın bana, onca yıl bekledikten sonra bu da benim için büyük bir şeydi.

Bugün hala ne zaman o döneme ait bir film izleyip böyle havalı bir oda görsem içimde bir şeyler yeniden alevlenir. İşte bu yazıda size, içinde havalı odalara sahip hayalperest çocukların olduğu o filmlerin birinden bahsedeceğim. Film her ne kadar 2011 tarihli olsa da 1979 yazında yaşanan olayları konu edindiğinden size bahsettiğim filmlerle aynı çizgide durmakta. Bugünlerde Star Wars denince akla gelen isimlerin başında yer alan J.J. Abrams’ın yazıp yönettiği ve yapımcılığını da hepimizin yakından tanıdığı Steven Spielberg’ün üstlendiği bilimkurgu-korku karşımı Super 8 adlı bu film aslında hüzünlü bir hikâyeye sahip.

Yazının bundan sonrası SPOİLER içermekte.

super-8 (1)

On dört yaşındaki Joe, Lillian Çelik Fabrikası’nda meydana gelen bir kazada annesini kaybeder. Böylece Joe ve şerif yardımcısı olan babasının hayatları bir anda altüst olur. Bir süre yalnız kalıp kafasını toparlamak isteyen Joe’nun babası, onu bir beyzbol kampına göndermek ister. Joe’nun ise başka planları vardır. Arkadaşlarıyla birlikte Cleveland Uluslararası Super 8 Film Festivali’ne katılabilmek için Dava isimli bir zombi filmi çekmektedirler. (Alın size bir çocukluk hayali daha.) Alice’in de aralarına katılmasıyla renkli bir kadro kurmayı başarırlar. Ancak Alice ile çektikleri ilk sahnede büyük bir kazaya tanık olurlar. Tren istasyonunda yaptıkları çekim sırasında bir kamyonet raylara girerek tren ile çarpışır. Tren raydan çıkınca ortalık cehenneme döner. Çocuklar canlarını zor kurtarır. O sırada ordunun taşıdığı çok gizli bir kargo da serbest kalır.

Ertesi gün Hava Kuvvetleri olaya el koyar. Kısa süre sonra da insanlar ve köpekler kaybolmaya başlar. Bir şeyler olduğu ortadadır ama Hava Kuvvetleri’nin bir açıklama yapmaya niyeti yoktur. Ortadan kaybolan şerifin yerini alan Joe’nun babası Jackson olayın peşine düşer ve işin aslını ortaya çıkarmaya çalışır. Tabii bu işte yalnız değildir. Bir yandan zombi filmi çekmeye çalışan Joe ve arkadaşları da istemeden de olsa bu işe bulaşmışlardır.

maxresdefault

Super 8 aslında bir E.T. hikâyesi. Film, Hava Kuvvetleri’nin elinden (ve işkencelerinden) kurtulmayı başaran ve tehlikeli görünse de aslında evine dönmekten başka bir şey istemeyen dünya dışı bir canlının hikâyesini konu ediniyor. Ve elbette insanoğlunun farklı gördüğüne karşı ne kadar acımasız olabildiğini de gözler önüne seriyor.

Filmin adını ele almadan yazıya son vermek yanlış olur diye düşünüyorum. Filme adını veren bu Super 8 nedir? Elbette bilenleriniz vardır. Bilmeyenler için ise kısaca bahsetmekte fayda var. Super 8, film şeridinin 8 mm genişliğinde olduğu ve 1965 yılında Kodak Firması tarafından piyasaya sürülen bir film formatıdır. Amatör filmciler tarafından ilgiyle karşılanmıştır. Hatta Steven Spielberg bile kariyerine Super 8 kameralar ve filmler kullanarak başlamıştır. İşte filmde Joe ve arkadaşlarının zombi filmi çekerken kullandığı ekipman da budur.

super-8-alien

Super 8 bir bilimkurgu filminden biraz daha fazlasına sahip. Büyülü bir havası var. E.T., Goonies gibi maceradan maceraya koşan çocukların başrolde olduğu filmleri seviyorsanız Super 8’i de seveceğinizi düşünüyorum.  Ayrıca filmin sonunda Joe ve arkadaşlarının bin bir zorlukla çektiği Dava adlı zombi filmini de izleme şansı buluyorsunuz. E daha ne olsun ama değil mi?

Yazar: Kadri Kerem Karanfil

Bu hesap, artık hayatta olmayan bir yazara aittir. (1980-2021)Bilimkurgu Kulübü emektarı. Yalnız bilimkurguyla değil, korku ve çocuk edebiyatıyla da ilgili. Stephen King'in sadık okuyucusu. Ray Bradbury'nin büyük hayranı. 80'lere ait korku filmlerinin tutkunu.

İlginizi Çekebilir

battlestar galactica

Battlestar Galactica’nın Bilimkurguda Bıraktığı Derin İzler

Battlestar Galactica, kendi yarattığı robotlar tarafından soykırıma uğrayıp kaçak durumuna düşen bir grup insanın hikâyesi …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et